Okyanuslarda canlıların yaşamlarını sürdürmesine olanak vermeyecek kadar az seviyede oksijenin bulunduğu ölü bölgeler, giderek artıyor. Son sayıma göre bu tarz 405 bölge var. Ölü bölgelerin kapladığı alan 245 bin kilometrekareyi aşıyor. Bu da Birleşik Krallık'ın yüzölçümünden daha büyük bir alana tekabül ediyor.
Bu yaz itibarıyla Meksika Körfezi'ndeki ölü alanın 20 bin 700 kilometrekarelik genişliğe ulaşması bekleniyor. Baltık Denizi'ndeki ölü bölge ise 60 bin kilometrekareye ulaşmış durumda.
Düşük oksijen seviyesinin olduğu alanlar doğal yollarla meydana gelebiliyor. Ancak bilim adamları insan faaliyetlerinin de oluşumu tetikleyebileceğini söylüyor. Çiftliklerden ve kanalizasyon sisteminden okyanusa ulaşan nitrojen ve fosforca zengin atıklar, alglerin çoğalmasına neden oluyor. Algler ölürken, oksiyeni emerek çürüyor.
Et endüstrisi suçlanıyor
Çevreci grup Mighty Earth'ün raporuna göre, Meksika Körfezi'ndeki ölü bölgelerin oluşmasında hayvanlar için mısır ve soya fasulyesi üretiminde kullanılan gübre önemli bir rol oynuyor. Çevre örgütü, Amerika'nın en büyük et üreticisi Tyson Foods'u sorumlu tutuyor.
İklim değişikliği yüzünden artan su sıcaklığı da sorunun daha ciddi bir boyuta ulaşmasına neden oluyor. Bu elbette balıkçılık sektörü için kötü haber anlamına geliyor. Plaj keyfi yapmak isteyenleri de etkiliyor çünkü bazı alanlar kirlilik ve koku nedeniyle kapatılıyor.
Okyanuslar hali hazırda çok sayıda yükü sırtında taşıyor. Ancak ölü bölgelerin genişlemesini önlemek imkansız değil. Bilim insanları, Mississippi Nehri'ne karışan atıkların yüzde 59 oranında düşürülmesiyle Meksika Körfezi'neki ölü bölgenin küçültülebileceğini söylüyor. Ancak bunun için yasa koyucuların ve endüstrinin hızlı bir şekilde hareket etmesi gerekiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Jennifer Collins