Pandemi koşullarında okulların açılma tarihini Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 31 Ağustos olarak duyururken, bakanlığın 2019 Faaliyet Raporu'na göre okullarda hijyen ve sağlık koşulları yeterli değil.
Anka Haber Ajansı'nın geçtiği habere göre MEB 2019 Yılı Faaliyet Raporu’nda kurumun ve okulların zayıf yönlerine yer verildi. Raporda ‘okul ve kurumlarda güvenlik, sağlık ve hijyen koşullarının yeterli’ olmadığı kaydedilirken, eğitim sendikalarının sürekli vurgu yaptığı liyakat ile ilgili de “Kariyer ve liyakate dayalı atama ve görevde yükselme sisteminin istenilen düzeyde değil” denildi.
Kariyer ve liyakate dayalı atama ve görevde yükselme sisteminin istenilen düzeyde olmadığına dikkat çekilen raporda, açık liselerdeki zorunlu eğitim çağındaki öğrenci sayısının giderek arttığı kaydedildi.
Derslik ve öğretmen başına düşen öğretmen sayısı arasında farklılık olduğa dikkat çekilen rapordu, “Farklılıkların en önemli kaynaklarından birinin iç ve dış göç ile bölgeler arası sosyoekonomik gelişmişlik farklılıklarının getirdiği tehditler ve personel devir hızının yüksekliği olduğu söylenebilir. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ile özellikle ücretli öğretmen ihtiyacının fazla olduğu bölgeler başta olmak üzere ücretli öğretmen oranının düşürülmesi beklenmektedir. Nitekim, norm kadro doluluk oranlarındaki bu alandaki uygulamaların bir sonucu olarak görülebilir” denildi.
Orta öğretimde öğrenci ve velilerin talepleri doğrultusunda kontenjan bulunmadığı belirtilen raporda, şu tespitlere de yer verildi:
-Ortaöğretimde okul türü kontenjanları öğrenci ve veli talepleri ile uyumsuz.
-Hayat boyu öğrenme kapsamındaki faaliyetlere ilişkin farkındalık düzeyi düşük.
-Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin tespitine yönelik etkili bir tarama ve tanılama sistemi yeterli değil.
-Zorunlu eğitimden ayrılmaların önlenmesine ilişkin etkili bir izleme ve önleme mekanizması yok.
-Eğitim ve öğretim analizi sonucu bölgesel farklılıklar bulunuyor.
-Bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere katılım düşük.
-Haftalık ders saatlerinin ve zorunlu derslerin öğrencilerin gelişim düzeylerine uygunluğuna ilişkin sorunlar var.
-Yabancı dil eğitiminin tür ve ihtiyaca göre belirlenmemiş.
-Bakanlığın bazı birimleri arasındaki yetki ve sorumluluk çakışması var.
-İlköğretimde çocukların düşünsel, duygusal ve fiziksel becerilerini geliştirecek ortamları istenilen düzeyde değil.
-Seçmeli dersler öğrencilerin ilgi ve yeteneklerinden çok öğretmen durumuna göre belirleniyor.
-Eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesine yönelik bir sistem yeterli değil.
-Öğretmenlerin bazı bölgelerde daha uzun süreli çalışmasını sağlayacak teşvik edici mekanizmaların kurulmamış.
-Derslik başına düşen öğrenci sayısında bölgesel farklılıklar ve ikili eğitim uygulamaları var.
-Mesleki ve teknik eğitimde ölçme değerlendirme sisteminin modüler eğitime (öğrenme çıktılarına) yönelik değil.