İstanbul Üsküdar’da bulunan Altunizade KYK Erkek Öğrenci Yurdu 1812 ada, 90 parselde bulunan arazideki, Hazine adına kayıtlı 1983’te Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan erkek öğrenci yurdunun yıkılarak, arazinin vakfa devredilmesine tepki gösteren CHP Üsküdar ilçe başkanı İbrahim Çağlar Atalar, "Bu alana bir vakfa ait ücretli yurt yerine, daha önce de olduğu gibi bir devlet yurdu yapılmalıdır. Yetkililere bir kez daha seslenerek bu hatadan dönülmesini talep ediyoruz" dedi.
İstanbul’un en büyük öğrenci yurtlarından Altunizade Kredi ve Yurtlar Kurumu Erkek Öğrenci Yurdu 2016’da Mahmud Esad Coşan Eğitim, Kültür, Dostluk ve Yardımlaşma Vakfı’na devredildi ve yıkıldı. Kullanımı için “kamu yararı”nın şart koşulduğu alan, artık vakfa ait özel bir eğitim kurumu kullanılacak.
Medyascope'tan Fırat Fıstık'ın haberine göre Vakıf, 3 Mart 2015’te, bine yakın öğrenciyi barındıran, biri yemekhane olmak üzere toplam dört binanın yer aldığı yurt yerleşkesinin bulunduğu alanın 30 yıl süreyle kendilerine tahsis edilmesini talep etmişti. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı KYK Genel Müdürlüğü de İstanbul Valiliği’ne yolladığı yazıda söz konusu binaların ekonomik ömürlerini tamamladığı ve depreme dayanıksız olduğu için 23 Temmuz 2014’te hizmete kapatıldığı açıklamıştı.
Bugün öğrenci yurdunun bulunduğu arazinin girişinde bir basın açıklaması yapan CHP Üsküdar ilçe başkanı İbrahim Çağlar Atalar, şu ifadeleri kullandı:
"Milli Emlak yani Hazine arazisi olan 1812 Ada 90 parselde yer alan 12.244 m2 alana sahip arsa üzerindeki yapı ile Gençlik ve Spor bakanlığına bağlı KYK yurdu olarak 2015 yılına kadar öğrencilerimizin barınma ihtiyacına cevap vermiştir.
Öncesinde Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı 800 öğrenci kapasiteli Altunizade Erkek Öğrenci devlet yurdu iken 2015 yılında depreme dayanıklılığı, mukavemet ve dayanımının yetersizliği sebebi ile boşaltılan ve fonksiyonu elinden alınan, 2019 yılına kadar da atıl bir şekilde yerinde duran yurt binası 2019 yılında yıkılmıştır.
Ne hikmetse 2019 yılında yıkılan binanın bulunduğu bu arsanın tahsisini, Gençlik ve Spor Bakanlığı 2015 yılında ihtiyacı olmadığı gerekçesi ile istememiş, kendi tahsisinin kaldırılmasını talep etmiş. EE alanın isteyenin istemeyenin canına minnet planlar tezgahlar işliyor tabiii. Tahsisin kaldırılması ile de hooop 3 ay sonra Mahmud Esad Coşan Vakfına mevzu konu arsanın yeni tahsisi gerçekleşmiş, Yurt Binası da atıl haliyle de 3-4 yıl boyunca kaderine terk edilmiştir 2019 yılına kadar.
Şimdi gelelim Mahmut Esad Coşan Vakfına tahsis edilmesinin sonrasına...
Arsa ve emsaller küçükmüş gibi Dönemin Büyükşehir belediyesi 1/5000 imar planlarını, dönemin Üsküdar belediyesi de 1/1000 nazım imar planı değişiklikleri ile 1 olan emsal 2 ye çıkarılır. İnşaat alanı 2 katına çıkar 2 kat bodrum verilir ve bodrum katlar arsa sınırlarına kadar genişletilir ve bu ağaçların idam kararı bakanlık, hazine, ilgili belediyeler ve Vakıf işbirliği ile imza altına alınır.
Kamuya ait bir alanın, bir vakfa bu şekilde peşkeş çekilmesi ve daha önce mevcut olan, devlete ait KYK yurdunun yerine, özel nitelikte ücretli bir yurdun yapılacak olması kesinlikle kabul edilebilir değil.
Ekonomik şartların her kesimi derinden etkilediği ve hayat pahalılığının son derece sarsıcı bir noktaya geldiği bu günlerde, öğrencilerimizin barınma problemlerini ortadan kaldıracak adımların devletimiz tarafından atılması gerekirken, gençlerimizin, çeşitli vakıfların insafına terk ediliyor olması doğru değil.
Bu anlamıyla, öğrencilerimizin ucuz ve güvenilir devlet yurtlarından yararlanabileceği imkanların oluşturulması gerekiyor.
Bunun için de, bu alana; bir vakfa ait ücretli yurt yerine, daha önce de olduğu gibi bir devlet yurdu yapılmalıdır!
Buradaki mevzu da aynı gezideki gibi ağaç meselesinden ziyade hak hukuk adalet meselesidir.
Konunun bir diğer önemli noktası ise; yapılması planlanan yurt binası için burada gerçekleştirilmek istenen doğa katliamı.
Evet, vakfın talebi üzerine tüm prosedürleri jet hızıyla tamamlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı, burada yapılacak inşaat çalışmaları için 130 adet ağacın kesimine onay vermiş durumda.
13 adet akçaağaç, 1 adet akdeniz defnesi, 3 adet akdeniz servisi, 1 adet dişbudak, 2 adet doğu çınarı, 18 adet fıstıkçamı, 5 adet ıhlamur, 1 adet karakavak, 1 adet karaağaç, 9 adet karaçam, 9 adet kızılçam, 63 adet sahilçamı, 1 adet saplı meşe ve 3 adet sedir ağacı için kesim kararı verildi ve bu ağaçlar için tahmini olarak 64 bin TL değer belirlendi.
İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından 3 Haziran’da yapılacak ihale sonrasında bu ağaçların kesimi için çalışmalara başlanacak.
Yeşil alanların son derece kısıtlı olduğu ve yoğun yapılaşmanın hakim olduğu ilçemizde yeşil alanların yok edilmesini ve tek bir ağacın dahi kesilmesini kabul etmiyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak burada yapılan hukuksuz tahsis işlemine ve verilmek istenen çevre tahribatına karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Bu kapsamda, hukukçu arkadaşlarımız kesim işlerinin ve ihalenin iptali için gerekli başvuruları yapacaklar. Ancak biz bir kere de buradan yetkililere seslenerek bu hatadan dönülmesini talep ediyoruz.
Bu hatadan dönün ve bu katliama dur deyin!
Bizler, Üsküdar’ımızın varlıklarının rant uğruna talan edilmesine ve tarikatlara peşkeş çekilmesine müsaade etmeyeceğiz.
Gezinin 11. Yıl dönümünde yine ağaçları korumak için, yine hak, hukuk ve adalet düzenini korumak için buradan tahsis işlemini gerçekleştiren kişi ve kurumlara sesleniyoruz. Validebağ'da, Tibaş'ta ve birçok yeşil katliamı yapılmak istenen alanlarda nasıl mücadele ettiysek yine öyle mücadele edeceğiz. Sonunu siz de gayet iyi biliyorsunuz ki KAZANACAĞIZ. Sizleri buradan tekraren uyarıyoruz, bu yanlıştan bir an evvel dönün. Kamuya tahsis edilmiş bu alanı kamu hizmetinde kullanmaya devam edelim, ağacı ve doğayı koruyalım."