T24- Valilik, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı, Cumhuriyet Senatosu Başkanlığı ve Cumhurbaşkanı Vekilliği yapmış İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarını 1990'da yayımlayan gazeteci Tanju Cılızoğlu, Taraf gazetesinde yayınlanan ve Çağlayangil'e ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarını inandırıcı bulmadığını söyledi. Cılızoğlu, Çağlayangil'e atfedilen Dersim katliamı ile ilgili sözler için "Sayın Çağlayangil’in üslubu son derece farklıdır, kendisine atfedilen o sözler, diplomatik diline bile uymuyor" diye konuştu.
Taraf gazetesinde yayınlanan haberi sorgulayan Cumhuriyet Yazarı Işık Kansu cumartesi (28 Kasım 2009) günkü yazısında haberle ilgili olarak Tanju Cılızoğlu ile yaptığı görüşmeye yer verdi.
Kansu'nun "O sözler Çağlayangil'in mi' başlıklı yazısı şöyle:
Taraf gazetesinden Ayşe Hür’e “geçtiğimiz aylarda” posta ile bir ses kaydı geliyor. Kayıttan, Dersim isyanı sırasında bölgede incelemeler yapmakla görevlendirilen İhsan Sabri Çağlayangil ile 1986’da yapıldığı ileri sürülen bir söyleşi çıkıyor. Bu ses kaydını Ayşe Hür, elinde tutuyor. Ne zaman Onur Öymen TBMM’de Dersim isyanını dile getiriyor, Ayşe Hür, hemen köşesinde ses kaydını yazı konusu ediyor.
Kimin, nerede, niçin yaptığı, bir kitapta, gazetede yayımlanıp yayımlanmadığı, yayımlanmadıysa neden yayımlanmadığı bilinmeyen bu kayıta göre, Çağlayangil’e ait olduğu iddia edilen ses, “Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden. Bunları fare gibi zehirledi. Yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler” diyor.
Aynı ses kaydı, Almanya kaynaklı bir sitede de yayımlanıyor ve kimi yazılarda oradan alıntıyla, kaynağı belli olmamasına karşın “kaynak” olarak gösteriliyor.
Konuyu, yaptığı uzun söyleşiler sonrası 1990’da da Çağlayangil’in anılarını yayımlayan gazeteci Tanju Cılız-oğlu’na danıştık. Cılızoğlu, kendisinin söyleşiler boyunca hiç “ses kayıt aracı” kullanmadığını, Çağlayangil’in söyleşiler sırasında söylenmedik bir şey bırakmadığını, o ses kaydında dile getirdiği ileri sürülen iddialara hiç yer vermediğini, hatta “yazılmamak koşuluyla” anlattıklarında bile böyle bir konuya değinmediğini özellikle vurguladı. Cılızoğlu, ekledi:
“Sayın Çağlayangil, ben bu kitabı yazana kadar konuyla ilgili hiçbir şey yayımlanmamıştı. Bana da ‘Bunları sana ilk defa söylüyorum, Hatta kızım Fatoş bile bilmez” dedi. Ayrıca, anılarını bir başka kişiyle paylaştığını bana ne ima etti, ne de söyledi. Herhangi bir yerde, Dersim isyanı ile ilgili kendisine ait olduğu ileri sürülen bu sözleri sarf etmiş olsaydı, bana da söylerdi. Sayın Çağlayangil’in üslubu son derece farklıdır, kendisine atfedilen o sözler, diplomatik diline uymuyor bir kere. İhsan Sabri Bey günlük hayatında da diplomatik dilin dışına çıkmayan bir insandı.”
Dersim isyanının, Cumhuriyet düzenine karşı çıkan gerici Seyit Rıza ve onun sürüklediği aşiretler tarafından başlatıldığı, tüm belgeleriyle ortadadır ve yadsınamaz. İsyanın bastırılması ile ilgili uygulamalar ise başka bir konudur. Ancak, o uygulamalar konusunda birtakım tezler ileri sürenlerin, belge olarak gündeme getirdikleri kaynakların sağlam ve inandırıcı olması gerekiyor.
Kötü niyet için uydurulmuş sahte belgeler üzerinden akılcı tartışma yürütülemez!