Şarkıcı Nil Karaibrahimgil, ‘neden yaşlanmadığı’ sorusuna, “Ben 187 yaşında bir kız çocuğuyum çünkü” cevabını verdi. Bir kadının özgürlüğünün anahtarının ‘kendi parasını kazanması’ olduğunu söyleyen Karaibrahimgil, “Bir erkeğe hesap vermeden yaşayabilirseniz ne mutlu size! Atınız dörtnala koşar” dedi.
Son şarkısı ‘İyi ki’nin ve videosunun yayınlanmasının ardından Hürriyet gazetesinden Onur Baştürk’e konuşan Karaibrahimgil, eşi Serdar Erener’le ilişkilerine dair de şunları anlattı:
“Kendimi hep sakınıp saklardım. Sanki biri gelip alacaktı. Biri geldi ve aldı da! Serdar’la bin yıllardır süren bir aşkı birkaç hayatta yaşıyormuşuz gibi hissediyorum. Bir yerde okudum, “Aşk hayatın balkonu” diye. Balkona çıkmadan hayat yaşanmaz, ama günümüzde bilemiyorum tabii. Ben başka bir zaman dilimindeyim! Tahammülsüzlük sadece ilişkilerde değil, genel bir var oluş şekli oldu.
Her an her şeyin el altında olması yolculuk hissini öldürdü. Habire varıp duruyorsun. Işınlanıyorsun oradan oraya. E sersem oluyorsun tabii. Sosyal medya diyetleri ve sakin olma yolları bulmak lazım. Bir de mahremiyet önemli. El ele, diz dize, göz göze sohbet etmek, dokunmak.
"Ben onun kanatları oldum o benim ayaklarım"
Aldı derken, ben bekleyişteydim ve bir el uzandı anlamında söyledim. Daha romantik bir yerden yani. Bir tren istasyonunda inmiş, eline de “Şu isim seni karşılayacak” yazılmış bir kız düşün.
Onun gibi. Benim kağıtta “Serdar” yazıyordu. Serdar da elinde Nil yazan bir kart taşıyordu, öyle buluştuk. Ben de onu aldım tabii. “Aldım verdim, ben seni yendim”cilik oynamadan yan yana durabiliyoruz çok şükür. Ben onun kanatları oldum o benim ayaklarım.”
"Bilim bile artık beynin değişebilme özelliğinden bahsediyor"
Karaibrahimgil, Baştürk’ün alışkanlıklar ve kendini şaşırtmakla ilgili ‘Neden yaşlanmıyorsun’ sorusuna da şu yanıtı verdi:
“İnsanın doğar doğmaz karşısına kendisinden bir tane daha dikiliyor! Yumrukları ondan yiyorsun, şefkati de ondan görüyorsun. Bunu anlamak zaman alıyor. Bir türlü yüzünü göremediğin bir düşman ve dost gibi. Hani filmlerde olur ya, seni kovalayanı en sonunda yakalar kapüşonu bir indirirsin: Kendin! Buyur bakalım...
Ben 187 yaşında bir kız çocuğuyum çünkü! Tutarlılığı da hiç sevmem. Kendimi niye kalıba sokayım. Şekilden şekle girebilmenin özgürlüğü varken... Üstelik bilim bile artık beynin değişebilme özelliğinden bahsediyor.”
Baştürk'ün Karaibrahimgil'le yaptığı söyleşinin tamamını şuradan okuyabilirsiniz.