T24 - Kürtlerin kendilerine ayrımcılık yaptığını söyleyen güneydoğulu eşcinseller ilk kez Nevruz kutlamalarına katıldı. Gökkuşağı renklerindeki gay bayrağı açan grup Kürtlerdeki ‘Bizden çıkmaz’ anlayışından şikâyetçi.
Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında taşıdıkları gökkuşağı flamalarıyla dikkat çeken eşcinseller, Hevjin (Birlikte Yaşam) Dergisi etrafında örgütlenerek, yaşadıkları sıkıntıları anlattılar. Kendi coğrafyalarında kabul görmediklerinin altını çizen eşcinsellere, İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir ve Adana’dan gelen arkadaşları da destek verdi.
Diyarbakırlı 25 yaşındaki transseksüel Öykü Sezer, Kürtlerin eşcinsellere ayrımcılık yaptığını söyleyerek şunları anlatıyor: “Kürt’sünüz ama Kürt olamıyorsunuz. ‘Bizden çıkmaz’ anlayışı var. Burada yaşamak için kendi kimliğinizi savunamıyorsunuz. Kimliğinizi dile getirdiğiniz zaman ise sözlü ve fiziksel şiddetle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ben hem kimlik hem de cinsiyet olarak kadınım. Geçenlerde minibüs durağında 3-4 kişi yanıma gelerek nereli olduğumu sordu. ‘Mersinliyim’ dedim, ‘Buralı olsaydın ağzını, burnunu dağıtırdık’ diyerek çekip gittiler. Benim için zor bir durum. Kendi kimliğimi savunamıyorum. Genelde, burada transseksüel olduğumu anlamıyorlar. Anlaşılırsa herhalde yaşayamazdım. Kimliğimi gizlemek zorunda kalıyorum.”
Göç etmek istemiyorum
Kimliğini ailesinde de gizlemek zorunda kalan Öykü Sezer, “Ailemle görüşmüyorum. Dışarı pek çıkmadığım için de karşılaşmıyoruz. Zaten karşılaşsak bile beni tanırlar mı bilemiyorum. Burada aileye açılmak zor. Birçok arkadaşım batıya göç etti. Ancak, burası benim memleketim, göç etmek istemiyorum. İstanbul’da bir yıl yaşadım. Batıda Kürt olarak, burada ise hem Kürt hem de transseksüel olmam nedeniyle iki kez ayrımcılığa uğruyorum. Nevruz bizim bayramımız. Katılmamamız tuhaf olur. Biz, Kürtlerin bir parçasıyız. Kürt kimliğimizle kabul görelim” diyor. Pek çok yere iş başvurusu yaptığını ama hiçbir yerden olumlu sonuç alamadığını söyleyen Sezer zorunlu olarak seks işçiliği yaptığını ve bu durumun içini acıttığını anlatıyor.
Üniversitede öğrencisi S.Ç. ise, etrafında örgütlendikleri Hevjin Dergisi’nin amacının kendilerini bu coğrafyada ispat etmek olduğunu anlatıyor: “Biz buradayız. Nevruz’da kendi bayrağımızı da açtık. Ama kutlamalara katılanların birçoğu o bayrağın ne olduğunu bile bilmiyordu. Bizi Avrupa’dan geldik sandılar.”
İ.S.’nin ise iki üniversite diploması var ama evde ve sokakta hep rol yapmaktan bıkmış: “Tiyatro oyuncusu gibiyiz. Toplumun istediği rolü oynuyoruz. Gerçek kimliğimizi kendi aramızda yaşıyoruz. Nevruz bizim de bayramımız. Bu ülkede Kürt sorununun var olduğuna ve demokratik yoldan çözülmesi gerektiğine inanıyoruz” diyor.
İki dilde çıkıyor
Diyarbakır’da üç yıldır çalışma yürüten LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) oluşumunun ilk dergisi olan Türkçe-Kürtçe Hevjin Dergisi, Güneydoğu’da yaşayan LGBT bireylerine ulaşabilmek ve farkındalık kazandırmak için çalışıyor. Homofobi ve ayrımcılık meselesini de tartışmaya açmak istiyor. Hevjin’i çıkaran eşcinseller, saldırıya uğrar endişesiyle dergilerinin dağıtımının yapılamamasından yakınıyorlar. Dergi çalışmalarını ise Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi veya kendi evlerinde bir araya gelerek yürütüyorlar.