Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, konut sorununa acil çözüm bulunmazsa Türkiye’de de evsizler sınıfının oluşmaya başlayacağını belirterek “Evden çalışma, evden alışveriş ve ekonomideki sıkıntılar nedeniyle birçok işyeri ve AVM'nin boş kaldığı, tam dolmadığı, kiracı bulamadığı gözüküyor. İmar planlarında işyeri, AVM olarak gözüken bu yapıların, gerekli imar değişikliği yapılarak konut olarak satılmaları sağlansın” önerisinde bulundu.
TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, haftalık basın toplantısı düzenledi. 9 Nisan’dan bu yana af çağrısında bulunan Sarıgül, bu çağrısını yineleyerek sözlerine başladı.
“AVM’ler konut olsun”
Barınma sorununa dikkat çeken Sarıgül, “Merkez semtlerde oturanlar, kenar semtlere, kenar semtlerde oturanlar, gecekondulara taşınıyor. yeni evliler, baba evine gidiyor. Gençler evlenemiyor. Asgari ücret ev kirasına yetmiyor. Bu soruna acil çözüm bulunmazsa, çok yakında bizde de evsizler sınıfı oluşmaya başlayacak.
Türkiye Değişim Partisi olarak, bu sorununun çözümü için hemen uygulanabilecek şu öneride bulunuyoruz: Evden çalışma, evden alışveriş ve ekonomideki sıkıntılar nedeniyle birçok işyeri ve AVM'nin boş kaldığı, tam dolmadığı, kiracı bulamadığı gözüküyor.
İmar planlarında işyeri, AVM olarak gözüken bu yapıların, gerekli imar değişikliği yapılarak konut olarak satılmaları sağlansın. Halen yapımı devam eden, bu tip projeler de gerekli imar değişikliği yapılarak konuta çevrilsin. Bunlar konut arzını artıracaktır. Yetkilileri bu önerimizi dikkate almaya ve acil çözüm bulmaya çağırıyoruz.” diye konuştu.
“Tarımı hor gören yarını zor görür”
Sözcü'de yer alan habere göre, buğdayda hasat zamanının yaklaştığını belirten Sarıgül, “Çiftçimiz taban fiyatın, açıklanmasını bekliyor. Çiftçimizin buğday ekmeye, devam etmesi için, para kazanması lazım… Buradan, yetkilileri uyarıyorum. Geçen yıl, benim çiftçimin buğdayına, 2 bin 250 TL fiyat verdiniz, Rusya, Ukrayna çiftçisinden, 6 bin 500 TL'ye buğday aldınız.
Bu yıl da yabancı çiftçiyi zengin etmeyin. Buğday alım fiyatını en düşük 8 lira olarak belirleyin. Yabancı çiftçiye vereceğiniz, parayı bizim çiftçimize verin. Çiftçimizi küstürmeyin. Çiftçi küserse aç kalırız. Betona ve ranta doymadınız. Tarımın, önemini anlamadınız. Ama şu çiftçi sözünü unutmayın. Tarımı hor gören, yarını zor görür.” ifadelerini kullandı.
“Zamlar dayanılmaz bir hal aldı”
“Pahalılık ve zamlar dayanılmaz bir hal aldı.” diyen Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hem asgari ücretin hem emekli maaşlarının açlık sınırının altında kalmayacak şekilde hemen güncellenmesi lazım. Çiftçinin ve esnafın nefes alması için çektikleri kredilerin faizlerini silinmesi lazım. Engelliler, öğretmenler, sağlıkçılar atama bekliyorlar, atamaların derhal yapılması lazım.
Sağlık çalışanlarının maaş ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi lazım. Emniyet mensuplarının, çalışma koşullarının düzeltilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi, 3600 ek göstergelerinin verilmesi lazım. Uzman erbaşların, sivil memurluk, silah, sağlık, kıdem, atama gibi mağduriyetlerinin giderilmesi lazım.
3600 ek gösterge kanunun hemen çıkması lazım. EYT'liler sadaka istemiyorlar, gasp edilen haklarını istiyorlar. EYT'lilere haklarının verilmesi lazım. KYK borcu olan genç sayısı 5 milyona dayandı. Bunların 400 bini ise icralık, öğrencilerin KYK borçlarının faizlerinin silinmesi lazım. Askerlik yapanların SGK primlerini, devletin ödemesi lazım”
“Kendi yağımızla kavrulma zamanı”
İktidara çağrıda bulunan Sarıgül, “84 milyon için çalışın” diyerek,
“Kendisini mucize adam, projelerini mucize proje sanan, okumuş cahiller var. Türkiye bunları geçmişte gördü. Kemal Derviş'te böyle diyerek geldi. ABD'nin, AB'nin, IMF'nin tetikçiliği yaptı.
Türkiye'nin mucize projelere, Kemal Derviş fotokopilerine, emperyalist güçlerin reçetelerine ve politikalarına ihtiyacı yok. Bu vahşi kapitalist politikalar, bu kuralsız, sınırsız liberal reçeteler yüzünden, çocuklarımız, ete, süte, yumurtaya hasret kaldı. Bu reçete ve politikalar yüzünden milyonlarca insanımız açlık sınırının altında yaşıyor.
Pandemi dönemi, küresel ısınma ve bu yaşananlar gösteriyor ki; zaman artık kendi yağımızla kavrulma zamanıdır. Zaman artık; ayağımızı, yorganımıza göre uzatma zamanıdır. Zaman artık, kendi kendimize yetme, dışarıya el açmama zamanıdır. Zaman artık, gelirimiz kadar harcama zamanıdır. Kısacası, zaman artık, ekonomik milliyetçilik zamanıdır.” ifadelerini kullandı.
“Ekonomik milliyetçiliği, dışarıdan himaye arayanlar yapamazlar”
Sarıgül, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ekonomik milliyetçiliği içinde insan sevgisi olanlar, önce Türkiye diyenler ve kalbi Türkiye için atanlar yapar. Bu kadrolar, Türkiye Değişim Partisinde var olan kadrolardır. Türkiye Değişim Partisinin çizgisi, vicdandır, merhamettir, berekettir, adalettir.
Türkiye Değişim Partisi kardeşlik hukukunun ve toplumsal barışın adresidir. Türkiye Değişim Partisi olarak biz, milletimiz mutlu, devletimiz güçlü olsun diye varız. ülkemizi içeride huzurlu, dışarıda onurlu bir ülke yapacağız.”