Gazeteci, yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hem BAE hem İsrail ile aynı süreçte gelişen ilişkilerinin, 2011’den 2020’ye dek izlediği Orta Doğu politikasından vaz geçtiğinin tescili olduğunu söyledi.
Yetkin, yazısında şunları kaydetti:
"Kanal İstanbul gibi riskli ve tartışmalı projelere yatırım çekmenin yanı sıra, Türkiye’nin ekonomik varlıklarını Körfez yatırımcılarına satma çabaları bu dönem öne çıktı.
Katar Dışişleri Bakanı Abdulrahman El Sani’nin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nuyla basın toplantısında “Türkiye’nin ekonomik zorluklarının ortaya çıkaracağı fırsatları” yakından izlediklerini söylemesi bu durumun açık ifadesiydi.
İş çevrelerinde hükümet kanadında yalnızca Türkiye varlık Fonu (TVF) kontrolündeki kamu şirket ve kuruluşlarının değil, bazı özel şirket ve tesislerin de 2023 seçimleri öncesinde Körfez’deki Arap yatırımcılara satılması için devreye girme girişimleri olduğu konuşuluyor.
Bir ara Türkiye’nin Kıbrıs siyasetinde sesi yükselen “Ver Kurtul” eğilimi vardı. vardı. Umarım bu girişimler bir tür “Sat Kurtul” siyasetine dönüşmez. Bu arada, merak edenlere, bir süredir BAE’de yaşadığı bilinen Sedat Peker’e ne olduğuna dair henüz hiç bir haber yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok istediği halde Rusya-Ukrayna gerilimi kendisi arabulucu olmadan ABD-Rusya arasında çözülecek gibi duruyor. Ama bu tarafa baktığımızda BAE ve İsrail ile aynı süreçte gelişen ilişkiler Türk dış politikasında yeni bir dönüm noktası sayılabilir. Sırada Mısır ve Suudi Arabistan olabilir."