12. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali'nin açılış töreninde konuşan oyuncu Müjde Ar, "Kibar Feyzo"nun eskimeyen bir film olduğunu ve bugün de aynı heyecanla izlenileceğini ifade ederek "Biliyorum ki, totoliter düzenler insanları ne kadar kul olarak görürlerse görsünler, sonunda yıkılmaya mahkûmlardır. Ben KHK'lı değilim ama ben de televizyonda yaptığımız 4 kadın programından ötürü ekranlardan kovulmuştum. İyi ki kovmuşlar. 2.5 yıl da hapsim var ağzımı çok fazla açamıyorum ama aşağı yukarı neler söyleyeceğimi tahmin ediyorsunuzdur" dedi.
Sözcü'de yer alan habere göre; 12. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin açılışı, önceki akşam Şişli Kent Kültür’de düzenlenen törenle gerçekleştirildi. ‘Kibar Feyzo’ filminin gösterildiği geceye onur konuğu olarak katılan Müjde Ar, sunucu Onur Saylak’a sarılarak, ‘Çok büyük hayranınım. Bir gün, bir şey de yaparız belki’ dedi.
Sahneye ödülünü almaya çıkan Ar, sunucu Saylak'a sarılarak, "Bu arada çok büyük bir hayranınım onu da söyleyeyim. Hiç karşılaşmadık bugüne kadar. İnşallah beraber bir şey de olur. Onur, beğendiğim duruşu çok sağlam bir oyuncu" dedi. Bu sözler karşısında "Vallahi neden olmasın" ifadesini kullandı.
"Sefaletin dibine vurduk"
Ödülünü DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu'ndan alan Müjde Ar, şunları söyledi:
“Kibar Feyzo, çekeli 40 yıl olmuş. 1978 yılı adı geçen Harran köyü 65 derece bir sıcak. 2.5 ay kaldık. Sefaletin dibine vurduk orada. Adile Naşit ile bir öğretmenevi gibi bir yer vardı, öğretmen de yok zaten. Bizi bir odaya aldılar. İki demir yatak ve bira kutuları içinde ayaklarında su vardı. Bunlar ne dedim, ‘Abla bunlar fare için akrep için bildiğin her şey için' dedi. Rahmetli Adile Naşit de sinekten bile korkardı. Birbirimiz dürtüp ne geldi diye soruyorduk. Filmi böyle bitirdik. Ben de çok güzel anılar var. Bana dediler ki sen çok dişisin köy kadını olamazsın dediler Arzu Film'den tırnaklarımı kopara kopara aldım. Bence Kibar Feyzo, tam tamına bir başkaldırının filmidir, isyanın filmidir. Ve feodalitenin altında ezilen insanların hikayesidir”
"Biliyorum ki, totaliter düzenler insanları ne kadar kul olarak görürlerse görsünler, sonunda yıkılmaya mahkumlardır. Ben KHK'lı değilim ama ben de televizyonda yaptığımız 4 kadın programından ötürü ekranlardan kovulmuştum. İyi ki kovmuşlar. 2.5 yıl da hapsim var ağzımı çok fazla açamıyorum ama aşağı yukarı neler söyleyeceğimi tahmin ediyorsunuzdur. Şimdi benim eşimden dolayı iki tane çok sevdiğimiz torunlarımız var Deniz ve Onur Ercan. Defalarca Kibar Feyzo seyrediyorlar her cumartesi-pazar… Sonra da bana dönüp diyorlar ki ‘yaa babaanne ‘aganın pokunun üstüne pok olir mi?'. Ben de onlara her zaman aynı cevabı veriyorum, ‘Olur hem de çok iyi olur"