15 Temmuz Darbe Girişimi

"Muhsin Yazıcıoğlu'nu ve eşimi FETÖ öldürdü"

Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasında yanında bulunan gazeteci İsmail Güneş'in eşi konuştu

06 Ağustos 2016 22:02

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesiyle ilgili şüpheliler arasında adı geçen Yarbay Davut Uçum, Astsubay Aydın Özsıcak ve Emniyet Müdürü Dursun Özmen’in 'FETÖ üyesi' olduğu iddiası ve darbe girişiminden tutuklanması, gözleri ‘suikast’ şüphesiyle 7 yıl sonra yeniden açılan soruşturmaya çevirdi. Yazıcıoğlu ile birlikte helikopterde bulunan, telefon ile yaptığı yardım çağrılarına yanıt alamayınca donarak hayatını kaybeden İHA muhabiri İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş dosyanın ‘faili meçhul’ değil, ‘faili belli’ olduğunu dile getirdi. Güneş, “Bizim dosyadan 15 Temmuz darbesi ve Cumhurbaşkanımıza suikast çıktı. Eşimi, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve diğerlerini FETÖ öldürdü, dosyayı da kapattı” dedi.

 

Ölüm şekli kanıt

 

Star gazetesinden Ömer Çağlak'a konuşan helikopterin düşmesinin kaza değil, bir suikast olduğunu vurgulayan Yasemin Güneş, “ 7 yıldır FETÖ’nün yaptığını söylüyoruz. İsmail’in ölüm şekli bile cinayetin en büyük kanıtıdır. Fethullah Gülen ABD’den getirilmeli ve idam edilmeli” ifadesini kullandı. 

Eşinin otopsi raporuna dikkati çeken Yasemin Güneş kusursuz bir suikast planını İsmail Güneş’in bozduğunu söyledi: “Eşim helikopter düştükten sonra 4-6 saat içinde ölmüş. Cenazesi kazadan 5 gün sonra 600 metre uzaklıkta bulundu. Telefon konuşmasını hatırlayın helikopterin içinde sıkıştığını söylüyordu. Sökülmesi zor olan koltuğu söküp nasıl uzaklaşır. Fotoğraflarda eşimin üzerinde 20 cm kar var ama koltuk tertemiz. Çenesinin ve kaburgasının 4 yerinden kırık olduğu uzun süre bizden saklandı. İsmail’in telefon konuşmasında sesi düzgündü. Çenesi kırık olsa öyle konuşamazdı. Kaburgası kırık olsa nefes alışından anlardık ve 600 metre ilerleyemezdi. Çok konuşulmadı ama olaydan sonra siyah kıyafetli adamlar öldürmüşler. Naaşının bulunduğu gün helikopterin cihazları da çalındı.”

Kaza Kırım raporunu hazırlayan sivil havacılıkta görevli 3 kişinin o dönem yetki belgesi olmadığını, daha sonra ABD’den aldıklarını belirten Yasemin Güneş, şunları anlattı:

 

Raporsuz geçen 7 yıl

 

“Bu kişiler daha sonra tutuklandı, rapor düştü. Ne acıdır ki bu dava 7 yıldır kaza kırım raporu olmadan ilerledi. Herkese öfkeli, kızgınım. Eşimi katledip, bizimle alay ettiler. Dosyanın 3 şüphelisi darbeden tutuklandı ama daha 129 şüpheli var. Bazıları hala görevde. Hala ödüllendirilen ve rütbe alanlar isimler var.”

 

Kameradaki sır görüntü

 

İsmail Güneş’in kamerasındaki görüntülerin Genelkurmay’a teslim edildiğini anlatan acılı eş Yasemin Güneş, siyah giyimli adamların yer aldığı kayıtların sümenaltı edildiğini söyledi. O görüntüleri izleyen gazeteci baba-oğulun peş peşe öldürüldüğünü belirten Güneş “Ayrıca ölenlerin hepsinin kanında yüksek oranda karbonmonoksit gaz çıkması düşündürücü. Bu dosya sadece benim değil, bu ülke için çok önemli. Gizlenen dosyadan darbe çıktı. Bu davayı çözmeyenlerin ellerinde 250 kişinin kanı var” ifadelerini kullandı.

 

Devletimi şikayet etmem

 

Eşinin ölümüne dair soruşturma hakkında takipsizlik kararı çıkmasının ardından yaşanan gelişmeleri anlatan Yasemin Güneş, şunları söyledi:

 “Takipsizlik kararı verildiğinde ‘AİHM’e gidersiniz’ önerisi geldi. Karşı çıktım, çünkü ben devletimi şikâyet edemem. Utanırım. ‘Benim ülkemde adalet yok bu yüzden size geldim’ diyemem. Benim ülkemin adaleti ile çözülecek. Biliyorum ki AİHM’e gidersem zaten kazanacağım.”

 

Hatıraları da çalındı

 

İHA muhabiri İsmail Güneş hayatını kaybettiğinde, oğulları Tuluğhan 5, Çağan ise 3 yaşındaydı. İsmail Güneş’ten geriye eşi ve oğulları ile çektirdiği bir kare bile hatıra fotoğrafı kalmadı. Çünkü fotoğraflar Güneş’in helikopterin düşmesinin ardından olay yerinden kaybolan diz üstü bilgisayarındaydı.