TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Savunma Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporu ile Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı’nın Sayıştay Raporu görüşülüyor. CHP'li milletvekilleri salona "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" ve "Trikupis'in değil Mustafa Kemal'in askerleriyiz" dövizleriyle geldi. MSB Bakanı Yaşar Güler'in konuşması sırasında salonda "teğmenler" gerginliği çıktı. Güler'in salondan çıkmasıyla tırmanan gerilimin ardından muhalefet milletvekilleri "Sermayenin ordusunda disiplin olmaz" diyerek tepki gösterdi. AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş'in konuşmasında "Türk'lerin olup da Kürt'lerin olamadığı ne var" demesi üzerine DEM Parti'liler "Belediye başkanı olamıyor" diyerek tepki gösterdi. CHP'li Seyit Torun ise soruşturma geçiren teğmenlerle ilgili MİT raporu istendiği iddialarını bütçe gündemine taşıdı ve Bakan Güler'e teğmenlerin eğitim hayatı boyunca geçirdiği güvenlik soruşturmalarını sordu.
Avukat Öztürk açıkladı: Teğmenlerin dosyası disiplin kuruluna gitti mi, süreç ne durumda?
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında, Milli Savunma Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesini görüşmek üzere toplandı. CHP'li milletvekilleri bütçe görüşmelerine "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" ve "Trikupis'in değil Mustafa Kemal'in askerleriyiz" dövizleriyle geldi. Bakan Güler, salona girdikten sonra CHP’li milletvekilleriyle de tokalaştı. Tokalaşma sırasında CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, "Mustafa Kemal'in askeri olmak suç olmamalı" derken, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç de “Teğmenlerimize sahip çıkın” dedi.
Fotoğraf: ANKA
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Bakanlığının bütçesiyle ilgili sunum yaparken, CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, "35 dakikadır bakan konuşuyor bir cümle duymadım. Teğmenlerimizin hakkını savunmak sizin boynunuzun borcu. Ordunun dereceye girmiş kadın teğmenlerine sizin boynunuzun borcu. Niçin sahip çıkmıyorsunuz? O teğmenler hepimizin teğmenleri, hepimiz Mustafa Kemal'in askeriyiz. Türk milleti bununla gurur duyuyor, siz duymuyor musunuz?" diye tepki gösterdi. AKP'li vekiller ise Serkan Sarı'ya "şov yapıyorsun" karşılığını verdi.
Muhalefet milletvekilleri, Bakan Güler'in salondan ayrılmasına ve sorulara cevap vermemesine tepki göstererek; "Sermayenin ordusunda disiplin olmaz!" dedi. CHP'li Ağbaba, disiplin soruşturması açılmasıyla sadece beş teğmene değil, TSK içindeki Atatürkçülere "sopa" gösterildiğini söyledi.
AKP-MHP grubundan karşılık gelince gerginlik arttı ve Başkan Muş görüşmelere 15 dakika ara verdi.
CHP'li Ceylan: Teğmenlerimizin sonuna kadar yanındayız
Aranın ardından görüşmeler, milletvekillerinin söz almasıyla devam ediyor. CHP Grubu adına konuşan Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, YAŞ emeklilik kararlarına değinerek şöyle konuştu:
“Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) değerlendirme yaptığı askerlerin mesleki yaşamı hakkında bilgi sahibi olmaması, terfi ve atama sisteminin siyasi müdahaleye açık hale gelmesi, TSK personelini parti teşkilatlarında, tarikat kapılarında istikbal aramaya zorlamaktadır. YAŞ emeklilik kararları TSK personeli üzerinde bir sopa gibi kullanılmaktadır. Kararlarda liyakat değil siyasi tercihlerin öne çıkmasıyla TSK'da toplu tasfiye süreçleri başlamış ve bekleme süresi dolmadan yapılan emeklilik işlemleri, subaylar arasında erken emeklilik kararlarına, gelecek kaygısıyla siyasallaşmaya neden olmaktadır.
926 sayılı TSK Personel Kanunu ve Sicil Yönetmeliği’nde açık olarak belirtilmesine rağmen general amiral terfilerinde kıta görevi, gemi hizmeti ve pilot zorunluluğu göz ardı edilmektedir. Verilen kararlarda liyakat ve kıta hizmetinin ikinci plana atılması savunmamızda zafiyet yaratacak bir durumdur. Verilen kararlarla orduya siyaset karıştırmayın, sonra bedelini hepimize ödetiyorsunuz."
“Askeri hastaneler derhal yeniden açılmalıdır”
Ceylan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası askeri hastanelerin kapatılmasının zafiyet yarattığını, harp cerrahisi uzmanlığının yok olmasına neden olduğunu ifade ederek konuya ilişkin şunları aktardı:
"Bugüne kadar TSK Sağlık Komutanlığı olarak teşkilatlanan Gülhane Askeri Tip Akademisi ve Asker Hastaneleri’nin ana görevi, ülke insanını KBRN tehdidine karşı savunma, hava, uzay, su altı hekimliği, yanık tedavisi, harp cerrahisi, protez-ortez gibi faaliyetleri yürütmek gerektiğinde sahra hastaneleri kurmak olarak belirtilmiştir.
Darbe teşebbüsü sonrası askeri hastaneleri kapatarak bütün bu konularda büyük zafiyet yaratmış bulunmaktasınız. Askeri sağlık personeli muharebede sağlık hizmeti yapmak üzere yetiştirilir ve bu yönü ile Sağlık Bakanlığı’nın personelinden farklıdır. Asker hastanelerinin kapatılması, askeri hekimliğin ve harp cerrahisi uzmanlığının yok olmasına, bu alanlara yönelik eğitim veren askeri sağlık eğitim sisteminin ve bilgi birikiminin ve tecrübesinin ortadan kalkmasına neden olmuştur.
Tekrar tekrar uyarıyoruz askeri hastaneler derhal yeniden açılmalıdır. Bu kararınızın sonucunda şehit sayımızın artması gibi çok acı bir durum söz konusu olabilecektir. Sizin iş bilmezliğinizin bedelini bu ülkenin evlatları canlarıyla ödememelidirler.
Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarıyla bağını kopardınız. Bu durum özellikle belirtilen komutanlıkların denetleme, yönlendirme ve ilgili kuvvet komutanlığının değişen harekât konseptlerinden doğan eğitim/öğretim ihtiyaçları çerçevesinde müfredatları ve eğitim tekniklerini yeniden düzenleme imkânlarını ortadan kaldırmıştır."
Fotoğraf: ANKA
Tuzla Piyade Okulu'ndaki "Atatürk fotoğrafı" krizi gündeme geldi
Tuzla Piyade Okulu'nda mezuniyet töreninde yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen öğrencileri hatırlatan Ceylan, bu öğrencilerin sosyal medyada "şeriat" yanlısı paylaşımlar yapmalarına rağmen neden görmezden gelindiklerini sorarak şöyle konuştu:
"10 Kasım 2023 tarihinde Tuzla Piyade Okulu’nda yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen öğrencilerle, onları ikaz eden öğrenciler arasında yaşanan olaylar neticesinde açılan soruşturmada üç teğmen Atatürk'ün Hatırasına Alenen Hakaret suçuyla ordudan atılmışlardır. Sayın Bakan, Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin kurucusu, bütün dünyanın takdir ettiği siyaset üstü büyük bir liderdir. Peygamber ocağı dediğimiz ordumuza Cumhuriyetimizin kurucusuna saygısızlık etme cüretini gösterebilecek bu öğrenciler nasıl girmiştir? Yakasına Atatürk resmi takmak istemeyen teğmenlerin, Harp Okulu'ndan itibaren cemaat ve tarikat evlerine gittikleri, ‘Hubbufillah’ ve ‘Dostlar Meclisi’ adıyla WhatsApp grupları kurarak örgütsel tutum gösterdikleri, kendilerinden küçük Harbiyeli öğrencilerle ‘abilik’ adı altında iletişim kurdukları, sosyal medya hesaplarında ‘şeriat yanlısı’ paylaşımlarda bulunduklarına dair devre arkadaşları tarafından Harp Okulu idaresine defalarca bilgi verilmesine rağmen bu öğrenciler neden görmezden gelinmiştir. Cemaat tarikat yapılanması adı altında yeni FETÖ benzeri örgütlerin güçlenmesine seyirci mi kalınmaktadır? Diğer dört teğmen de küfürlü konuşma ve askeri hizmete engel davranışta bulunma suçundan ordudan atılmışlardır. Atatürk resmini takmayan ve üniforma giymesine rağmen tarikat mensubu gibi hareket eden teğmenlerle, onları uyaran teğmenlerin aynı kategoriye konularak meslekten ilişiğinin kesilmesini nasıl içinize sindirebiliyorsunuz?"
“1994 yılından beri okunan bu and hangi gerekçeyle resmi programdan çıkarılmıştır?”
Mezuniyet töreninde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyen teğmenlerin disipline sevk edilmesine tepki gösteren Ceylan, "Sayın Bakan, teğmenlerin söylediği ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ ifadesi kimi, niye rahatsız etmektedir? Atatürk'ün kurduğu bu Cumhuriyet'te teğmenlerin ne demesini bekliyordunuz, Trikopis'in askerleriyiz mi diyeceklerdi? 1994 yılından beri okunan bu and hangi gerekçeyle resmi programdan çıkarılmıştır? Yönergeler veya münferit emirlerde ‘Mezuniyet Andının’ yasaklandığına ilişkin bir hüküm var mıdır? Bu konuda bir direktif verilmiş midir? Hal böyle iken ne yapmanın peşindesiniz? Eğer amaç Atatürkçü subayları sindirmek, Atatürk sevgisini bu milletin gönlünden silmekse bunu kimse başaramaz bilginiz olsun. Teğmenlerimizin sonuna kadar yanındayız" dedi.
“Ordumuzu bekleyen en büyük tehlike Atatürk ilke ve devrimlerine düşman kadrolaşmadır”
Bakan Güler'i uyaran Ceylan, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
"Sayın Bakan, sizleri uyarıyoruz. Ordumuzu bekleyen en büyük tehlike cemaat, tarikat kisvesi altında Atatürk ilke ve devrimlerine düşman kadrolaşmadır. Buna göz yumar ya da iş birlikçisi gibi davranırsanız, belki şu anda sorumluluktan sıyrılırsınız ama tarih önünde ve milletimizin vicdanında eninde sonunda yargılanırsınız.”
"ABD, Suriye'nin kuzeyinde paravan bir devlet kurmak için müttefiklik ahlakına aykırı davranıyor"
Gelecek Partisi Ankara Milletvekili Mustafa Nedim Yamalı, komisyonda yaptığı konuşmada, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütünü desteklediğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Ülkeler kendi menfaatleri doğrultusunda bir bölge için birbirleriyle stratejik ortaklık kurarken dünyanın başka bir yerinde ya da olayda karşı karşıya gelebiliyor. Buna Suriye'de NATO üyesi müttefikimiz ABD'yi örnek verebiliriz. ABD 1952 yılından beri müttefikimiz olmasına rağmen Suriye'nin kuzeyinde paravan bir devlet kurmak için müttefiklik ahlakına aykırı olarak, terör örgütüne silah mühimmat ve eğitim desteği faaliyetleriyle sınırımızda tehdit oluşturmakta.
Terör örgütlerine destek; bazen Suriye'den, bazen Yunanistan, bazen İtalya, bazen Ermenistan'dan, bazen Rusya'dan gelmekte. Buradan anlaşılacağı gibi örgüt aynı kalırken destekçileri zamana ve mekana göre sürekli değişmektedir. Bu mücadeleler sürerken Suriye topraklarında yürütülen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında hedeflenen stratejik amaçların önemli bir kısmına ulaşıldığı görülüyor.
Türkiye'nin sınır hattında üstlenen terör örgütlerine yönelik olarak gerçekleştirdiği operasyonlarda, sanayimiz tarafından üretilen yeni silah ve teçhizatlarını kullanımına ağırlık vermesi ve bunlardan üst düzey bir verim alması, söz konusu başarının elde edilmesinde Türk Savunma Sanayi'nde yaşanan gelişmelerin büyük bir katkısının göstermektedir."
Oluç: Muhattap TSK değil, siyasi irade
DEM Parti Grup Sözcüsü Saruhan Oluç, muhataplarının Türk Silahlı Kuvvetleri olmadığını muhataplarının siyasi irade olduğunu belirterek, "Bu siyasi iradenin kararları yanlış politikalara yol açtığı için, yanlış uygulamalara yol açtığı için kaçınılmaz olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri bu yanlışlardan etkileniyor" dedi.
"Küresel siyasette çok ciddi bir tarihsel kırılma eşiğinde bulunuyoruz" diyen Oluç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyanın birçok bölgesinde bölgesel gerilimler, çatışmalar da yaşanıyor. Ortadoğu üzerinde durmak istiyorum. Bu savaşın adı ne olursa olsun, Üçüncü Dünya Savaşı mı, buna gidiş yolundaki bir savaş mı, ne olursa olsun, ağırlık merkezi Ortadoğu coğrafyası; bu, çok net olarak belli görünüyor ve buradaki gelişmelerin hepsi küresel siyasette çok önemli bir yer tutuyor. Batı bu bölgeyi 'güvenlik', 'enerji' ve 'göç yolları' gibi kavramlar üzerinden esas olarak önemsiyor. Nedir manzara karşımızdaki, şu anda görünen? Suriye'de bitmeyen çatışmalar, İran'daki teyakkuz hali, Irak'taki belirsizlik, hepsinin ortasında İsrail'in bir soykırım saldırısı Filistinlilere dönük olarak ve en son Lübnan. Siyasetin Ortadoğu'daki yeni güç alanları Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Kuveyt olmaya aday. Sadece enerji açısından değil, aynı zamanda diplomasi açısından sürdürdükleri faaliyetler etkili aktörler haline geldiklerini bir taraftan da gösteriyor; onların hem İran hem de İsrail'le geliştirdikleri ilişkiler buna dair çok ciddi emareler taşıyor."
"Ortadoğu'da bir Kürt-Türk ittifakının kurulması gerekiyor"
Orta Doğu'da Türk-Kürt ittifakının kurulması gerektiğini vurgulayan Oluç, şöyle devam etti:
"Bu kadar ağır sorunların yaşandığı, bütün dünyada küresel açıdan baktığımızda yeni düzenlemelerin yapıldığı, Ortadoğu'da bir enerji koridoru ve paylaşım savaşının aslında kapıda olduğu koşullarda Türkiye'nin siyasi olarak yapması gereken çok açıktır. Ortadoğu'da bir Kürt-Türk ittifakının kurulması gerekiyor. Ancak ve ancak Türkiye'nin Ortadoğu'da en güvenebileceği, birlikte hareket edebileceği ve bu gelişmeler karşısında güçlü bir pozisyon geliştirebileceği politika Türk-Kürt ittifakı üzerinden şekillenebilir."
"Türkiye'nin sadece ABD'ye bağlı yapısı gösterdi ki başka kaynaklara ihtiyacımız var"
Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Selim Temurci, ise 'İsrail, Türkiye'ye saldıracak' söylemini gündeme getirerek; "Sayın cumhurbaşkanımızın vaadedilmiş topraklar vurgusu yaparak Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü Türkiye'ye diken siyonist bir devletten bahsetti. Bu sadece milli savunmamızın değil ülkemizin meselesi. Bütçede yüzde 41'lik artış yapılmış fakat değerlemenin altında. Dünyada ve özellikle bölgemizde artan gerginliklere baktığımızda savunma ve dış politikalarımız iç içe girdi. Türkiye'nin açıkça bir hava savunma sistemine ihtiyacı var. F35 projesinden çıkarıldık, savaş uçağı arayışımız var. Bu kadar rastlantısal bir şey olmaz. F16 ile ilgili onay vermeleri bile Meclis'in İsveç'in NATO üyeliğine onay vermesiyle oldu. ABD ve Batı'nın bu yaklaşımı Türkiye'nin savunma sanayii de daha büyük adımlar atmasına vesile olur inşallah. Scholz geçen hafta Ankara'ya geldi. Eurofighter meselesine şöyle bakıyorum; Türkiye'nin sadece ABD'ye bağlı yapısı gösterdi ki başka kaynaklara ihtiyacımız var. Ama Eurofigter alacağız diye Almanya'dan göç almamız da tartışmalı. Bunu da açıklarsınız tabii ki" ifadelerini kullandı.
CHP'li Akay'dan Bakan Güler'e sorular
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, bölgesel savaş riskine karşı Türkiye'nin aldığı önlemler, askeri hastanelerin açılıp açılmayacağına dair sorularını Bakan Güler'e şu sözlerle iletti:
"Yurt dışına yapılan transferler kaleminde 9 milyonluk harcama var. Bu maliyet nedir? Kar amacı gütmeyen kuruluşlara transfer devam ediyor. Bu konuyla ilgili bilgi verirseniz memnun olacağız.
Fotoğraf: ANKA
"Yükselen tansiyonun bizi teğet geçmesi mümkün değil"
2025 yılına girerken küresel savaşın belirginlik kazanmasıyla tüm ülkeler güvenliğini üst seviyeye çıkardı. Muhtemel bir savaşta kıtlığı önlemek için ürün depolayan ülkeler bile var. Enflasyonu kontrol altına alacak politikalar da yürüttüler. Türkiye bu süreçte ne gibi önlemler aldı? İç ve dış politikadaki bazı dengesizlikler bizim tahmin edemeyeceğimiz sıkıntılar yaşamamıza neden olabilir. Sınırlarımızda ve bölgemizde yükselen tansiyonu bizi teğet geçmesi mümkün değil.
"Askeri hastanesi olmayan tek ülkeyiz"
Askeri hastaneler kapatıldı. Dünyada askeri hastanesi olmayan tek ülkeyiz. Askeri hastanelerin açılması talebimizi tekrarlıyoruz. Ordusu güvende olmayan bir Türkiye düşünemeyiz."
Eski MSB Bakan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi'nin neden görevden ayrıldığını soran Akay, "Geçmiş dönemde bakan yardımcınız ayrıldı. Celal Sami Tüfekçi. Görevden alınma nedeni nedir? Bilmediğimiz bir konu mu var?" dedi.
Eurofighter konusunda ABD'nin izni gerekli mi?
Akay, Eurofighter konusunda Avrupa'dan dört ülke dışında ABD'nin de alt yüklenici olduğu iddialarını gündeme getirerek şöyle devam etti:
"MKE'nin özelleştirilmesiyle ilgili iddialar var. Bunu netleştirirseniz sevinirim. Bu güzide kurumumuzun özelleştirilmesini istemeyiz. Eurofighter ile ilgili gayretlerinizi görüyorum. Yoğun bir çaba var. Bu üretici dört ülke dışında bu uçakların yapımında hangi Amerikan firma var? Amerikan firmaları var mı? Burada da ABD'nin izni gerekli mi?"
"Belediye Başkanı olamıyoruz"
AKP'li İsmail Güneş'in "Türk'lerin olup da Kürt'lerin olamadığı ne var" demesi üzerine DEM Parti sıralarından "Dersinize iyi çalışın. Belediye Başkanı olamıyoruz mesela" sesleri yükseldi.
CHP'li Ağbaba: Siz de biliyorsunuz ki 5 teğmen darbe yapamaz
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, komisyonda yaptığı konuşmada "teğmenler" için darbe iddialarına ilişkin olarak "5 teğmen darbe yapamaz" dedi ve şöyle devam etti:
"2015'te terfi edilen generallerin çoğu FETÖ'den terfi edildi. Şimdi adeta bir tekrar görmek mümkün. O dönem medya siyaset akademi koro halinde TSK'ya saldırmaktaydı. TSK'nın cami bombalayacağı iddia edildi. Bu ittifakın içinde AKP, FETÖ, liberaller, tarikat ve cemaat vardı. Bu günde aynı şeyler devam ediyor. Hedef Atatürk ve laik, demokratik cumhuriyettir. Siz de biliyorsunuz ki 5 teğmen darbe yapamaz.
"Genç teğmenlere gözdağı veriliyor"
15 Temmuz'dan sonra sıkmayan Atatürk bayrakları AKP merkezine asıldı. Tabii ki TSK'nın temeli disiplin. Ancak sadece Atatürkçü subaylara uygulanmamalı. Genç teğmenlere gözdağı veriliyor. TSK siyasete girmemeli. Tarikat, cemaat yapılanması TSK'nın düşmanıdır. Bir rütbeye gelmek için cemaat, tarikat yakınlaşması olmamalı. Teğmenler resmi tören dışında yemin etti. Bu derin yaralar açar ve onarılamaz."
"F35 projesine yanı başımızdaki İsrail, Yunanistan girerken biz çıkarıldık"
S400 ve F35 konusuyla ilgili olarak ise Ağbaba, "S400 sistemleri hala konuşlandırılamadı. Siz S400'lerin kenarda bekletilmediğini gerektiğinde kullanılacağını belirttiniz. S400 sistemleri NATO envanterine karşı üretilmiştir, depolarda bekletilmektedir. Bakın F35 projesine yanı başımızdaki İsrail, Yunanistan girerken biz çıkarıldık. Sadece TSK zarar görmedi, F35 için üretim yapan birçok şirket de kapıya kilit vurdu. NATO'nun da kırmızı çizgisi olduğunu biliyoruz bu konunun" dedi.
"TSK, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra en büyük kayıbı Rusya saldırısında Suriye'de verdi"
IŞİD tarafından yakılan iki askerin akıbetini soran Ağbaba, sözlerini şöyle tamamladı:
"TSK, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra en büyük kayıbı Rusya saldırısında Suriye'de verdi. Bununla ilgili TSK'yı katledenler ellerini kollarını sallayarak gezdi. IŞİD canilerinin yakmış olduğu askerlerimizin akıbeti nedir? Ölüm emrini verenlerin Antep'te yaşadığı söyleniyor. Bunlara cevap verir misiniz?"
"Teğmenler hakkında MİT raporu istendiği doğru mu?"
CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, "teğmenler" hakkında MİT raporu istendiği iddialarını bütçe gündemine taşıyarak Bakan Güler'e, "Mezun olmanın verdiği coşkuyu Atatürk'ü anarak kutlayan teğmenler soruşturma geçirmektedir. Emre itaatsizlik olması için emir olması gerekir. Teğmenler hakkında MİT raporu istendiği doğru mu? Söz konusu teğmenlerin eğitim aldıkları süre boyunca geçirdikleri güvenlik soruşturmalarını açıklar mısınız?" diye sordu.