Yaşam

Mısır 'mezar hırsızlarına' karşı

Mısır 2011 yılından beri yeniden ‘mezar hırsızlarının’ uğrak yeri oldu. Tarihi eser kaçakçılığına son vermek için sert tedbirler alan Mısır’da yargılanan yabancı araştırmacılar arasında iki de Alman bulunuyor.

10 Haziran 2014 15:11


‘Tarihi eserleri koruma halk cephesi' adlı bir dernek kuran Usame Karar bilgisayarındaki Keops piramidinin resmini göstererek, “Bakın piramidin taşları ne kadar yıpratılmış. Taşların dili olmadığı için biz onlara tercüman olmaya çalışıyoruz” diyor.

Mısır'ın en büyük piramidi olan Keops konuşabilseydi kim bilir neler anlatırdı? Anlatacakları arasında muhakkak, Dominique Görlitz başkanlığındaki Alman arkeologların piramidin kraliyet odasına girip duvar resimlerini kazıyarak numune aldıkları ve bu numuneleri incelenmek üzere Almanya'daki bir laboratuara götürdükleri de olurdu. Alman bilimcilerin piramide izinli girdiklerini iddia etmelerine karşılık Mısır Tarihi Eserler Bakanlığı yetkililerinden Ali Ahmed Ali teknik çalışma için tanzim edilen ruhsatın eserlere zarar verilmesini kapsamadığını hatırlatıyor.

Ahmed, “Yanlış anlaşılmaması için şunu söyleyeyim. Verilen izin mezar odasına giriş izni değildi. İzin sadece ‘ziyaret amacıyla' verilmişti ve parça alınmasını kapsamıyordu” dedi.

Keops piramidine hasar verdirmek suçundan bakanlık tarafından haklarında dava açılan üç Alman arkeolog ve altı Mısırlı yardımcının yargılanmasına cuma günü başlandı. Suçlu bulunmaları halinde sanıklar üç ila beş yıl hapis cezasına çarptırılabilecekler.

Son üç yılda tarihi eserlerin talan edilircesine yıpratılması üzerine Mısır makamları tarih mirasının korunması konusunda son derece duyarlı davranmaya başladı. Öncelikle çöllük bölgedeki kaçak kazılarla başa çıkılamıyor. Mısır dili ve tarihi ve uzmanı Monika Hanna da tarihi eser kaçakçılığının giderek yayıldığını söylüyor: “200'den fazla yerin yağmalandığını tespit ettik. Bunlar bizim kendi imkânlarımızla ortaya çıkardığımız rakamlar. Kim bilir daha ne kadar yerde izinsiz kazı yapılıyordur. 2011 yılından bu yana günde 100 ile 150 objenin yağmalandığını tahmin ediyorum.”

Üç milyar dolarlık kayıp

Mübarek'in devrildiği 2011 yılındaki devrimden sonra Mısır devleti, polisi ve her türlü denetleme mekanizmasıyla adeta çökmüştü. Tarihi Eserler Bakanlığı'nın tahminlerine göre yasadışı antika eser ticaretinin 2011 yılından bu yana Mısır'a kaybettirdiği kaynak üç milyar doları buluyor. Ali Ahmed Ali, Mısır'ın tarihi mirasını kaybettiğini ve zararın parayla ölçülemeyeceğini söylüyor.

Ahmed, “Kaçak kazıların zararı parayla ölçülemez. Mısır para değil, tarihini kaybediyor. Tarihi mirasa kim paha biçebilir ki? Bizim için her tarih parçası aynı değerdedir. Bir kolye ile bir heykel arasında fark yoktur. Kaybolan tarihin para karşılığı olabilir mi?” ifadelerini kullandı.

Tarihi eserleri korumak için gönüllüler derneği kuran Usame Karar, Mübarek döneminde halkın bilinçlendirilmemiş olmasından yakınıyor: “30 yıllık Mübarek döneminde bize tarihi eserlerin bakanlığın ve turistlerin malı olduğu empoze edildi. Tarih mirasımızın bize ait olmadığına bizleri inandırmaya çalıştılar.”

Mahkemeye verilen arkeolog Görlitz'in kendilerine, Keops'tan söktüğü parçaları Mısır'ın dışına çıkarma izni verildiği izlenimi yaratmaya çalıştığı savunmasını tarihçi Monica Hanna sert bir dille eleştiriyor: “Bu tamamen sömürgecilik zihniyetini yansıtıyor. Batılılar hâlâ Mısır'a geldiklerinde kendilerini Indiana Jones'un yerine koyup dilediklerini yapabileceklerini sanıyorlar.”