Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Doğu Akdeniz'e ilişkin yaptığı açıklamada ''NATO Genel Sekreterinin Cumhurbaşkanımızla görüşmesi akabinde askerler arasında görüşme başlaması konusunda girişim var, bunları destekliyoruz" dedi.
Akar, Fransa için "Doğu Akdeniz yetmiyor, Irak'ta da birtakım beyanlarda bulunuyor. Bunlar ne müttefiklik ruhuna ne barışa ne diyaloğa katkı sağlar" ifadesini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Milli Savunma Üniversitesi Kuvvet Harp Enstitüleri 2. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni’ne katıldı.
Konuşmasında Ege, Akdeniz ve Kıbrıs'ta hak, alaka ve menfaatlerin korunmasına yönelik yapılması gerekenleri yerine getirdiklerini vurgulayan Bakan Akar, "Biz anlaşmalara, mahkeme kararlarına, teamüllere saygılıyız. Yaptığımız tüm ikili anlaşmalar çerçevesinde sorumluluklarımız neyse bunların hepsini yerine getiriyoruz. Biz diyalog diyoruz. Biz savaştan yana değiliz. Diyalog diyoruz. Bunu söylediğimiz zaman da bunun hiçbir şekilde zafiyet olarak algılanmamasını istiyoruz" diye konuştu.
“Kabul edilebilir bir şey değil”
İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde uluslararası hukuka uygun şekilde iki halkın yaşamasını istediklerini ifade eden Akar, şunları söyledi:
"Amacımız bu ve biz bunu yüzlerce yıllık tarihimizde yaptık. Aynı şeyi istiyoruz. Fakat bugün karşımızdaki komşularımızın maalesef bu konuyu anlamalarında bir sıkıntı olduğunu görüyoruz. Sanki bu bir zafiyetmiş gibi algılanıyor. Diğer taraftan da biz hak, alaka ve menfaatlerimizi koruyup kollayacağız. Hiçbir şekilde zerre kadar hakkımızdan taviz vermeyeceğiz dediğimiz zaman da bunun bir tehdit olarak algılanmasının da yanlış olduğunu söylüyoruz. Biz gerçekleri, matematiği ortaya koyuyoruz. Bu çerçevede görüşme, konuşma talebinde bulunuyoruz. NATO Genel Sekreteri’nin Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptıkları görüşmenin akabinde askerler arasında bir görüşmenin başlaması konusundaki girişimleri destekliyoruz.”
“Bunlar tahrik değil, gerilimi artırmak değil de, iyi komşuluk ilişkilerine aykırı davranmak değil de nedir?”
Yunanistan’ın Lozan Antlaşmasına aykırı olarak 16 adayı silahlandırdığını dile getiren Akar, “Komşumuz kendisi ile alakalı bir konu olduğunda ‘bunları görmeyelim, bunları bir tarafa koyalım, bunları konuşmayalım, diğer konuları konuşalım’ anlayışı içindeler. Bu da kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
Bunların yanı sıra egemenliği anlaşmalara Yunanistan’a devredilmeyen adacık ve kayacıkların olduğunu, Yunanistan’ın bunların tamamı kendisininmiş gibi kabul ettiğini bildiren Akar, “Bu yetmezmiş gibi bir de bunların en ucunda, Türkiye’ye en yakın olanlara ziyaretlerle ülkemize milletimize karşı eylem içinde bulunuyorlar. Bunlar tahrik değil, gerilimi artırmak değil de, iyi komşuluk ilişkilerine aykırı davranmak değil de nedir?” diye sordu.
“Ne diyaloğa ne barışa hizmet eder”
Son dönemde Doğu Akdeniz’de yaşananlara da değinen Milli Savunma Bakanı Akar, “Fransa’nın bölge ile alakası yok, sınırı yok, anlaşmalardan kaynaklı herhangi bir temsil görevi yok. NATO’yu, AB’yi temsil yetkisi yok fakat binlerce kilometreden gelerek bir takım konularda prensiplerden, iddialardan bahsediyorlar. Bu gerçekten hiçbir iler tutar yanı olmayan iddialar manzumesidir. Bunların kabul edilmesi mümkün değil” dedi.
Fransa’nın bölgeye getirdiği askeri varlıkları ile katıldığı tatbikatların olduğunu anımsatan Akar, “Bunlar gerilimi azaltmak adına yapılıyor bilakis gerilimi artırdığını, yaptıklarının yanlış olduğunu kendileri de biliyorlar. Yapılan açıklamalar, kullanılan dil tavır üslup hiç doğru değil, ne diyaloğa ne barışa hizmet eder ne de istikrara katkı sağlar” ifadelerini kullandı.
“Diyalog için buradayız”
Türkiye’nin bölgede yaptığının uluslararası hukuk ve denizcilik hukukuna tamamen uygun olduğunu vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
“Fransa her aklına geleni yapabileceğini zannediyor. Sadece Doğu Akdeniz yetmiyor aynı zamanda Irak’ta da bir takım beyanlarda bulunuyorlar. Bunların hiçbiri ne müttefiklik ruhuna ne barışa ne diyaloğa katkı sağlayan şeylerdir. Tamamen duygusal girişimlerdir ve bunların hiçbir sonucu olmayacağının bilinmesi gerekir. Bir taraftan ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ diyeceksiniz, diğer taraftan NATO’nun, AB’nin arkasına saklanacaksınız, bir taraftan Peygamberimize hakareti özgürlük sayacaksınız, diğer taraftan da bir gazetecinin masum bir sorusuna dahi tahammül edemeyeceksiniz. Bu iki yüzlülük, riyakarlıktır. Bunu herkesin görmesi gerekir. Biz Türkiye olarak diyalogdan, barıştan, hakkaniyet, uluslararası ilişkiler çerçevesinde yapılması gereken iş birliği, iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Diğer taraftan da hiçbir şekilde hakkımızı, hukukumuzu vermeyeceğimizden herkesin haberi olsun. Biz işimizi yapmaya devam ediyoruz fakat diyalog için de buradayız.”