Sağlık

"Mide ve kalp gibi birçok hastalığın sebebi omurga"

Dr. Kamil Teker: Tedavi olmadan ameliyat olmaz

29 Ağustos 2016 12:58

Alternatif tedavi yöntemleriyle fıtık, bölgesel ağrılar ve felce ameliyatsız umut ışığı olan Uzman Dr. Kamil Teker, “Mide ve kalp hastalıkları da dahil çoğu hastalığın kök sebebi omurgada saklanır. Omurga düzeltilmeden yapılacak tedaviler ise ancak temelsiz inşaat yapmaya benzer” diyor.

Karar gazetesinden Ürün Dirier'e konuşan Kamil Teker, bundan yıllar önce modern tıbbın çare bulamadığı kronik yorgunluk, tıbbi adıyla fibromiyalji hastalığına tutulur. Kendi anlatımıyla, günde en fazla 2-3 saat çalışabilir bir haldedir. Uyusa da dinlenemez. Sosyal bağlarını ve arkadaşlarını yavaş yavaş yitirmeye başlar. En sonunda alternatif tedavi yolları araştırmaya başlar. Tam da bu sırada manuel terapi uzmanı İranlı bir fizyoterapistle yolları kesişir. Kendisine uygulanan bu postroloji ya da kayropraktik de denilen manuel terapi yönteminin temeli, elle müdahale ederek eklem, kas ve duruş bozukluklarıyla omurga eğiklikleri gibi iskelet sisteminin mekanik bozukluklarını tedavi etmeye dayanır.

 

"Bağışıklık zayıflar"

 

Dr. Kamil Teker’e göre vücuttaki hastalıkların önemli bir bölümünün sebebi omurgadan kaynaklanıyor. Sinyal kapısı olarak görev yapan omurgadaki küçük bir bozukluk bile beyinden gelen sinyallerin kodlarını değiştirerek organ ve dokulara yanlış sinyaller gitmesine sebep oluyor. Duruş ve omurga bozukluklarının, mideden kalp hastalıklarına kadar birçok rahatsızlığın kök sebebi olduğunu ifade eden Teker, “Kök sebep düzeltilmeden tedavi uygulamak, temelsiz bir inşaat yapmaya benzer” diyor. Ayrıca vücudun devamlı eklem, omurga ve kas sistemindeki bir bozuklukla mücadele etmesi bağışıklık sisteminin de zayıflamasına sebep oluyor.

 

"6 haftada ayağa kalktı"

 

Mevcut rahatsızlığının boynundaki düzleşmeden kaynaklanıyor olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak İranlı doktor ile beraber çalışmaya başlayan Teker, kısa sürede iyileşir ve yorgunluğundan eser kalmaz. Zaman içinde yöntemi kendisi de öğrenir ve hastaları üzerinde uygulamaya başlar. Ayrıca hasta eklemlere, özel şeker iğnesiyle yeniden hasar vererek onarım sürecini tetikleme yöntemi olarak bilinen proloterapi ve kandan alınan kök hücreler ile hasarlı bölgeyi onarma yöntemi olan CGF aşısı gibi tamamlayıcı tıp yöntemleri konusunda da uzmanlaşır. Bugün Sultangazi Toplum Hastanesi’nde bu yöntemleri kullanarak fıtıktan kireçlenmeye, bölgesel ağrılardan depresyona, omurilik zedelenmelerinden felce kadar çok sayıda hastalığı iyileştiriyor. Mutlu sonla biten vakalar arasında 6 haftada bastonsuz yürür hale getirdiği 60 yaşındaki felçli bir hasta da var. Kireçlenmeden dolayı bir adım bile atamayan 75 yaşındaki hastasının yardımsız yürüyebildiğini görmek de...

 

"Felçli hastalar iyileşiyor"

 

Felç gibi geriye dönüşü olmadığına inanılan durumlarda ilk 6 ayın çok kritik olduğunu söyleyen Teker, ilk 6 ayda uygulanan manuel terapi ve kök hücre tedavisiyle (CGF) hastada önemli ilerlemeler sağlanabileceğini vurguluyor. 3-5 yıllık felç vakalarında ise hastanın tam iyileşmesi sağlanamasa da kısmi bir düzelme sağlanabileceğini ifade ediyor. Kök hücre tedavisiyle kalp krizi geçirmiş bir hastanın hasarlanmış kalp kaslarının onarılabileceğine de değinen Teker, fıtıkta ameliyat, kireçlenmelerde protez kullanılmasının da gereksiz ve zararlı olduğunu belirtiyor.

 

"Tedavi olmadan ameliyat olmaz"

 

“Ciddi bir kaza sonrası kemikler tuzla buz olduysa elbette protez kullanmaktan başka çare olmayabilir” diyen Teker, kireçlenme gibi manuel terapi ve kök hücre aşılamalarıyla tedavi edilebilecek bir durumda protez kullanmanın hasta için sakıncalı olacağını söylüyor. Teker şöyle devam ediyor: “Vücut yabancı bir maddeyi ömür boyu kabul etmez ve ölene kadar bağışıklık sistemi bu yabancı madde ile savaşır. Bu da bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Son araştırmalar protezli hastaların kansere yakalanma riskinin de bu sebeple 5 kata kadar yükseldiğini gösteriyor. Keza fıtığa neden olan kök sebebi ortadan kaldırmadan önce ameliyat etmek de gereksiz ve risklidir.”