MHP’de genel başkan adayı Meral Akşener’in ihracının ardından anayasa referandumuna "Hayır" diyeceğini açıklayan 3’ü milletvekili 4 kişinin ihracı için düğmeye basıldı. Parti Disiplin Kurulu’na kesin ihraç talebiyle sevk edilen isimlerden biri olan 15 yıllık valilik hizmetinden sonra siyasete atılan Isparta Milletvekili Nuri Okutan, "Söylemeye dilim varmıyor ama nerdeyse bir 'AK Parti’ye katılacağız' denilmedi" diye konuştu. Parti disiplinini ihlal gerekçesiyle ihraç edilmek istenmesine tepki gösteren Okutan, "Parti programımızda parlamenter sistem yazıyor. Bu program değişmedi. Bu haliyle MHP’yi, tabanı biz temsil ediyoruz. Gerçek MHP çizgisinde olan biziz" dedi.
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'ya konuşan Okutan "Hayır" diyenlerin terörle ilişkilendirilmesine de, “Bu Genelkurmay başkanının terörle yargılanması gibi bir şey” benzetmesi yaparak, tepkisini dile getiriyor.
Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının AKP Genel Başkanlığı’na geleceğine dikkat çeken Okutan, "Parti meselesi bu. Biz MHP olarak AK Parti’nin Genel Başkan seçmesine neden destek verelim” diye sordu.
Okutan’ın değerlendirmeleri şöyle:
"Gerçek MHP çizgisinde olan biziz"
"Biz parti disiplinini ihlal ettiğimizi düşünmüyoruz. Çünkü 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde parti programımız gereği parlamenter sistemi savunduk. Bu programı değiştirmek için parti organlarında yapılmış bir istişare, alınmış bir karar yok. 1 kişiyle dahi konuşulmadı. Bu anlamda biz hâlâ parti programımızın takipçisiyiz. Ayrıca işbirliğine gidilen AK Parti’ye bakın. 'PKK terör örgütü değil' diyen vekillerin olduğu parti bu. Andımızı yasaklayan ekip bu. Türkiye Cumhuriyeti kavramını kaldıran ekip bu. PKK, PYD, FETÖ ile iç içe geçmiş ekip bu. Ve genel başkanımız başta olmak üzere partimize ağıza alınmayacak küfürler edenler bunlar. Siyasette değişim olmaz mı, olur ama bununla ilgili tek bir istişare yapılmış değil. Bu durumda mevcut duruşumuzun takipçisiyiz. Bu haliyle MHP’yi, tabanı temsil ediyoruz. Bu haliyle gerçek MHP’li çizgisindeyiz.
"Neredeyse AK Parti'ye katılacağız"
"Söylemeye dilim varmıyor ama nerdeyse bir 'AK Parti’ye katılacağız' denilmedi. 'Millet için, devlet için parti çıkarları için' diyorlar, ama bakıyorsunuz başkanlık bile değil, daha ötesi, sıkıyönetim, olağanüstü hal sisteminin sürgit devam etmesini öngören bir sistemle karşı karşıyayız. Nerede devletin çıkarları. Ben bunun tahsilini yaptım. Yıllarca valilik yaptım. Burada devletin milletin çıkarı yok. Burada sıkıyönetim uygulamasının sürekliliği var.
"15 Temmuz'da neden sonuna kadar gidilmedi?"
"Devletin, milleti bekası deniliyorsa 15 Temmuz Darbe Komisyonu’nda sonuna kadar gidilmeliydi. Kimler o Komisyonu sonuna kadar götürmediyse, onlar 15 Temmuz’un yanındadır. Neredeyse Özal’ı Demirel’i sorgulayacaklardı ama darbeye muhattap olanları dinlemediler. Devletin çıkarları burada mı? Biz ne Cumhurbaşkanı ne de genel başkanımızın karşısındayız. En ufak saygısızlığımız olmaz ama 'tek adam' diyeceksiniz, biz de 'evet' diyeceğiz! Nuri Okutan olarak da eski bir vali olarak da yapamam. Bizim kursaklarımızda devletin ekmeği var.
"Bahçeli'nin tavrı için en iyimser yorum..."
"Bahçeli’nin karar değişikliğiyle ilgili ancak yorum yapabilirim. Bu kadar devlet birikimim ile bunu anlayabilmiş değilim. En iyimser yorumla sayın genel başkanın itibar ettiği birtakım kamu görevlileri olabilir. O kamu görevlileri 'devletin, milletin çıkarı böyle icap ediyor, böyle yapmanız gerekiyor' görüşünü savunmuş, genel başkan da buna inanmış olabilir. Ama burada şöyle bir şey var. Devlet artık Tayyip Bey’in devleti oldu.
"Devlet değil, AK Parti destekleniyor"
"Cumhurbaşkanı kalsın, hepimiz onu ayakta tutalım, bu sıkıntıları bertaraf edelim, kuşatılmışlığı, bu yıkıcı iklimi yenelim. Ama şimdi Cumhurbaşkanı AK Parti Genel Başkanı oluyor. Bir parti meselesi bu. Biz buna neden destek verelim. Biz MHP olarak AK Parti’nin genel başkan seçmesine nasıl destek verebiliriz. 'Devleti destekliyoruz' denilerek AK Parti’nin desteklendiğini, Cumhurbaşkanının desteklendiğini, Cumhurbaşkanının siyasi projelerine destek veriliyor.
"Bizim için parti değil, memleket meselesi"
"Bizim 400 bin üyemiz var. Buyurun sandığı koyalım. 'Destekleyelim' deniyorsa, destekleyelim. Bu yapılsın, karar ne olursa parti disipline uymak adına o kararı destekleyeceğim. Tabanımız davasının peşinde. Parti içi muhaliflik değil bu. Bu parti sorunu değil memleket sorunu.
"Vali 'evet' diyor, vekil 'hayır' diyemeyecek mi?"
"'Hayır' diyecek gruba büyük bir saldırı var. Yapılmak istenen değişikliğin memleketin aleyhine bir iş olduğuna inanıyoruz. Bunu söyleyemeyecek miyiz? Devletin valileri, kaymakamları, milli eğitim müdürleri 'Evet' diyor da ben bir milletvekili olarak, Türk milliyetçisi olarak bir istişare toplantısı yapamayacak mıyım? 'Hayır' diyen arkadaşlarla hafta sonu bu çerçevede Ankara’da buluşup bir istişare yapacağız.
Terörle ilişkiye Başbuğ örneği
"Bizi terörle yan yana koyuyorlar. Bu Genelkurmay Başkanının terörle yargılanması gibi bir şey. Devletin valiliğini yaptım, PKK, PYD, FETÖ ile mücadele ettim. Bizi derin devlet, Ergenekoncu olmakla suçlayarak bugüne geldiler. Biz 'Vatan, millet, partimizin geleceği için hayır' dememiz gerektiğini düşünüyoruz. Sonuç olarak millet de bunu değerlendirecek.
Akademisyenlerin ihracı
"Bu doğru değil. Akademisyenleri isim isim bilemem ama şık değil. Devletin mahkemeleri var, sorgulanırlar, yargılanırlar, savunmalar alınır. Niyet okumasıyla olmaz. O nedenle bunun muhalefeti sindirme hareketinin bir parçası olduğunu düşünüyorum."