HÜLYA KARABAĞLI / Ankara
Kaos GL Hukuk Danışmanı Avukat Hayriye Kara ve Dış İlişkiler Koordinatörü Murat Köylü, MHP Genel Başkan Yardımcısı, Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’i MHP Genel Merkezi’ndeki makamında ziyaret etti.
Ziyaret, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin Kasım ayında yayımlayacağı Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Türkiye Raporu öncesinde bilgi alışverişinde bulunmak üzere, Ruhsar Demirel’in daveti üzerine gerçekleşti.
'Devlet, eşcinsel ve trans yurttaşları korumakla yükümlü'
TBMM’de Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ve Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi olan Ruhsar Demirel, çeşitli toplum kesimlerinin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında önyargıları ve “hassasiyetleri” bulunabileceğini, ancak hükümet ve kamu yetkililerinin veya siyasi temsilcilerin eşcinsel ve trans yurttaşları ayrımcılık ve şiddete maruz kalmaktan korumakla yükümlü olduklarını söyledi.
“Eğer babalar kendi öz evlatlarını öldürüyorlarsa, herkes bunun sosyal maliyetini düşünmek zorunda. Sorunu görmezden gelemeyiz.” diyen Ruhsar Demirel “Ülkemizde demokrasi ve insan haklarını derinleştirmek istiyorsak, tüm yurttaşları ortak bir paydada buluşturmak istiyorsak, diyaloga ve bilgi paylaşımına her daim açık olmamız gerekir; birbirimizi ikna edemeyecek olsak da. Oysa ne yazık ki kendini en özgürlükçü olarak tanımlayanlardan en muhafazakarlara dek pek çok toplum kesiminin birbirine karşı önyargısı var.” şeklinde konuştu.
Tıp doktoru olan, sağlık yönetimi ve kamu yönetimi üzerine iki ayrı yüksek lisans çalışması bulunan Ruhsar Demirel uzun yıllar Sağlık Bakanlığı’nda görev yaptığını belirterek “Seks işçiliği yapan trans kadınların durumu hem trans kadınların insan hakları ve sağlığı, hem de halk sağlığı gözetilerek ele alınmalıdır. Başka bir çalışma alanı sağlanmadığı için, bir talep de olduğu için seks işçiliğine yönelmek zorunda kaldıklarını biliyoruz.” dedi.
Cinsel saldırı ve nefrete daha çok maruz kalıyorlar
Kaos GL temsilcileri, kayıtdışı seks işçiliği yapan trans kadınların cinsel saldırı ve nefret suçlarına maruz kalma olasılığının daha da arttığını anımsatarak, yeni anayasa, ayrımcılık yasası ve nefret suçları yasası gibi yasama süreçlerinde her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını yinelediler. Yaklaşık bir saat süren görüşme, Türkiye’ye sığınan mültecilerin durumu hakkında bilgi alışverişi ile sona erdi.