Politika

MHP, çocuk istismarı tasarısındaki '12 yaş ayrımına' nasıl bakıyor?

MHP'li Depboylu, partisinin daha önce 18 yaş altındaki bireyleri çocuk olarak kabul eden kanun teklifleri sunduğunu hatırlattı

01 Mart 2018 21:07
Hülya Karabağlı

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın çocukların cinsel istismarını önlemeye yönelik oluşturulan komisyonun çalışmalarıyla bilgi verdiği MHP heyetinde yer alan Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, partilerin konuyla ilgili ortak kaygıları paylaştıklarını ve benzer çözüm önerileri olduğunu söyledi. Dereboylu, partisinin daha önce '18 yaş altındaki bireyleri çocuk olarak kabul eden kanun tekliflerini’ TBMM Başkanlığı’na sunduğunu da hatırlattı. MHP’li milletvekilinin bu değerlendirmesi, partisinin ceza artırımında 12 yaş kademelendirilmesine sıcak bakmadığı biçiminde yorumlandı.

Çocukları koruma, ailelerin birlikte eğitilmesi, çocuk istismarının önlenmesi ve cezai müeyyideler konusunda MHP'nin yeri bir çalışma yaptığını kaydeden Depboylu; konuya dair T24’e şu bilgileri verdi:

“TBMM Başkanlığı’na 18 yaşla ilgili güçlü kanun teklifleri sundum, 18 yaş altındaki bireylerin kanun önünde çocuk kabul edilmesine yönelik. Meclis’te kurulan Çocuğa İstismar, Aladağ ve Aile Bütünlüğü komisyonlarına sunulmuş raporlarımız var. Erken yaş evliliklerinin önüne geçilmesi dahil olmak üzere her türlü çocuk ihmali ve istismarı konusunda raporumuz var. Yeni çalışma, komisyonlara verdiğimiz şerhlerden farklı olmayacak, paralel görüşler olacak, eksik olmayacak fazlası olacak”.

MHP’li Depboylu’nun daha önce çocuklara yönelik olarak Meclis’e sunduğu kanun teklifleri şöyle:

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve gerekçesi

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türkiye’nin de dahil olduğu 197 ülkenin taraf olduğu en fazla ülke tarafından onaylanan insan hakları belgesidir. Türkiye, sözleşmeyi 14 Ekim 1990'da imzaladı ve sözleşme 27 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sözleşmenin 1. Maddesi “Bu Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.” der. Bir kişinin bedensel gelişimi daha erken yaşlarda yetişkin boyutlarına ulaşsa da kişinin yetişkin olgunluğuna erişimi psiko-sosyal gelişimini tamamlaması 18 yaşında olmaktadır. Ülkemizde reşit olma kıstası olarak belirtilen 18 yaşını doldurmayanlar bireyler oy kullanamaz ve de ehliyet alamazken aile kurma ve ebeveyn olma sorumluluğunun çocuklara yüklenmesi doğru değildir.

Türk Ceza Kanunu’nun Çocukların cinsel istismarı başlıklı (Madde 103 - (1):

Maddede geçen 15 yaşını tamamlamamış ibaresi failler açısından maalesef suç indirimi ve hatta çocuk gelin olarak zorunlu evliliklerin önünü açarak mağdurun ömür boyu sürecek sıkıntılarının ilk adımı olmaktadır. Yaşadığı mağduriyet sonucu dünyaya getireceği bir bebekle de sıkıntıları kat be kat artmaktadır.

Maddede geçen 15 yaşını tamamlamış ama fiilin her türlü anlam ve sonuçlarını anlayamayacak olan çocuklar ile tarafı olduğumuz uluslar arası sözleşmelerde ve anayasamızda reşit kabul edilen 18 yaşını doldurmuş kişiler arasında kalan yaş grubunun gerçekten de yaşadıkları olayların gelecekte kendilerine neler getireceklerini ve ne ile karşı karşıya olduklarının farkında olan bir grup olarak adlandırılması doğru bir tanımlama değildir.

Taraf olarak imzalanan uluslar arası sözleşmelerde kabul edilen ve ülkemizde yürürlükte olan kanunlarımız arasında farklı olarak belirtilen çocuk yaşı tanımları toplumumuzda algı yanılmasına ve farklı uygulamalar sebep olmaktadır. Bu belirsizlik ve karmaşanın da önüne geçilmesi için Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde yer alan onbeş yaş ibaresinin onsekiz yaş olarak düzenlenmesi gerekmektedir. 18 yaş altı işlenen kabahatlerde çocukların değil ebeveynlerin veya çocuklara bakmakla yükümlü olan erişkinlerin sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu durumda yaptırımlar çocukların yanı sıra çocuklardan sorumlu olan yetişkinlere de uygulanmalıdır. Ceza kapsamına daha çok çocukların alınması doğrudur. Çocuklara verilecek olan yaptırımların çocukların iyileşmesi, güzel ve sağlıklı bir geleceğe sahip olabilmesi için rehabilitasyon ağırlıklı olmalıdır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunda yürürlükten kaldırılan bu madde ile uluslar arası kanunlarda kabul edilen 18 yaşından küçük olan bütün bireylerin çocuk olarak kanun önünde kabul edilmesi amaçlanmaktadır.

Çocuk evliliklerde Türk Ceza Kanunumuza göre nikahlananlar ve ebeveynlerine bile ceza verilebilirken olayı gerçekleştiren aracı kişilerin yani gayriresmi olarak söz konusu ilişkiyi tahsis edenlerin cezasız kalması hiç de adaletli bir durum değildir. Bu sebeple bu kişilerin cezalandırılması gerekmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanuna yapılan bu ekleme ile dinsel tören vasıtası ile çocuk evliliklerinin ve çocuk istismarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.