Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından MGK kararları açıklandı. Buna göre, toplantıda Rusya-Ukrayna savaşı konusunda müzakere masasına oturma ve savaşa son verme çağrısı yinelenerek, "Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gidişatı ve müteakip aşamalarda bölgemize yönelik muhtemel etkileri etraflıca ele alınmış; Karadeniz’de gerginliğin tırmanmasının kimsenin menfaatine olmayacağı ifade edilmiştir" denildi. Bildiride, tahıl anlaşmasına dönülmesinin önemi vurgulandı.
MGK kararlarından biri de Lozan Barış Antlaşması üzerineydi. MGK bildirisinde, "Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilmiştir" denildi.
Yaklaşık 3 saat süren MGK toplantısının ardından İletişim Başkanlığı'ndan yazılı açıklama geldi.
Açıklamada, terör örgütlerine yönelik operasyonlarla ilgili kurula bilgi verildiği belirtildi.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), bugün yaklaşık 2 ay aranın ardından yeniden toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlık etti. Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) emekliye sevk edilen Kara ve Hava Kuvvetleri komutanları toplantıya son kez katıldı. Kritik MGK toplantısı yaklaşık 3 saat sürdü. |
MGK bildirisi şöyle:
1. "PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında Kurula bilgi sunulmuştur.
FETÖ ile mücadelede gelinen son aşama değerlendirilmiş; Türkiye’nin başta güvenlik ve dış politika alanlarında olmak üzere, stratejik kazanımlarını engellemek maksadıyla kurgulanan ve harekete geçirilen bu ihanet şebekesine hiçbir surette mevcudiyet hakkı tanınmayacağı bir kez daha vurgulanmıştır.
2. Eşsiz fedakârlıklarla kazanılan Millî Mücadelemizin sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın yüzüncü yıl dönümünde de tarihin Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilmiş; bölgemizde bir asırdır barış ve istikrara temel teşkil eden antlaşma ile kurulan düzenin milletimizin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesine yönelik kararlılık teyit edilmiştir.
3. Komşumuz Irak ile iş birliğimizin her alanda daha da geliştirilmesinin hem ülkelerimizin hem de bölgemizin önemli kazanımlar elde etmesine katkıda bulunacağı belirtilmiş; Türkiye’nin terörle mücadele ile güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çalışmalarının samimiyetle desteklenmesinin, iş birliği zeminini güçlendireceğine işaret edilmiştir.
4. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gidişatı ve müteakip aşamalarda bölgemize yönelik muhtemel etkileri etraflıca ele alınmış; Karadeniz’de gerginliğin tırmanmasının kimsenin menfaatine olmayacağı ifade edilmiştir. Tüm taraflara, gecikmeksizin müzakere masasına oturma ve savaşa son verme çağrısında bulunulmuş; tahıl anlaşmasına geri dönülmesinin muhtaç ülkelerdeki muhtemel olumsuzlukları önleyeceği ve gıda istikrarına katkı sağlayacağı vurgulanmıştır.
5. Afrika’da meydana gelen ve kıta geneline sirayet edebilecek mahiyetteki son gelişmeler değerlendirilmiş; kıta’nın meselelerine en uygun çözümlerin ancak kıta’nın sahiplerince bulunabileceği ifade edilmiştir.
6. İslam dinini hedef alarak iki milyara yakın Müslümanı rencide eden ve birleşmiş milletler tarafından da nefret suçu olarak nitelendirilen menfur eylemlerin engellenmesi ve suçluların cezalandırılması hususundaki sorumluluklarını yerine getirmeyen devletler; ifade hürriyeti kisvesiyle ektikleri nefret tohumlarının ortaya çıkarabileceği yıkıcı etkileri idrak ederek bir an evvel bu tutumlarını değiştirmeye ve kutsal değerlere yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye davet edilmiştir.
7. Küresel bir kriz hâlini almaya başlayan iklim değişikliğinin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok sorunu tetikleyebilecek etkileri üzerinde durulmuş; insanlığın bu müşterek meselesine ancak uluslararası toplumun adil ve samimi gayreti ile iş birliğinin çözüm getirebileceği belirtilmiştir."