Uz, Konya'nın Selçuklulara başkentlik yapmış tarihi bir şehir olduğunu söyledi.
Konya'nın her yerinde pek çok tarihi esere rastlamanın mümkün olduğunu belirten Uz, son 100 yıl içinde Konya'da tarihi bir çok yapının tahrip edildiğini, kurdukları ekiple 2 yıldır Konya'daki tarihi eserlerin yerlerini tespit etmeye çalıştıklarını bildirdi.
Araştırmalarına ilk olarak Konya'nın merkezinde bulanan Alaaddin Tepesi etrafından başladıklarını ifade eden Uz, Alaaddin Caddesi üzerindeki tarihi eserlerin yerlerini tespit etmeye başladıklarını dile getirdi.
Uz, Alaaddin Caddesi'nin kuzeydoğusunda bulunan, eski adıyla Çifte Merdiven Mahallesi olarak bilinen Şems-i Tebrizi Mahallesi'nde araştırmalar yaptıklarını anlattı.
İlk ipucu: Seyfiye Medresesi
1924 yılı tapu kadastro kayıtları ve Konya Büyükşehir Belediyesi harita kayıtları ile tarihi belgeleri incelediklerinde Mevlana'nın evinin kesin yerinin bilgisine ulaştıklarını belirten Uz, Mevlana'nın evinin Seyfiye Medresesi'nin bitişiğinde olduğunun çoğu kişi tarafından bilindiğini açıkladı.
Mevlana'nın evinin yerinin tespit edilmesine yönelik 1956 yılında da Araştırmacı Mehmet Önder tarafından çalışmaların yapıldığını anlatan Uz, şunları kaydetti:
''Yaptığımız araştırmada en küçük bir tereddüt bile mevzu bahis değil. Tarihi kaynaklara göre Seyfiye Medresesi'nin bitişiğinde Mevlana'nın evi yani Molla-i Atik Medresesi bulunuyor. 1924 yılındaki tapu kayıtlarında Mevlana'nın evi 1017 metre genişliğindeki bahçenin birebir güneybatı köşesinde yer alıyor. Önünde başka parseller de var. Mevlana'nın evinin yerinden oynaması hatta 30 metre kaydırılması mümkün değil. ''
Dersahane binasına tabela asılmalı
Dershane binası üzerine ''Bu bina Hazret-i Mevlana'nın evi ve medresesi üzerine inşa edilmiştir'' yazılı bir tabela asılması gerektiğini kaydeden Uz, dershane içinde Mevlana'nın medrese ile ilgili sözleri ile kısa hayatı ve eserlerinin yer aldığı bir Mevlana köşesinin yapılmasının uygun olacağını sözlerine ekledi.