Metin Münir
(Türkrus.com - 8 Aralık 2012)
Darüşşafaka durağı
Darüşşafaka durağında buluşacaktık. Beni alacak, Belgrad Ormanı'nda yürüyüşe, sonra deniz kenarındaki bir lokantaya götürecekti.
Metroyu ilk defa kullanıyordum. Zamanı iyi ayarlayamadım. Buluşma saatinden yarım saat önce geldim. Gök gri idi ve ara sıra ince bir yağmur çiseliyordu.
İstasyonun üstündeki küçük parkın çevresinde dolaşmaya başladım.
Genç, iri yarı bir adam hızla yanıma yaklaştı. Yüzünde kocaman, sadece aklı tam başında olmayanların sahip olabileceği genişlikte bir tebessüm vardı. Elimi sıkmak üzere elini uzattı. Tereddüt etim. Onu tanımıyordum. Ama yüzündeki gülümseme o kadar büyüktü ki dudaklarından yüzüne dağılıyor, başından fışkırıyor, üstüne dökülüyordu. Bir tebessüm fıskiyesi idi. Böyle gülümseyen biri tehlikeli olamazdı.
Yazının devamı için tıklayınız