T24 - Mersin’de 2011 yılının ilk 8 ayında 25 kadın öldürüldü, 35 kadın intihar etti, 320 kadın intihar teşebbüsünde bulundu. Mersin Kadın Platformu Sözcüsü Hacer Koçak, bazı kadın cinayetlerine intihar süsü verildiğini belirterek “Kolluk güçleri ve yargı, intihar vakalarını tam olarak araştırmalı” dedi. Mersin’de kadın örgütlerinin “Cinayetleri Durduracağız Platformu” adı altında örgütlendiğini ifade eden Koçak, kentte kadın sığınmaevlerinin kapasitesinin yeterli olmamasının da kadınları şiddet sarmalına mahkûm ettiğine dikkat çekti.
Cumhuriyet'in haberine göre; Mersin Kadın Platformu Sözcüsü ve İHD Yönetim Kurulu üyesi Hacer Koçak, son bir haftada 2 kadının öldürüldüğü Mersin’de, kadın cinayetlerinin endişe verici boyutlara geldiğini söyledi. Koçak, şehirdeki kadın örgütlerinin, cinayetlere dikkat çekmek, mahkeme süreçlerinde müdahil olmak, belediyelere sığınmaevi kurulması için baskı yapmak ve toplumda “aile içi şiddet özel bir sorun değildir” yargısını oluşturmak amacıyla Cinayetleri Durduracağız Platformu adı altında bir araya geleceğini açıkladı. Birçok kadın cinayetinin, kadınların yeniden eve dönmek zorunda kalması nedeniyle gerçekleştiğine dikkat çeken Koçak, “Mersin’de 4 ilçe belediyesi var ama bunların kadın sığınmaevi yok. Şiddet görüp polise başvuran kadın, ailesi kabul etmediği ve ekonomik bağımsızlığı olmadığı için yeniden şiddet gördüğü evine dönmek zorunda kalıyor. Bu da cinayetlere zemin hazırlıyor. Bu sarmalı kadın sığınmaevleri ile aşabiliriz” diye konuştu.
İntiharlarda korkutan artış
Mersin’de 2011 yılının ilk 8 ayında 35 kadının intihar ettiğini 320 kadının intihar teşebbüsünde bulunduğuna dikkat çeken Koçak, rakamların geçen senelere göre ciddi şekilde arttığını ifade etti. Koçak, “intihar süsü verilen kadın cinayetlerinden” şüphelendiklerini belirterek, “Cezalar artınca şiddeti ve cinayeti gizleme eğiliminin artmasından şüphe ediyoruz. Birçok vakada intihar ile cinayet ayırt edilemez oldu. Cinayet işleniyor ama intihar süsü veriliyor. Kolluk güçleri ve yargı, intihar vakalarını tam olarak araştırmalı. Günümüzde intihar vakalarının arkasındaki sebepler tam olarak incelenmiyor. Bunun somut örneğini 3 yıl önce de yaşadık. Bir genç kız su kuyusunda ölü bulundu ama olay intihar gibi yansıtıldı” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar farkında değil’
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü Selma Toluay: Kadınlar, sahip oldukları hakların ve erkeklerle eşit olduklarının farkında değiller. Eğitim kurumları küçük yaştan itibaren bu konuda eğitimler vermeye başlamalı
Kadına yönelik şiddet, her geçen gün artıyor. Kadın hakları savunucularına göre şiddetin önlenememesinin en önemli nedeni, yasaların uygulanmaması, kadınların haklarının farkında olmaması ve eğitimsiz erkek. Kadın Hakları Koruma Derneği Genel Başkanı Avukat Gönül İşler, devletin bu konuda büyük yaptırımlar uygulamasının şart olduğunu söyledi. Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı Gönüllüsü Selma Toluay da şiddetin medya sayesinde görünür olduğunu belirtti.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı’ndan (AÇEV) Ecehan Balta ise şiddete maruz kalan kadının korunmadığını, şiddet uygulayan erkeğin de cezalandırılmadığını kaydetti.
Kadın Hakları Koruma Derneği Genel Başkanı Avukat Gönül İşler, son iki yılda kadına yönelik şiddet olaylarının yüzde 1400 oranında arttığına dikkat çekti. Yargıçların yasaları uygulamadıklarını ve şiddet olayına tarafsız değil erkek gözüyle baktıklarını söyleyen İşler, “Ekonomik sorunlar, psikolojik bozukluklar, kadınlar ve erkeklerin aile içinde yanlış yetiştirilmeleri de şiddet olaylarının diğer nedenlerinden. Devletin bu konuda büyük yaptırımlar uygulaması şart. Bunun yanı sıra kadınların, idari mekanizmalarda kaydadeğer roller alması gerekiyor. Kadınların, Meclis’te ve yerel yönetimlerde en az yüzde 30 oranında temsilleri kadına şiddet sorununu büyük oranda bitirir” dedi.
Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı Gönüllüsü Selma Toluay da, “Aslına bakılırsa kadına yönelik şiddet zaten fazlaydı. Bugüne özgü bir şey olduğunu düşünmüyorum. Şu anda artmış olarak görünmesinin temel nedeni medya tarafından daha çok önem verilip gündem maddesi yapılmasındandır. Tabii bunun sağlanmasında da kadın örgütlerinin yaptığı dikkat çekici çalışmalar önemli rol oynamıştır” dedi.
‘MEB müfredata alsın’
Kadına yönelik şiddetin asıl sebebinin kadınların sahip oldukları hakları bilmemesi olduğunu savunan Toluay, “Kadınlar erkeklerle eşit olduklarının farkında değiller. Bunu sağlayabilmek için kadına küçük yaşlardan başlayarak kazanılmış hakları ve toplumsal eşitlikleriyle ilgili eğitimler verilmelidir. Bu eğitim faaliyeti Milli Eğitim Bakanlığı müfredatı içinde de yer almalıdır” dedi.
‘Erkekler korunuyor’
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Şiddetsiz Aileler İçin Baba Eğitim Projesi Koordinatörü Ecehan Balta ise kadına yönelik şiddetin temel nedeninin, şiddeti uygulayan erkeğin cezalandırılmaması ve şiddete maruz kalan kadının korunmaması olduğunu vurguladı. Balta şöyle devam etti: “Bunu aşmanın yolu yasaların tam anlamıyla uygulanmasından geçer. Tabii kadına şiddetin temel nedeninin eğitimsizlik olduğunu da söyleyebiliriz. Kadın örgütlerinin neredeyse tümü kadının haklarına ve eşitliğine yönelik sadece kadınlara eğitim veriyor. Ancak erkeğin de bu konuda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor.”
Kadınlarla Dayanışma Vakfı Gönüllüsü Figen Çaban ise konuyla ilgili görüşlerini şöyle özetledi: “Kadına şiddetin en önemli nedeni, şiddetin meşru olarak gösterilmesidir. Bunun yanı sıra toplum, kadına şiddeti suç olarak değil, aile içi hal olarak görmekte. Tabii bir nedeni de kadınların sosyal ve siyasal yaşama girmemeleri için sistem tarafından şiddetin desteklenmesidir. Bu soruna yönelik yasalar son dönemde iyileştirildi. Ancak yargıçlar tarafından sağlıklı uygulanmıyor. Sorunu çözmek için öncelikle var olan yasaların sağlıklı uygulanması gerekir.”