Politika

Mektup yazacağım, görüşelim derse giderim!

Başbakan Erdoğan, Baykal'a mektup yazıp 'demokratik açılım' konusunda yardım isteyeceğini söyledi.

18 Eylül 2009 03:00

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a mektup yazıp 'demokratik açılım' konusunda yardım isteyeceğini söyledi.

Başbakan, genel yayın yönetmenleriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. Erdoğan, ’Demokratik Açılım’ konusunda çalışmaların TBMM açılınca hızlanacağını söyledi. Vatan gazetesinni haberine göre, Erdoğan “10 bin kişilik araştırma yaptırdık. Hava çok olumlu” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde medya kuruluşlarının genel yayın müdürlerine bir iftar yemeği verdi. İftarın ardından önemli açıklamalar yapan Erdoğan, Demokratik Açılım’dan geri adım atılmayacağını, CHP Lideri Baykal’a bir mektup yazarak sürece katkı sağlamasını isteyeceğini söyledi.

BM’de konuşacağım...

Erdoğan gazetecilerin sorularına geçilmeden önce şunları söyledi:

- Pazartesi günü ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılacağım, konuşma yapacağım. New York’ta, Pakistan-Afganistan-ABD-Türkiye dörtlü zirvesine katılacağım. Biliyorsunuz Türkiye orada gözlemci konumunda. Yine çeşitli üniversitelerde konuşmalarım var. Sonra Pitsburg’da G-20 toplantısına katılacağım. G-20 zirvesi farklı olacak. ABD’de krizin sükunete kavuştuğu yolunda da, tam aksi yönde de görüşler var. Bunları konuşacağız. G-20 zirvelerinin devam edip etmemesi, sıklığının azaltılması yönünde görüşler var. Biz devamından yanayız. G-20 zirvelerinin dünyaya faydalı olduğunu düşünüyoruz. İnanıyorum ki G-20 zirvelerinin devamını temin edeceğiz.

- Demokratik açılımda sonuna kadar gideceğiz, kararlıyız. TBMM’nin açılmasıyla gerekli adımları atmaya başlayacağız. Çünkü biz muhatap olarak milletin seçtiği vekilleri görüyoruz. Peki açılımın içinde ne var? Kısa olarak, hak ve özgürlükler konusundaki sıkıntıların çözümü ve işsizlik gibi sorun olan alanlarda milletçe adım atmak istiyoruz.

TBMM açılınca adım atacağız

- Birinci derecede sorumluluk hükümet olarak bizde. Biliyorsunuz yüzde 1’in üzerinde oyu olan partilerle görüşmeler yapıldı. MHP yazılı olarak ret cevabı verdi, CHP sözlü olarak reddetti. Sivil toplum örgütleriyle de görüşmeler yaptık. TBMM’nin açılmasıyla birlikte adım atmaya başlayacağız. Biliyorsunuz gizli bir oturumda bunları tartışalım istedik. İtirazlar geldi. Gerekirse açık görüşme de yapabiliriz. Ama gizli oturum yöntemi daha önce de pek çok kez kullanılmış. Kurtuluş Savaşı sırasında 10-11 kez gizli oturum yapılmış. Gizli oturumda fayda gördükleri için yapmışlar. Sayın Bahçeli, Anayasa’ya rağmen “Teşhir ederiz” diyebiliyor. Tekrar ediyorum, açık görüşme de yapabiliriz.

- Buna ister Kürt sorunu deyin, ister G.Doğu sorunu, bu bir gerçektir. Partimizi kurarken programımıza bu sorunun çözümü konusunda maddeler koymuştuk. 2005’te Diyarbakır konuşmamda yine bu soruna değindim. 7 yıllık iktidarımızda attığımız her adımda bu sorunun çözümüne yönelik taraflar da vardı. 7 yılda bölgeye 15 milyar TL yatırım yaptık. 2015’te bu 25-30 milyar TL’ye çıkacak. Hedefimiz, eğitim, sağlık, enerji, yol, su, tarımda yatırımlar yapmak, istihdamı artırmak. Terör bittiği zaman özel sektör de buraya rahatça gelecek.

TRT Şeş bile PKK’da sıkıntı yarattı

- Yatırımlar dışında TRT Şeş’i devreye soktuk. Bu adım bile terör örgütünde sıkıntı yarattı. Kürtçe billboard’lara izin verdik. Kürtçe dil kurslarının açılmasını sağladık. Mardin’de bir üniversitemiz Kürtçe ile ilgili YÖK’e başvuru yaptı, olumlu cevap aldı. İktidar olarak kendimize güvenimiz tam.

- Olayı tek bir etnik unsura dayandırmak yanlış. Biz önce Kürt açılımı dedik, sonra Demokratik Açılım dedik. Hatta yaptığımız müzakerelerden sonra Milli Birlik Projesi adını verdik. Niye böyle dedik? Kürt, Türk, Laz, Boşnak her etnik kökenden vatandaşlarımızın da sorunu var.

- Güneydoğu’da birinci partiyiz. Sonra DTP var. Bunu dışında güvenlik güçleri var. Benim parti örgütüm teröre rağmen siyasi çalışmalarını yapıyor, vatandaşımı kucaklıyor. Bu açılım konusunu tereddüde yer bırakmadan sürdüreceğiz.

Baykal ‘Görüşelim’ derse giderim

Sayın Baykal bizimle görüşmeye reddetti. Halbuki bize “Şu yanlış, bu böyle yapılmalı” dese, bakar müzakere eder, düzeltiriz. Ama reddediyor. Sayın Baykal’a bir mektup yazacağım. “Görüşelim” derse, giderim. Ama “Yok kabul etmiyorum” derse kendi bileceği iş. Biz yolumuza devam ederiz. Biz gider milletimize güzellikleri, yapacaklarımızı anlatırız. Sizlerle de bu iftar davetinde bu kararlı, tutarlı, soğukkanlı yürüyüşümüzü paylaşalım istedik.

Erdoğan bu açılış konuşmasının ardından soruları söyle cevapladı:

Suriye her adımda bizimle beraber

Suriye’nin açılımın zamanlaması konusunda sıkıntıları olduğu ifade ediliyor. ABD, Irak’tan çekilme aşamasında. Suriye tarafı, bu ortamda, bu zamanlamanın sıkıntı yaratacağını düşünüyor...

Ben Sayın Esad’la uzun uzadıya görüştüm. Böyle bir yaklaşım içinde değiller. Atılan her adımda bizimle beraber olacaklarını söylediler. Biliyorsunuz, Kandil’de 1500 kadar Suriye vatandaşı var. Bunlar oradan inerse Suriye’de enterne edebileceklerini söylediler. “Türkiye’nin huzursuzluğu bizi de huzursuz eder” ifadesini kullandılar. Suriye ve İran’la görüşmelerimiz sürecek. Avrupa’da da görüşmelerimiz olacak.

Suriye ile ilişkiler hızlı ilerliyor. Suriye ile bir entegrasyon aşamasında mıyız, AB türü bir yapı...

Suriye Suriye’dir, Türkiye Türkiye. Biz sadece yüksek düzeyde işbirliği yapıyoruz. Yılda bir kez başbakanlar ve bakanlar düzeyinde toplanacağız. İcracı bakanlar daha sık bir araya gelecek. Eğitim ve kültürel işbirliği de yapıyoruz. Şam, Halep gibi bizim tarihimizde büyük önemi olan kentlerde restorasyon çalışmaları var. Vizeyi kaldırdık. Artık bayramlarda iki taraftaki akrabalar daha rahat bir araya gelecek.

Baykal’a yazacağınız mektupta paketin içeriğiyle ilgili bilgi verecek misiniz? Bir de Kürtçe’nin seçmeli ders olması konusu var. Baykal’ın bu konuda itirazları oldu...

‘Demokratik Açılım’ paket değil süreç

Bir kere bu paket değil. Paketin bir başı ve bitişi olur. Biz buna süreç diyoruz. Adımlar kısa, orta, uzun vadeli olacak. Herkesin eli bu taşın altında olsun diyoruz. Herkes görüşünü ortaya koysun, alalım bir havuza, olgunlaştıralım. AK Parti bu süreci işleten yapı olsun istemiyoruz, süreci birlikte işletelim diyoruz, herkesin bu süreçte aktör olmasını istiyoruz. 1989’da SHP, 1999’da CHP raporlar hazırlamış. Bunlar elimizde. Bizim düşündüklerimizin çok ötesinde vaatleri var. Bu raporların arkasında olduklarını söylediler. Kaçacakları yer yok. Raporlar elimizde. ’Seçmeli Kürtçe ders istemiyorum’ diyor. Olabilir, hayır demedik ki... Biz Türk’ü de, Kürt’ü de Allah için seviyoruz. Ben alt kimlik dediğimde Sayın Baykal kızmıştı. Şimdi kendisi de kullanıyor. Atatürk 1923’te TBMM’de yaptığı konuşmada benzer ifadeleri kullanmıştı. Tüm etnik grupları Anasır-ı İslamiyye olarak nitelemişti. Çok güzel bir konuşma o. Tüm bunları ülkenin rengi olarak vurguluyor. Çanakkale’de şehit düşen de onlar. Biz bu anlayışı kaybedemeyiz. Sayın Baykal’ın elini taşın altına koymasını istiyoruz.

Partimde 60 Kürt kökenli vekil var

Bu süreçte DTP’den zaman zaman sert çıkışlar oluyor, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

DTP Avrupa’da “Kürt kökenli vatandaşların siyasi hakları yok” şikayeti yapıyor. Sadece benim partimde 60 tane Kürt kökenli milletvekili arkadaşım var. “Devletin üst kademesinde Kürt kökenli vatandaş yok” diyorlar. A’dan Z’ye yalan. Bakıyorsun Alevi kökenli vatandaşlarımız da benzer şikayetleri yapıyor. Oysa bir taraftan Alevi Çalıştayı yürüyor. Çok da güzel çalışmalar yapılıyor. Dengesiz ifadelere kulak asmamamız gerekir. DTP heyeti beni ziyarete geldi. Onlara “Terörist başını muhatap almayız, illegal terör örgütünü muhatap almayız” dedim. “Söylemlerinize dikkat edin” dedim. Anlamakta zorlanıyorum. Güya bölgedeki yatırımları onların baskısıyla yapmışız. Böyle bir şey bizim kitabımızda yazmaz.

Kısa, orta ve uzun vadeden teknik olarak kastınız nedir? Bunların süreleri nasıl olacak?

Bu adımları TBMM açıldıktan sonra atmaya başlayacağız. Genelgelerle, yönetmeliklerle yapılacak işler kısa vadeli olanlar. Orta vadeden kastım yasa değişiklikleri, bunlar 2010’da devreye girecek. Eğer gerekirse yapılacak Anayasa değişiklikleri de uzun vadeli hedefler.

Erbil’e konsolosluk açabiliriz

Suriye’nin verdiği açık desteği Kuzey Irak yönetimi de veriyor mu?

Merkezi (Bağdat) hükümetten yana sıkıntımız yok. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile çalışmalarımız var. Netice alacağımız inancındayım. Erbil’de başkonsolosluk açmaya kadar gidebiliriz.

Türkiye’de PKK’ya “Dağdan inin” çağrısı yapacak mısınız? Operasyonların sürmesinin bu sürece zarar verdiği yönündeki yorumları nasıl karşılıyorsunuz?

Etkin pişmanlık yasası yeterli

Yürürlükteki etkin pişmanlık yasası bu iş için yeterli deniyor. Geçenlerde 14 terörist teslim oldu, 12’si hemen serbest kaldı. Bu süreç artarak devam edebilir. Bu konuda rahatız, yasa yürürlükte. Operasyonlara gelince, karşınızda siyahlı eylem hazırlığında, kendi deyimleriyle gerilla var. Halkımıza karşı eylem hazırlığı içindeler. Tüm buna karşı güvenlik güçlerimiz silahsız mı gezecek? Güvenlik güçleri de silah bıraksın. Ne demek bu! Bunlar gümrük memuru değil ki! Terör örgütü oldukça, güvenlik güçlerimiz operasyon kabiliyetini korumak zorunda. İddialaşmanın içinde olmayı yanlış bulurum. Silah bırakması gereken terör örgütüdür. Bir şey daha var. DTP Kürt kökenli halkın temsilcisi değil. Bunlardan rahatsız olan büyük bir kesim var. Aldıkları oyların büyük bölümü tehditten geliyor. Tabii onları da destekleyen bir kesim var. Ancak bunların attıkları adımları destekleyenlerin oranı aldıkları oyun yüzde 15’idir.

Açılım henüz netleşmedi ama, olumlu gelişmeler var. Uzun süredir Türkiye’ye gelmeyen bazı Kürt vatandaşlara sorun çıkartılmadan pasaport veriliyor.

Doğru. Adım atılmadan esintisi başladı. Yaşar Kaya mektup yazmış, dönmek istiyor. Biz açığız. Barış, huzur, birlik, beraberlik için rüzgar, esinti var.

10 bin kişilik araştırma yaptık

Toplumda hava nasıl? Açılım gündeme geldikten sonra kamuoyu araştırması yaptırdınız mı?

10 bin kişilik bir araştırma yaptırdık. Çok olumlu bir hava var. Son geldiğimiz noktada kamuoyu desteğinin arttığını görüyoruz. Daha Türkiye’yi dolaşıp milletimize anlatmadık. Bunu da yapacağız. Mahalle baskısını kıracağız. Oylarımızın düşme riski olsa da bu yola devam edeceğiz. Bu sorunu çözeceğiz, başka çıkış yolu yok. Bir şehit anası “Bu işi çöz” diyorsa, bir evladımız şehit olmadan üç gün önce annesine “Başbakanımız bu işi çözecek” diyorsa duramayız. Biz bunu yapacağız. Hala Türk bayraklı tabutlar mı gelsin? Bunlar mühimmat değil, bizim insanımız, bizim gencimiz, bizim evladımız... Terör sıfıra inecek diye iddiamız yok. İspanya, İrlanda sıfıra indirememiş. Efendim Sri Lanka bitirdi... O farklı şey. Sri Lanka bir ada. Adayı çevirirsin iş biter. Burası Türkiye 780 bin kilometrekare. Nereden ne çıkacağı belli olmaz. Örgütün dağdan inişini sağlamamız lazım. Dağa çıkışı engellememiz lazım. Milletle örgütün arasını açmamız lazım. Bu işi çözersek ülke sıçrama yapar. Artık enerjimizi içeride bu işle tüketemeyiz. Üniter yapının üzerine çizik atmaya çalışanlar var. Buna fırsat veremeyiz. Ayaklarımızı yere sağlam basmamız lazım. Osmanlı rahattı, ayaklarını yere sağlam basıyordu. Ayağını yere sağlam basınca, pergelin bir ucu rahatça dönebiliyordu.