Yaşam

Mehmet Tursun: Yüzün hiç kızarmadı mı?

Polis kurşunuyla yaşamını yitiren Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, Diyarbakır'da polisler tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan Şahin Öner olayı için, Diyarbakır Valisi'ne mektup yazdı

19 Şubat 2013 16:52

 2007 yılında polis kurşunuyla yaşamını yitiren Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, Diyarbakır'da polisler tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan Şahin Öner olayı için, Diyarbakır Valisi'ne mektup yazdı.

Bir gazetede senin için 'Valinin yalanı Adli Tıp'tan döndü' diye manşet atmış. Bu haberden dolayı benim yüzüm kızardı, senin de yüzün kızardı mı?' diye soran Mehmet Tursun'un, Diyarbakır Valisi'ne gönderdiği mektubun tamamı şöyle:

Diyarbakır Valisi,

Dikkat edersen mektubuma 'Sayın Valim' diye başlamadım, neden başlamadığımın açıklaması bu mektubumun sonunda vardır.

Yanılmıyorsam sen (siz değil) Diyarbakır'da vatandaşları korumakla görevlisin, böyle bir görevin olduğunu düşünüyordum. Bu gün 14 Şubat 2013 ve bir gazetenin senin hakkındaki manşeti: "Vali yalanı Adli Tıp'tan döndü" şeklinde bir haber vardır. Yani gazete diyor ki: "Vali sen yalan söyledin"

Vatandaşları korumakla görevli bir vali, gazetenin deyimi ile neden yalan söylesin. Bir valiyi yalan söylemeye zorlayan neden nedir, düşündün mü?

Diyarbakır valisi; bunların cevabını aramadan evvel, geçen yıllarda Yunanistan'da 15 yaşındaki A. Andreas Grigoropulos adlı bir genç polis tarafından öldürüldü. Önce Yunanistan'da ne oldu ona bakalım, sonra senin neden yalan söylediğine ve sana neden "Sayın Valim" diye hitap etmediğime
değineceğim.

Yunanistan'da bir genç polis tarafından öldürüldü:

*Polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren 15 yaşındaki A. Andreas Grigoropulos ölümü üzerine İçişleri Bakanı Prokopis Pavlopulos ile Bakan Yardımcısı Panayotis Hinofotis'in hemen ertesi gün istifalarını Başbakan Kostas Karamanlis'e sundular.

İstifaları kabul edilmeyen İçişleri Bakan Prokopis  Pavlopulos ile Bakan Yardımcısı Panayotis Hinofotis   düzenlediği basın toplantısında; olaylarla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü ve suçluların "İbretlik"olacak şekilde cezalandırılacağını, insan haklarıyla ilgili gösterileri haklı bulduğunu ifade etmiştir.

*Yunanistan halkının etkin desteğini arkasına alan İşçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşları, polis kaynaklı orantısız gücün nasıl duracağını ve bu sorunun nasıl hal edilebileceğini, Yunanistan hükümetine göstermiş oldu.

*Tüm bu haklı ve etkin tepkilerden sonra 15 yaşındaki A. Andreas Grigoropulos öldüren polis memuruna; İçişleri Bakan Prokopis Pavlopulos'un dediği gibi "İbretlik" bir ceza verildi, yani ömür boyu hapse mahküm oldu.

Yunanistan'da, bir valinin, bir Bakan'ın, bir Emniyet Müdürünün ve İşçi sendikalarının yaşama hakkına dair sergiledikleri duyarlılığın bir kısmını belirttim. Bu okudukların Yunanistan'da oldu.

Şimdi gelelim Türkiye'ye:

Türkiye'de hemen hemen her gün, ya bir gencin vurularak öldürüldüğünü veya polis karakollarında uygulanan şiddet ve kötü muamelenin haberlerini okumaktayız. 2007 yılında PVSK'da yapılan değişiklikle polise şiddet uygulama, orantısız güç ve kötü muamele serbestisi verildi, bu serbestiyle polise; 'Dokunulmaz' mantığı ve inancı hakim kılındı. Bu inanç yüklenicilerinden biri de sensin.

Polis cinayetlerini olağan sayan bu zihniyet sonucu bir kaç yılda 129 kişi polis tarafından öldürüldü, bu 129 cinayeti duyunca yüzümüz kızarmasın mı, utanmayalım mı, bu 129 cinayetin neresi olağandır?

D.Bakır valisi bunu unutma: Yaşama hakkının korunmasında devlet sorumluluğunun tartışılır yanı olmaz, devletin sorumluluğunun tartışılır duruma gelmesi ise, uzun yıllar vatandaşın Devletle yaşayacağı bir kavga süreci haline getireceğini unutma.

Şahin Öner olayı: En son olay senin valisi olduğun il olan Diyarbakır'da meydana geldi, öldürülen çocuğun adı Şahin Öner'dir. Şahin Öner polisler tarafından öldürüldü, bu cinayetten sonra, senin görevin olayı örtbas etmek manasına gelen yalanlar uydurmak değil, olayın üzerine gidip, katilleri
yakalayıp adalete teslim etmek olduğunu sana öğretmediler mi?

Haber Türk Gazetesi senin için: "Valinin yalanı Adli Tıp'tan döndü" diye manşet atmış. Bu haberden dolayı benim yüzüm kızardı, senin de yüzün kızardı mı?  Ayrıca, bundan sonra da polis birini öldürdüğünde, gazetenin deyimiyle aynı "Yalana" baş vuracak mısın?

Diyarbakır'da polis tarafından öldürülen Şahin Öner'in ailesine gidip acılarını paylaşıp, başsağlığı dileyeceğine, ölen gencin arkasında yalan söylediğin için, ben sana "Sayın Valim" diye hitap etmiyorum, sadece "Diyarbakır valisi" diyorum.

Son sözümüz: Vatandaşları korumakla görevli olan bir valinin emrindeki polis, sıradan basit gerekçelerle 129 kişinin ölümünden sorumlu tutulması, asla ve kat'a kabul edeceğimiz bir durum değildir.