T24 Haber Merkezi
Mehmet Tezkan, Yunanistan'ın Türkiye'nin karasularını ihlâl etmesi karşısında Ankara'nın sessiz kalmasının nedenini açıkladı. Bu durumun, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreterliği için ortak aday gösterme sürecinin zarar görmemesi amacıyla olduğunu belirtti.
Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, bugünkü köşesinde Yunan sahil güvenlik botlarının Türkiye karasularını ihlâl etmekle kalmayıp Datça'da sahile çıktığını ve Bodrum Akyarlar'da balıkçı teknesine ateş açtığını belirtti. Bu olaylar sırasında Türk sahil güvenliğinin ortada olmadığını vurgulayan Tezkan, "Bizim sahil güvenlik ortada yoktu…" ifadesini kullandı. Mayıs seçimlerinden önce böyle bir durum olsa Ankara'nın ortalığı ayağa kaldıracağını, nitekim Erdoğan'ın o dönemde "Bir gece ansızın gelebiliriz" dediğini hatırlattı.
TIKLAYIN - Yunan botu bu kez Datça kıyısına geldi; üstelik maskeli bir kişi karaya çıktı
"Çok değil mayıs seçiminden önce böyle bir durum olsa Ankara ortalığı ayağa kaldırırdı. Nitekim kaldırmıştı da. Erdoğan ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ bile demişti…
Bu sözün anlamı çok açık ve netti: Savaşırız, savaşmayı göze alırız demekti…
Yunan sahil güvenlik görevlileri topraklarımıza ayak basma cesareti gösterdi ama Ankara’dan çıt çıkmadı. Dışişleri uzun süre ağzını açmadı.
Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisini bakanlığa çağırıp protesto etmedi. Yazılı veya sözlü nota verme gereği dahi duymadı..."
TIKLAYIN - Yunan Sahil Güvenlik botunun Türk kara sularını ihlâli yargıya taşındı
Tezkan, Ankara'nın bu sessizliğinin nedenini sorgulayarak, Erdoğan'ın BM toplantısı için gittiği New York'ta Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile görüştüğünü ve Emine Erdoğan'ın Türkevi'nde verdiği davete Miçotakis'in eşi Mareva Grabowski Miçotakis'in katıldığını söyledi. İki first lady'nin samimi görüntülerine dikkat çeken Tezkan, bu durumun Ankara'nın tepki vermemesinin sebeplerinden biri olduğunu ifade etti. Ayrıca, Ankara'nın AGİT Genel Sekreterliği için Feridun Sinirlioğlu'nu aday gösterdiğini ve Yunanistan'ın desteğini almaya çalıştığını, bu nedenle de ilişkileri bozmak istemediğini belirtti.
"Neden?
Mesele İçişleri Bakanlığına havale edildi. Bakan da muhatabına bir daha yapmayın bizi üzmeyin tadında bir şeyler söyledi. Meselenin üzeri örtülmeye çalışıldı.
Neden?
İş medyada konu edilince (Saray medyasında değil tabi) Dışişleri Bakanlığı ‘prosedür çerçevesinde gerekli tepki verilmiştir’ diyerek tonu düşük bir açıklama ile yetindi…
Neden?
Birkaç nedeni var…"
"Yunan botunun plajımıza kadar girmesine sessiz kalmamızın sebebi" başlıklı yazının tamamını okumak için tıklayın.
"Mustafa Kemal çağırdı, geldik"; Kayıp bir kuşağın hikâyesi 'Mübadele |