AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, Suriye konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani’nin bir araya geldiği Soçi zirvesine ilişkin “Suriyeli birçok vatandaş evine dönecek. Onların çocukların eğitilmesi, geleceğe hazırlanmasıyla ilgili o kadar önemli işler yapılıyor ki. Bu konuda ileride bütün bir millet geçmişte bugünkü yapılanların hepsiyle iftihar edebilirler. Allah korusun Avrupalılar gibi davransaydık çocuklarımız bizden utanıp, bizi lanetleyeceklerdi” dedi.
Özhaseki, Cumhur İttifaı konusunda “PKK'nın siyasi uzantılarının işbaşına gelmesini engellemek istiyoruz, bu çok açık. Ortaya çıkan adaylarına bakıyorsunuz, ürpererek takip ediyorsunuz. PKK'ya sempatiyle bakanların insanların iş başına gelmesi bizi çok açık rahatsız ediyor. İşbaşına gelenlerin hepsi 'parayı nasıl çalarız, Kandil'i nasıl besleriz, PKK'nın eline nasıl teslim ederiz' hesabı içinde. Bu insanlara İstanbul'da, Ankara'da bir alan açılmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı. Özhaseki “MHP ile yaptığımız Cumhur İttifakı çerçevesinde 30 büyük şehrin dışındaki illerde de işbirliğine gidilecek. Başkan adayı ayrı meclis üyelerinin ayrı olmaması gerekiyor” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ye de tepki gösteren Özhaseki “HDP'li Temelli 'Kürdistan'da biz alacağız, batıda da kaybettirmek için her şeyi yapacağız' demiş. Herhalde Kandil'in emri böyle. TBMM gibi en onurlu makamda bu milleti, bu devleti bölmek için çırpınacaklar. Emin olun bunlara Kandil su içme desin, üç gün su içmezler” diye konuştu.
Özhaseki ayrıca Ankara'da raylı sistemi arttıracaklarını ve 'park et-devam et' uygulamasını yoğunlaştıracaklarının altını çizdi. Özhaseki metro vagonlarını Ankara'da üretebileceklerini sözlerine ekledi.
AKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki, Habertürk TV'de yayınlanan Özel Röportaj programında Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'in sorularını yanıtladı
İşte Özhaseki'nin açıklamalarından satır başları:
Bir taraftan partideki görevim devam ediyor. Tüm Türkiye'deki belediye başkanlarını belirlemeye çalıştık. Bunun yanı sıra 2 aydır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak da Ankara projelerinin hazırlanması, Ankara halkına bunların anlatılması tabii ki yoğunluk getiriyor. Çok şükür bunların altından kalkıyoruz, iyi de gidiyor.
"Cumhur İttifakı oy değil bir beka meselesidir"
AK Parti ile MHP bir araya gelip, daha fazla şehirler kazanmak için deniyor. Hayır öyle değil. Sayın genel başkanlarımızın başlatmış olduğu görüşmelerde bizim fikrimiz şu: Türkiye'de yerli ve milli insanlar işbaşına gelsin. Bunlar gelemiyorsa mutlaka beraber olalım. Bir taraftan 40-50 yıldır bu memlekette paçavrasını asıp, PKK tehdidi bağımsızlığını ilan etmeye gidiyordu, bunu gördük. Diğer taraftan 'hoşgörü timsaliyiz' diye sözcüklerini kullananlar 15 Temmuz'da gerçek yüzlerini ortaya koydular. Bazen 'tiyatro' diye söylenenleri gülerek karşılıyorum. 12 Eylül'de herkes kabullenmişti. Şimdi yüzlerce tank yürümüş, uçaklar kalkmış, bombalar atılmış, Meclis bombalanmış, masum insanların üstüne bombalar atılmış, 'tiyatro' deniliyor. Başarılı olmuş olsalardı İstanbul evlerinde rahat oturup, televizyonlara bakıp çaylarını içebilirler miydi?
"Bu insanlara İstanbul-Ankara'da alan açılmasını istemiyoruz "
PKK'nın siyasi uzantılarının işbaşına gelmesini engellemek istiyoruz, bu çok açık. Ortaya çıkan adaylarına bakıyorsunuz, ürpererek takip ediyorsunuz. PKK'ya sempatiyle bakanların insanların işbaşına gelmesi bizi çok açık rahatsız ediyor. İşbaşına gelenlerin hepsi 'parayı nasıl çalarız, Kandil'i nasıl besleriz, PKK'nın eline nasıl teslim ederiz' hesabı içinde. Bu insanlara İstanbul'da, Ankara'da bir alan açılmasını istemiyoruz.
"30 büyükşehirin dışındaki illerin üzerinden konuşuyoruz"
İki lider oturacak, o şehir senin, bu senin olsun demiyorlar. Böyle bir şey olmaz. Bu insanlara saygısızlık olur. Dikkat ettiğimiz hususları biraz önce arz ettim. MHP ile görüşmelerimiz sadece 30 büyük şehir üzerinden, ilçeler üzerinden gitmiyor. 30 büyükşehirlerin dışındaki illerin üzerinden de konuşuyoruz. Bu bizim ülkemizin beka ve gelecek meselesi. Biz tercihlerimizin yerli ve milli olmasını istiyoruz, hepsi budur.
"MHP ittifak öncesi Erzurum ve Aydın'ı açıklamıştı"
Güzel bir söz var, mesele vatansa gerisi teferruattır. Geçmişte 5-10 yıl hizmet eden arkadaşlarımız vardı. Onlara teşekkür ettik, çok itiraz ederlerse şehir raporlarını gösterebiliriz. Böyle bir sıkıntı bizde de MHP'de de olmayacaktır. MHP Erzurum'da, Aydın'da adaylarını açıklamıştı. Sağ olsunlar bu görüşme başlayınca adaylarına teşekkür ettiler, onlar da anlayışla karşıladı.
"Başkanlar ayrı il genel meclis üyeleri ayrı gidilmesi yanlış"
Yeni dönemde ittifaklara kapı açan, birlikte hareket etmemizi sağlayan bir sistem. Bu demokrasi kültürünün gelişmesi, uzlaşı kültürünün gelişmesi açısından da olumlu bir fırsat. Herkesin kendi kampına çekildiği, karşı tarafa ateş ettiği bir ortam yaralanmalara sebep verir. Başkanlarla bir taraftan gidip de il genel meclislerinde ayrı gitmenin bir anlamı yok diye düşündük.
"Sayın Cumhurbaşkanımızla Devlet Bey Miting yapabilecek"
MHP'li arkadaşlarla prensipte anlaşmalarımız var. Bazı mitingler sayın Cumhurbaşkanımızla Devlet Bahçeli Bey'in beraber katıldıkları miting yapılacak. Ayrı mitingler de yapılacak. Billboardlarda aday arkadaşlarımız, söyleyeceklerimizin yer aldığı şekilde çıkacaktır. Büyükşehirlerde en çok handikaplardan birisi de ilçe belediye başkanı ile büyükşehir belediye başkanı arasındaki anlaşmazlıklar. İlçe belediye başkanı bir işe başlamak istiyor, büyükşehir durduruyor ya da tam tersi oluyor. Bunların hepsi hizmete mani oluyor. Bizim taahhütlerimizden birisi de 25 ilçe belediye başkanı arkadaşlarımızla dostluk içerisine girmek. İnşallah bunu yapacağız.
İttifaklar kurulurken keşke yerel yönetimlerle ilgili de iki satır bir şey yazılmış olsaydı. Bu herkesi rahatlatırdı. Birkaç cümle şu anda çekilen sıkıntıyı çekilmez hale getirilirdi. Herhalde o günlerde düşünülmemiş. Burada keşke kanuni bir düzenleme yapılsaydı, herkes kendi ittifaklarına oy verseydi. Daha sonra da partiler için sayım yapılırdı.
"Belediyeler hizmet veriyorsa ona kimse bir şey yapamaz"
Bu süreçte herhangi bir tutuklama olacağını zannetmiyorum. Doğru bir şey olmaz. Bütün belediye başkanları gidip, mazbatalarını alıp çalışmaya başladılar. Devlet takip etmeye başlayacaktır. Kendi halinde hizmete devam eden, vatandaşların esenliği için hizmet edene hiçbir şey denilmeyecek. Ben yıllarca belediye başkanlığı yaptım. Herhangi belediyeden personel giderlerini isteriz. Bakarız, az çok ne yapmak istediği belli olur. Elinizdeki bütçenin kanunen yüzde 35'ini personele ekleyebilirsiniz. Bunu yüzde 90'lara çıkarıyorsanız, burada bir şey vardır. Bunu Güneydoğu'da birçok belediye bunu yaptı.
"Paraları verilmiş gibi gösterip dağa gönderiyorlar"
Birçok belediye çalışanı diyor ki. Elimize şu kadar para veriyorlar, bize imza attırıyorlar. Paranın gerisi dağa gidiyor. Eğer belediyenin parası varsa çalışan, üreten arkadaşa versin. Buna itiraz edemeyiz. Gelen parayı olduğu gibi maaşlar verilmiş gibi gösterip, imzaları alıp, Kandil'e gönderiyorlar. Bir insanın seçilmiş olması ona suç işleme özgürlüğü verir mi?
"Kandil bunlara 'su içme' desin üç gün susuz yaşarlar!"
Biraz önce saydığım tehditler devam ediyorsa devlet buna göz yumamaz. HDP'li Temelli 'Kürdistan'da biz alacağız, batıda da kaybettirmek için her şeyi yapacağız' demiş. Herhalde Kandil'in emri böyle. TBMM gibi en onurlu makamda bu milleti, bu devleti bölmek için çırpınacaklar. Emin olun bunlara Kandil su içme desin, üç gün su içmezler. İstanbul, Ankara için çırpınıyorlar adeta. Her şeyi yapıyorlar. Bir taraftan Kandil'le iş tutacaksınız, bir taraftan İYİ Parti'deki milliyetçilere sesleneceksiniz.
"Avrupa gibi davransaydık çocuklarımız bizi lanetleyecekti"
Geçtiğimiz asrın başında kocaman imparatorluktan Anadolu topraklarına sıkıştığımızda bu ülkeye Balkan'lardan, Kafkaslar'dan kim varsa gelmiş. Bu ülke mağdurlara sahip çıkmış. Yüz yıl içinde biz onlarla akraba olduk, etle tırnak gibi olduk. Bu coğrafya mazlumlara vatan olmuştur. Avrupa'da medeniyim diyen insanların tel örgü çektiklerini, günlerce sahilde insanların aç susuz bekletip perişan olduklarını görüyoruz. Nihayetinde orada bir gün huzur olacaktır. Bugün Cumhurbaşkanımızın Rusya'da yapmış olduğu çalışma hep buna mahsustur. O gün geldiğinde Suriyeli birçok vatandaş evine dönecek. Onların çocukların eğitilmesi, geleceğe hazırlanmasıyla ilgili o kadar önemli işler yapılıyor ki. Bu konuda ileride bütün bir millet geçmişte bugünkü yapılanların hepsiyle iftihar edebilirler. Allah korusun Avrupalılar gibi davransaydık çocuklarımız bizden utanıp, bizi lanetleyeceklerdi.
"Ankara'da raylı sistemi arttırmamız lazım"
Allah'tan Türkiye'de artık terör birinci sorun denmiyor. Şimdi normal gündeme doğru geliyoruz. Trafikte tabii ki nüfusu birkaç milyonu bulmuş şehirler böyle. Bu bir mühendislik alanı. Bilim adamları derler ki pik saatlerde tek yönlü giden yolcu sayısı 3-4 binlerdeyse bu otobüsle çözülür, 8-10 binse raylı sistemle, 20 bini geçiyorsa metro sistemine gider. Öncelikle Ankara'da raylı sistem hattını arttırmamız lazım.
"Ankara'da 'park et-devam et' sistemini yapmamız lazım"
Ankara'da şu ana kadar 64 kilometre kadar bir hat var. Bizim bunu iki misline çıkarmamız lazım. Biz ne kadar metro hattını önemseyerek arttırırsak trafiği o kadar rahatlatırız. Bir taraftan Cumhurbaşkanımızın söylediği metrobüsleri, bir taraftan da metro hatlarını arttırarak siz insanların yolculuk tercihlerini ve istikametini değiştirirsiniz. Evden çıktınız, 3 kilometre ileride raylı sistem var. Orada park yeri hazırlanmıştır. Arabanızı par edip raylı sisteme binip işe gidecek. Park et devam et sistemi mutlaka hayata geçmesi lazım.
"Ankara'da vagonları ürettirir hale geleceğiz"
Belediye başkanı isterse yerli üretimi teşvik ederse tamamıyla yurt dışına bağımlılığa son verebilir. Raylı sistemlerle ilgili, alt yapı, üst yapı nasıl yapılabilir, vagon nereden alınır, bunların hepsini biliyorum. İnşallah Ankara'da vagon üretimini yaptıracağız.
"Öğrenciyken babamın dükkanında çok şeyler öğrendim"
Okuldan geldiğimizde annemiz önlüğümüzü çıkarıp babamın manifaturacı dükkanına gönderirdi. Bu müthiş bir kültürdür. Gelen insanların alıcı mı değil mi bilirsiniz. Esnafın nasihatini dinlersiniz. Sermayede yalan bereketi götürür. Sakın oğlum derdi dedim. Dedem derdi ki, beytülmal var ya, devletin malı oradan eski bir hırka aşıran cennet kokusu görmesin” derdi.