İktidara en yakın gazetecilerden biri olarak eleştirilen Sabah Başyazarı Mehmet Barlas, "Öfkelerinin ve ihtiraslarının boyu akıllarından uzun olan siyasi kadroların ve onların kraldan fazla kralcı olan yandaşlarının dinmek bilmeyen kavgalarının rüzgârında, 1 Kasım seçimlerine gidiyoruz" diye yakındı. "Bu gibi ortamlarda taraflara 'Aman böyle davranmayın, ülkenizin istikrarına, insanların güven duygusuna zarar verirsiniz' demenin fazla etkisi olmuyor" diyen Barlas, "Kentleri kana bulayan bombalar, akılları başlara getireceğine, kavga daha da şiddetleniyor" ifadesini kullandı.
Barlas'ın Sabah'ta "Bu akıl dışı kavga Türkiye'nin yönünü değiştiremez" başlığıyla yayımlanan (13 Ekim 2015) yazısı şöyle:
Öfkelerinin ve ihtiraslarının boyu akıllarından uzun olan siyasi kadroların ve onların kraldan fazla kralcı olan yandaşlarının dinmek bilmeyen kavgalarının rüzgârında, 1 Kasım seçimlerine gidiyoruz... Bu gibi ortamlarda taraflara "Aman böyle davranmayın, ülkenizin istikrarına, insanların güven duygusuna zarar verirsiniz" demenin fazla etkisi olmuyor. Kentleri kana bulayan bombalar, akılları başlara getireceğine, kavga daha da şiddetleniyor.
Kötü niyetliler
Amaçlarını TBMM'de gerçekleştirmek yerine taraftarlarını sokağa dökmeyi tercih edenler, teröre "Terör" diyemeyenler, "Hizmet" adı altında polise, yargıya sızıp paralel bir devlet yapılanmasını örgütleyenler, siyaseti kasetlerle, dinleme kayıtları ile ipotek altına alanlar sahnedeler... Gerçekleri algı operasyonları ile çarpıtmak, siyasetin günlük uygulamaları.
Kim kimin ajanı?
Ortadoğu'yu kaosa sürükleyen, milyonlarca insanı mülteci- göçmen konumuna sokan, yüzbinlerce insanı kendi devletlerinin terörüne kurban eden büyük senaryonun yazıcıları olan dış güçlerin, Türkiye'ye dönük projelerinin de olmaması imkânsız... Kim hangi ülkenin ajanı konumunda, kim hangi ülkenin paralelinde kestirilemiyor... Hangi ülkenin veya hangi örgütün kimi silahlandırdığı bilinemiyor.
Sessiz çoğunluk bekliyor
Ve "Bilişim Çağı"nın getirdiği imkânlar, bu kavgayı tırmandırmak için kullanılıyor. Sosyal medya kavganın sorumsuzca sürdürüldüğü bir mecra oldu. Küfür, hakaret, aşağılama, siyasi görüşlerin açıklanma biçimleri halindeler.
Bu tabii ki hep böyle devam edemez. Çünkü "Halk" denilen büyük karar verici, bu akıl dışı ortamdan hiç mutlu değil... "Sessiz çoğunluk" sandıkta iradesini koymak için sabırla 1 Kasım'ı bekliyor.
Bu gemi o limana varacak
Seçimin sonuçları ne olursa olsun meşru siyasetin katılımcıları, o noktada kendilerine gelecekler. Halkın, seçmenin gösterdiği yolda uzlaşarak ve ayrılıkları değil asgari müşterekleri arayarak, siyaseti olması gereken yörüngesine oturtacaklar. Türkiye'nin bir Irak, bir Suriye gibi olmaması için gereken adımlar mutlaka atılacak ve uzlaşmalar siyasetin vazgeçilmezleri olarak gündemi belirleyecekler.
"Sessiz çoğunluk"un beklentisi bu yönde... Türkiye gemisi demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, iç ve dış barışın egemen olduğu limana doğru ilerliyor... Bu geminin güvertesindeki akıl yoksunu kavgacılar, geminin yönünü değiştiremezler.