Kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” adını veren cuntanın darbe girişiminin ardından TSK ve yargıdaki gözaltılar sırasında, Anayasa Mahkemesi üyesi Alparslan Altan’ın da gözaltına alındığı öğrenildi. Altan’ın ismi, devletin gizli belgelerini temin etme suçlamasıyla tutuklanan Mehmet Baransu hakkındaki hak ihlali başvurusunun oy çokluğuyla reddedilmesine düştüğü muhalefet şerhi ile gündeme gelmişti.
Alparslan Altan’ın Mehmet Baransu’nun hak ihlali başvurusunun reddinde düştüğü muhalefet şerhi şöyle:
“Sulh Ceza Hakimlikleri ile getirilen düzenleme ile kapalı devre bir sistem oluşturularak tutuklama gibi kişi hürriyeti ve güvenliği hakkında en ağır müdahaleyi içeren koruma tedbirinin farklı mahkemelerce farklı bakış açılarıyla denetimden geçirilmesi olanağı kaldırılmıştır. Çünkü kapalı devre olarak işleyen sistem her şeyden önce ‘iç körlük’ riskini artırmaktadır. Getirilen sistemde tutuklama kararı veren ile bu kararı denetleyen hakimler adeta iç içe geçmiş durumdadır.
“Somut olaydaki hakimlerin tutuklama gerekçeleri ve bölüm çoğunluğunun görüşündeki tutuklamanın olmazsa olmaz unsuru olan kuvvetli suç şüphesini gösterir inandırıcı delillerin neler olduğu açıklanmamış. Sadece bir takım soyut belirlemelerle yetinilmiştir. Tutuklama kararı incelendiğinde tutuklama nedenin sadece lafzen yani kaçma veya delilleri karartma şüphesi bulunduğunun belirtilmiş olduğu görülmekte, klasik kalıp cümlelerin ve kanundaki ifadelerin tekrarlandığı anlaşılmaktadır. Kanundaki terimlerin tekrarlanması ise kararın gerekçeli olduğu anlamına gelmemektedir.
“Başvurucunun kaçma olasılığının hukuksal ve mantıksal temellerine dair tutuklama gerekçesinde herhangi bir belirleme bulunmamaktadır. Elindeki belgeleri kendi iradesi ile savcılığa teslim eden başvurucunun hangi nedenle kaçma şüphesi içinde olduğunun objektif bir gözlemciyi ikna edecek şekilde açıklaması gerekir. Tutuklama kararında adli kontrol hükümlerinin uygulanmama gerekçelerine de hiçbir şekilde değinilmemiştir.
“Tutuklama gerekçelerinde gazeteci olan ve kendisinin tanımadığı bir kimse tarafından gazetecilik faaliyeti kapsamında verilen belgeler nedeniyle tutuklanan ve tutukluluğunun devamına karar verilen başvurucunun tutukluluk gerekçelerinin ifade ve basın özgürlüğüne yönelik caydırıcı bir etki doğurabileceği açıktır.”