Mehmet Altan*
AKP’nin parti programına göz atarsanız, bu partinin yapılması gereken her şeyi bildiğini ve şimdi tümüyle aksini yaptığını görürsünüz.
Dün AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 31 Mart 2024 yerel seçim beyannamesini açıkladı.
Ben o sırada 2007 yılının gazeteleriyle boğuşuyordum.
***
Hatırlar mısınız, yoksa sizin için çok eskilerde mı kaldı bilemiyorum ama 2007 yılı da seçim yılıydı.
Görev süresi dolan Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yerine 11. Cumhurbaşkanının seçilememesi üzerine TBMM Genel Kurulu 3 Mayıs 2007 tarihinde milletvekilliği seçimlerinin 22 Temmuz 2007 günü yapılmasına karar verdi.
Eski seçimlerde olduğu gibi Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 33. maddesi gereğince %10 barajı uygulandı.
22 Temmuz seçimlerine 14 siyasi parti ve 699 bağımsız aday katıldı.
Seçimde 42 milyon 537 bin 305 seçmen, 158 bin 700 sandıkta oy kullanacaktı.
***
22 Temmuz 2007'deki erken genel seçimlerde AK Parti yüzde 46,58 ile 341 milletvekili, CHP yüzde 20,88 ile 112 milletvekili,
MHP ise yüzde 14,27 ile 71 milletvekili çıkarttı.
DTP'nin desteklediği Bin Umut adayları 22 milletvekilliği kazanırken, 4 bağımsız aday da meclise seçildi.
***
Gazeteleri tararken aynı AKP’nin o günlerde de “seçim beyannamesi” açıkladığını gördüm.
Doğrudan “Verimli ve Üretken Yerel Yönetimler” bölümüne baktım.
Beyanname vaat ve propagandalarla doluydu:
“•Yerel yönetimler üzerindeki vesayet uygulamaları çağdaş normlara göre yeniden düzenlenmiştir.
•İl özel idareleri, il genel meclisi başkanını seçme hakkına kavuşarak yerel yönetim meclisleri güçlendirilmiştir.
•Yerel yönetim meclislerine ve ihtisas komisyonlarına sivil toplum temsilcilerinin, muhtarların, üniversite ve meslek odalarının temsilcilerinin katılımına ve siyasi parti gruplarının temsil edilmesi için imkân sağlanmıştır. Ayrıca, yerel yönetimin geçmiş yıla ait hesap ve işlemlerini denetlemek üzere her yerel yönetimde denetleme komisyonu kurulmuştur.
•Merkezi idare ve yerel yönetimler arasında kaynak bölüşümünü yeniden düzenleyen Kanun Tasarısı yasalaştırılacaktır.”
***
2007 yılındaki AKP Beyannamesinde;
“vesayet uygulamaları çağdaş normlara göre yeniden düzenlenmiştir” diye yazıyor.
Mart 2024 yerel seçimlerinin en önemli konularından biri ise kayyumlar.
Siyaset, utanması olmayan bir yalan makinası gibi…
Yalanı saptayan değil sürekli üreten bir makine.
***
Geçmişte yerel yönetimler söz konusu olduğunda 1982 Anayasası’ndaki 127. madde derhal gündeme gelirdi.
O maddede “merkezi idare”nin yerel yönetimler üzerinde “idari vesayet yetkisine” sahip olduğu yazılıdır.
Hala yerli yerinde duruyor.
Belediyelerin genel bütçeden aldığı pay da değişmez bir eleştiri konusuydu…
Daha sonraları bu konulara Avrupa Konseyi’nin “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” eklendi.
Türkiye’nin bu şarta koyduğu şerhler…İmzalamadığı maddeler…
Devletin halka güvensizliği…
Şimdilerde hepsi unutuldu.
***
Bu seçimlerde siyasal iktidar metropollerde yitirdiği belediye bütçelerini yeniden ele geçirme, ana muhalefet de hangi kupon belediyeye hangi hizip çökecek derdine düştü.
Bir bataklık içinde dibe doğru gittikçe gidilmekte.
***
Medya rahmetli olsa… Fikri takip sırra kadem bassa da…
Ben merakla bu kez AKP’nin 2002 Genel Seçim Beyannamesi’ndeki “yerel yönetimler” bölümünü okudum.
Giriş şöyleydi:
“Demokrasi sadece seçme ve seçilme rejimi değil, aynı zamanda katılma ve iş birliği rejimidir. Kamu hizmetlerine katılım ve iş birliği yerel yönetimlerden başlar. Katılımcı ve çoğulcu demokrasi ilkeleri doğrultusunda, yeni kamu yönetimi anlayışlarını mahalli idareler alanına taşımak zorunlu hale gelmiştir.”
Baktım, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” o zamanlar AKP’nin gündemindeymiş.
***
Bakın AKP 2002 Seçim Beyannamesinde neler var:
“• Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda belirtildiği gibi, ‘yerel yönetimler, kanun tarafından belirlenen yetki sınırları içinde kalan tüm konularda faaliyette bulunmak açısından takdir hakkına sahip’ olacaktır. Merkezi idarenin görev ve yetkileri tek tek sayılacak ve bunun dışında kalan tüm görevler yerel yönetimlere bırakılacaktır.”
Ve şu vaatler:
“• Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na uygun olarak, anayasal sistemimize yerel yönetim hakkının dahil edilmesi sağlanacaktır.
•Yerel yönetimler, görevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde mali güce kavuşturulacaktır.”
AKP’nin parti programına, hükümet programlarına, seçim beyannamelerine göz atarsanız, bu partinin yapılması gereken her şeyi bildiğini ve şimdi tümüyle aksini yaptığını görürsünüz.
Ne yazık buralarda buna siyaset deniyor.
***
Türkiye gene yerel seçimler arifesinde.
Dün gene AKP yerel yönetimler beyannamesi açıklanıyordu.
Ben geçmişe yönelik fikri takip peşinde, halkın sefaletini aratmayan siyasetin sefaleti peşindeydim.
Türkiye de siyasetçiler de medya da ne yapılması gerektiğini biliyor.
Beyannameler, bildirgeler bunu gösteriyor.
Sonra siyasetle medya el ele verip hem kendilerini hem ülkeyi bir sefalete sürükleyecek adımları atıyorlar.
“Bir şey” onları yollarından saptırıyor.
P24'ten alınmıştır.