Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nde gazetelerin 'ilan' uyarısı koymadan 'örtülü reklam' sayfaları yayımlamalarını "Bu sayfaları hazırlayanlar, hepimizin gözlerinin içine baka baka gazetecilik ilkelerini ayaklar atına alıyor, okurları kandırıyor." sözleriyle eleştirdi.
Bildirici, "Reklam veren banka ve şirketler arasında Ziraat Bankası başı çekiyordu. “Çiftçiler Günü” sayfalarının tümüne reklam vermişti, hatta özel sayfa düzenlemeyen Yeni Şafak’a da aynı reklamı göndermişti. Onun dışında Et ve Süt Kurumu reklamı altı gazetede, Torku reklamı beş gazetede, Migros reklamı üç gazetede, Cargill, Vakıfbank ve Bursa Ticaret Odası reklamları ikişer gazetede, Agro Tez, Doğal Kimyevi Maddeler, Aynes, İpek çiftliği ile Konya ve Muğla Büyükşehir reklamları ise birer gazetede görülüyordu." gözlemini paylaştı.
Bildirici, "Gazetecilikte olmaması gereken biçimde haberler ve reklam verenler arasında bir bağlantı olduğu da göze çarpıyordu. Örneğin, tüm çiftçi sayfalarına reklam veren Ziraat Bankası’nın haberi bütün çiftçi sayfalarında yayımlanmıştı. Başka bir örnek; Milliyet’in çiftçi sayfalarında Ziraat Bankası, AgroTez, Doğal Kimyevi Maddeler ve Aynes şirketlerinin reklamları yer alıyordu. Dördünün de haberi geniş kullanılmıştı çiftçi sayfalarında. Hürriyet’te Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı’nın sözleri 'Tarım ön plana çıkacak' başlığıyla sayfa maneti yapılmıştı. Bir sonraki çiftçi sayfasında da bu borsanın reklamı göze çarpıyordu. Aynı şekilde Sabah’ta da bir sayfada Cargill’in reklamı, öbür sayfada 'Cargill online bereket eğitimi veriyor' haberi manşetteydi. Reklam verene 'ödül haber' yöntemi Milliyet, Sabah ve Hürriyet ile sınırlı değildi, bütün çiftçi sayfalarında uygulanmıştı." görüşünü savundu.
Bildirici, "İşte Türkiye’de gazetelerin hali bu. Kimse bana 'Dünya Çiftçiler Günü' sayfalarının habercilik güdüsüyle hazırlandığını söylemesin. Reklam ajansları ya da reklam danışma merkezleri aracılığıyla bir reklam verene bir haber veya söyleşi pazarlığı mı yaptılar? Yoksa haber veya söyleşi görünümle reklam diye mi sattılar? Ya da tamamen bir şirket sponsor mu oldu, bilemiyorum. Ama gördüğüm o ki, bu sayfalar tamamen ticari amaçlarla, para kazanmak için düzenlenmiş reklam sayfaları. Arada birkaç haber görünümlü metin yayımlanmış olsa da 'Çiftçiler Günü' sayfalarında habercilik yapılmamış, düpedüz 'örtülü reklam' yapılmış." ifadesini kullandı.
Bildirici yazısında şunları kaydetti:
"Hatta Türkiye gazetesi daha da ileri gidip, “Çiftçiler Günü” sayfalarından birini tümüyle Konya Büyükşehir Belediye Başkanı U.İbrahim Altay’a ayırmış. Başkanın demeci ve icraatlarıyla süslenmiş sayfa haber görünümünde. Ama gerçekte haber değil tanıtım. Belli ki, bu sayfa tümüyle belediyeye satılmış.
“Çiftçiler Günü” sayfalarıyla ilgili bu saptamalarıma “Bütün gazeteler yapıyor”, “Onlar sektör sayfaları”, “Ama advertorial sayfalar böyle olur” gibi yanıtlarla gelmesin kimse. Bütün gazetelerin yapıyor olması ya da epeydir yapılıyor olması yanlışı doğru haline getirmez.
Bu sayfaları hazırlayanlar, hepimizin gözlerinin içine baka baka gazetecilik ilkelerini ayaklar atına alıyor, okurları kandırıyor.
“Çiftçiler Günü” sayfaları, bu yanlış pratiğin neredeyse bütün gazeteleri sardığını gözler önüne seriyor. Ama Hürriyet’in konumu biraz daha farklı. Hürriyet, bir ay kadar önce tam da bu iddialarla gündeme gelmişti.
Hatırlarsınız, Can Yayınları’nın sahibi Can Öz, “bir reklam ajansının Hürriyet gazetesinde ‘Türkiye’nin en iyi işverenleri’ sayfasında üzerinde ‘Bu bir ilandır’ uyarısı konulmadan söyleşi yayınlanması teklifinde bulunan bir mektup gönderdiğini” öne sürmüştü. Can Öz’ün sosyal medyadaki bu paylaşımları “Hürriyet parayla röportaj yapıyor” haberlerine neden olmuştu.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan da 22 Nisan’da yayımlanan yazısında bu iddiaları reddetmiş, söz konusu teklif mektubunu gönderen ajansla ilişkinin gözden geçirileceğini ifade etmişti. Ahmet Hakan, gazetesinin haber-reklam ilişkisi konusundaki tavrını şöyle açıklamıştı:
“Hürriyet, hiçbir reklamverenin reklama dayalı işini, 'BU BİR İLANDIR' ibaresi koymadan yayınlamaz. Söz konusu mektubun, fiiliyatta hiçbir karşılığı yok, olamaz. O mektuptaki vaadin, herhangi bir yayınımızda zerresi bile görülmemiştir ve görülmeyecektir. “
Ahmet Hakan’ın kendisini ve gazetesini bağlayan bu satırlarının ardından -yukarıda ayrıntılı olarak incelediğim- “Dünya Çiftçiler Günü” sayfalarının daha doğrusu haber görünümlü reklam sayfalarının yayımlanmaması beklenirdi.
Ahmet Hakan’a örtülü reklam cezası
Ayrıca Ahmet Hakan’ın haber ya da röportaj görünümlü reklamlarla ilgili böyle bir sözü ne kadar geçerlidir emin olamıyorum. Zira kendisinin de gazetedeki köşesinde “örtülü reklam” yaptığına bütün Hürriyet okurları tanıktır.
Hatta köşe yazısında “örtülü reklam” yaptığı Reklam Kurulu kararıyla tescil edilmiş bir yazardır Ahmet Hakan. Reklam Kurulu’nun Ahmet Hakan’ın yazısıyla ilgili böyle bir kararı olduğunu bilmiyordum. Kendisi yazmamış, haberini de okumamıştım. Geçenlerde Reklam Kurulu kararlarını incelerken rastladım
Yazının devamı için tıklayın