Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, kalekol protestosu sırasında askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım davasının üçüncü duruşması görüldü. Olay yerinde yapılan keşfe ilişkin raporun mahkemeye ulaşmaması nedeniyle duruşma 13 Kasım’a ertelenirken Yıldırım ailesini avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, “Keyfi bir şekilde silah kullanılmıştır” diyerek, şimdiye kadar ateş emrini veren hiçbir üst düzey görevlinin şüpheli olarak ifadesinin alınmadığını söyledi.
Gazete Karınca'da yer alan habere göre, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kayacık köyünde, 28 Haziran 2013’te yapılan kalekol protestosunda askerlerin açtığı ateş sonucunda yaşamını yitiren 19 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın öldürülmesine ilişkin davada asker Adem Çiftçi’nin yargılamasına devam edildi.
“Haksız tahrik altında olası kastla öldürme” suçundan 18 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Çiftçi hakkında, verilen beraat kararının İstinaf Mahkemesi’nce bozulması ardından yeniden görülen davanın 3’üncü duruşması, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Çiftçi’nin katılmadığı duruşmada avukatlar hazır bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il yöneticileri, Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım ve kardeşi Mehmet Yıldırım duruşmayı izledi.
Mahkeme Başkanı, 17 Eylül’de olay yerinde keşfin yapıldığı ve bilirkişinin 30 gün içinde raporunu hazırlaması için süre verildiğini söyledi.
"Ateş emri veren hiçbir üst düzey görevlinin ifadesi alınmadı"
Yıldırım ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği yerde yüzlerce kovan bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
“Biz bunu toplumsal bir gösteriye orantısız güçle karşılık verildiği şeklinde değerlendiriyoruz. Diğer tüm yaşam hakkı ihlalleri gibi burada da deliller başından beri düzensiz toplanmıştır. Burada halen üst düzey görevlilerin şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmamıştır. Dosya, bu haliyle devam ederse eksik bir yargılama olacaktır. Çünkü yaşam hakkının korunmadığı, faillerin keyfi bir şekilde cezasız kaldığı her bir dosya, yeni ölümlere yol açmıştır. Su ve gaz sıkılmasıyla insanlar dağılabilecekken keyfi bir şekilde silah kullanılmıştır. Biksi gibi ağır silahların kullanıldığı ve silah ateş emri veren hiçbir üst düzey görevlinin şüpheli olarak ifadesi alınmamıştır. Keşfe dair bilirkişi raporları geldiğinde dosya kapsamının genişletilerek yeni suç duyurularında bulunacağız.”
Mahkeme heyeti ise olay yerinde yapılan keşif tutanağı ve raporların beklenmesine karar vererek, duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.