Sağlık

Mamografi de kanser yapabilir mi?

Teşhis amacıyla yapılan radyolojik incelemeler eğer dikkat edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

12 Nisan 2009 03:00
Teşhis amacıyla yapılan radyolojik incelemeler eğer dikkat edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesinde yayımlanan yazısında (12.04.09), radyalojik incelemelerde dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyor. Müftüoğlu’nun yazısı şöyle:

“Teşhis amacıyla yapılan radyolojik incelemeler eğer dikkat edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

Örneğin meme kanserinin erken teşhisinde kullanılan mamografi taramalarında yüksek dozda radyasyon alınabiliyor. Eğer bu incelemeler gereksiz yere ve sık tekrarlanırsa ya da teknik kontrolleri yapılmamış ve standardizasyonu iyi yapılmamış aletler kullanılırsa risk yükseliyor. İşte bu nedenle çok özel bazı durumlar dışında özellikle kırk yaş altında mamografi taramalarına başlamak tavsiye edilmiyor. Birçok Avrupa ülkesinde bu taramalar menopoz sonrasına bırakılıyor ve 2-3 yıllık aralıklardan daha sık yapılan incelemeler gereksiz bulunuyor. Unutmayın! Radyasyon en önemli kanser hazırlayıcılarından biridir. Gereksiz radyasyondan korunmanın yollarından biri de rastgele yapılan radyolojik incelemelerden kaçınmaktır. Özellikle yüksek dozda radyasyon kazanımına yol açabilen mamografi, tomografi, MR gibi incelemeleri ciddi bir gerekçe olmadığı sürece, merakınızı gidermek ve sağlığınızdan emin olmak için sık yaptırmayın. Mamografi incelemelerinizin ne zaman başlayacağı ve ne sıklıkta yapılacağı kararını bu konuda uzmanlaşmış doktorlara bırakın. Uzmanlar sık tekrarlanan mamografilerden eğer ciddi tıbbi bir gerekçe yoksa pek hoşlanmıyor.

Yaşasın hayat enstitülerinde ne yapılıyor?

Yaşasın Hayat Enstitüleri sağlıklı yaşam ve kilo yönetimi için destek vermek amacıyla geliştirdiğimiz yeni bir konsept. Sapanca’da Güral Wellness Park Otel’de, Çeşme’de 7800 Otel-Rezidans kompleksinde faaliyet gösteren enstitülerimizde konuklara fazla kilolarından kurtulmaları ve sağlıklı bir kiloda kalmaları için gerekli beslenme ve aktivite desteği sağlanıyor. Yaşasın Hayat Kliniği’nde eğitim almış beslenme ve egzersiz uzmanları Yaşasın Hayat uzmanlarının belirlediği kurallara uygun, medikal kilo kaybı programlarını iki merkezde de başarıyla sürdürüyor. Ayrıca sağlıklı beslenme eğitimleri veriliyor, etkili egzersiz alışkanlıkları kazandırılıyor. Arzu edenler bu programları detoks programlarıyla da birleştirebiliyor. Daha detaylı bilgi istiyorsanız Sapanca için (264) 592 30 30 numaralı telefondan Diyet Uzmanı Ali Dereli, Çeşme için (232) 712 00 87 numaralı telefondan Diyet Uzmanı Melek Türkmen ile temasa geçebilirsiniz.

B12 vitamini kullanmak kilo aldırır mı?

Bu konuda oluşan ortak fikir B12 enjeksiyonlarının diğer vitaminlerde olduğu gibi kilo aldırmadığı yönünde. Ayrıca bazı yazılarda B12 vitamini enjeksiyonlarının zayıflatabileceği ileri sürülmüşse de bu konuda güvenli bir bilimsel çalışma yok. Kilo almak ya da vermek için B12 vitamininden destek beklemeyin.

Tiroit kanserinin erken teşhisi için genetik bir test var mı?


Bütün kanserlerde olduğu gibi tiroit kanserinde de erken tanıyı sağlayabilecek genetik işaretlerin olup olmadığını araştıran birçok merkez var. Bununla birlikte henüz güçlü bir bulguya ulaşıldığını söyleyebilmek mümkün değil. Tiroit kanserlerinin erken işaretleri maalesef gözden kaçıyor. Boyunda şişlik, kilo kaybı ve ağrı gibi yakınmalar ancak geç dönemlerde ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle ailesinde tiroit kanseri öyküsü olanların, Haşimoto hastalarının, kuşkulu tiroit nodülü taşıyanların belirli aralıklarla değerlendirmeden geçmeyi ihmal etmemeleri gerek.

Diyet yapmak hafızayı bozar mı?

Eğer sağlıklı beslenmeden taviz vermeden, şok diyetler gibi saçmalıklara kapılmadan “egzersiz + makul bir kalori kısıtlaması” ile kilo veriyorsanız korkmayın! Sağlıklı bir diyet planı belleği asla bozmaz. Almanya’da yeni yapılan bir çalışma genelde az kalori tüketenlerde belleğin daha güçlü olduğunu bile göstermiş! İhtiyacı kadar kalori alıp aşırı kalorili beslenmeden kaçınanların daha uzun yaşayacakları zaten biliniyor. İyi planlanmış diyetlerin kan şekerini ayarlama veya kan basıncını düşürmede de yardımcı olabileceği gösterildi. Kısacası eğer doğru, dengeli, sağlıklı bir diyet yapıyorsanız korkmayın. Ama yanlış diyetlerin saç dökülmesinden kansızlığa, hormon dengesizliğinden organ yetmezliğine kadar birçok soruna yol açabileceğini de aklınızdan çıkarmayın.

Kolesterol ilaçları kanser olasılığını da azaltabilir mi?

Kolesterol yüksekliği sorununun çözümü için üretilen statinlerin bazı kanserlerin oluşumunu azaltabileceğini düşündüren bulgular var. Örneğin bu ilaçlarla meme ve prostat kanseri sıklığının seyrekleştiğini gösteren sonuçlar elde edilmiş. Bununla birlikte konu henüz bilimsel olarak açıklığa kavuşturulmuş değil. Bu nedenle kolesterol azaltıcı statinleri yalnızca bu alanda ve mutlaka doktor takibinde kullanmak gerekiyor.

Demir eksikliğinden korunmak için neler yemeli?

Yağsız kırmızı et bilinen en güçlü demir kaynaklarından biri, belki de birincisi. Haftada 1-2 kez yağsız kırmızı et yiyin. Tahıllarda, bakliyat grubu yiyeceklerde, sebze ve meyvelerde de demir var. Balık ve tavuğun siyah görünen parçalarında da bol miktarda demirin bulunduğundan emin olabilirsiniz. Doğru olanı bitkisel ve hayvansal kaynaklı demirleri bir arada tüketmek. Etli kuru fasulye, pilav ya da kıymalı mercimek çorbası güzel seçimler olabilir.

Yoğurt cinsel gücü artırır mı?

Yoğurdun cinselliği etkilediğini gösteren bilimsel bir veri yok ama dengeli bir besin kaliteli bir protein kaynağı olarak yoğurdu herkese her yaşta tavsiye ediyoruz. Eğer “sadece içinde arginin var, cinsel gücümü destekler” diye yoğurt yemeyi düşünüyorsanız hemen vazgeçin, yoğurt yerine ceviz, fındık, badem yiyin. Çünkü bu yağlı tohumlarda yalnız cinselliğe iyi gelen arjinin bulunmuyor. E vitamini omega-3 yağları ve kolesterol yükseltmeyen doymamış tekli ve çoklu doymamış yağlar da yer alıyor.

Kalsiyum hapları kanseri önler mi?

Kalsiyum yönünden zengin beslenenlerde bazı kanserlerin (örneğin kalınbağırsak kanseri) daha seyrek görüldüğü belirtilse de kanserden korunmak amacıyla kalsiyum desteği kullanmak gerekmiyor. Kalsiyum desteklerinin tek kullanım alanı kemik yoğunluğu azalması (osteoporoz) problemi. Bu da risk grubunda olanlar veya osteoporoza yakalananlara yapılması gereken bir uygulama. Onun dışında (bazı hastalıklar nedeniyle azalmış kalsiyumu yerine koyma tedavisi hariç tutulacak olursa) kalsiyum desteği almanın faydası yok.”