Habertürk yazarı Murat Bardakçı, Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ve manevi kızı Afet İnan'a yönelik olarak kullanılan "hakaret" içerikli ifadelerle ilgili olarak "Mustafa Armağan tarafından yayınlanan; mevcudiyet sebebi Atatürk’e, çevresine ve Cumhuriyet’in kuruluşunda görev yapmış hemen herkese belgesiz ve kaba hakaretten ibaret olan, iki günden buyana da boykot edilen 'Derin Tarih' isimli dergi var ya. Bu derginin bir diğer ismi artık 'Çukur Tarih'tir ve bu isim mahkemeden de tescillidir" dedi.
Albayrak Holding'in sahibi olduğu TVNet'te yayınlanan "Derin Tarih" adlı programın konuğu Süleyman Yeşilyurt'un "Afet İnan Çankaya'nın nikâhsız first lady'sidir" ifadesi ve Yeni Şafak yazarı Mustafa Armağan'ın "Mustafa Kemal ile Afet İnan birlikte yatıp kalkıyorlardı" iddiası ile başlayan tepkiler sürüyor.
Murat Bardakçı'nın "Mâlûm derginin adı ‘Çukur Tarih’tir ve mahkemeden tescillidir" başlığıyla yayımlanan (12 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Hani, Mustafa Armağan tarafından yayınlanan; mevcudiyet sebebi Atatürk’e, çevresine ve Cumhuriyet’in kuruluşunda görev yapmış hemen herkese belgesiz ve kaba hakaretten ibaret olan, iki günden buyana da boykot edilen “Derin Tarih” isimli dergi var ya...
Bu derginin bir diğer ismi artık “Çukur Tarih”tir ve bu isim mahkemeden de tescillidir!
Size tescilin hikâyesini anlatayım:
Çukur Tarih’te 2013 Şubat’ında Damad Ferid Paşa’nın, yani Türk Tarihi’nin en rezil, en pespaye ve en aptal şahsiyetlerinin başta geleninin torunları olduğu iddia edilen Ürdünlü bir aile ile yapılmış röportaj, daha doğrusu bir “Damad Ferid güzellemesi” yayınlandı ve bir sonraki sayıda da bu ailenin gönderdiği bir teşekkür mektubu çıktı...
Mâlûm dergiyi takip etmediğim için yayınlardan aylar sonra haberdar oldum, bulup okudum ve dehşet içerisinde kaldım! “Çukur Tarih”, çocuğu olmayan Damad Ferid’e dünya kadar torun bağışlıyordu! Hayalî torunlarla mülâkat yapmış ve uydurduğu bu torunlardan gelen teşekkür mektubunu da övünerek, kasım kasım kasılarak yayınlamışlardı.
Yalanın böylesi az görülür
Damad Ferid’in çocuksuz olduğunu gayet iyi biliyordum, zira hanımı Mediha Sultan’ın ailesi ile seneler öncesinden tanışırdım. MedihaSultan’ın Paşa’dan değil, ilk kocasından bir oğlu olmuştu ve oğlunun çocuklarından bazıları son senelere kadar hayattaydılar; Londra’da yaşıyorlardı ama Ferid Paşa ile kan bağları yoktu. Paşa’nın öz değil üvey torunları idiler; sadece memleketi değil, babaannelerinin hayatını da perişan ettiği için Ferid Paşa’dan tiksinirlerdi, üstelik Çukur Tarih’in “Paşa’nın torunları” diye uydurduğu Ürdün’deki aile ile de hiçbir alâkaları bulunmuyordu.
Damad Ferid Paşa’ya yakıştırılan hayalî aile Ferid Hurşid adındaki bir Osmanlı kaymakamının Ürdün’deki torunları idi. Dergi bu Ferid Hurşid’i Damad Ferid’e çevirmiş ve mal bulmuş magribî gibi güzellemeler döşenmişti.
Bu tarih sahtekârlığını televizyonda yaptığımız “Tarihin Arka Odası”nda gündeme getirdim ve derginin özür dilemesi için 2013 Ağustos’undan aynı senenin Eylül’üne kadar her programda hatırlattım. Zira ortada eşi-emsâli görülmemiş bir çarpıtma vardı; Damad Ferid gibi bir tarihî belâyı aklamaya, hainden kahraman yaratmaya çalışıyorlardı ve Millî Mücadele’yi bile neredeyse Ferid Paşa’ya mâledeceklerdi!
Youtube’da “Murat Bardakçı Mustafa Armağan’ı rezil etti” diye ararsanız Tarihin Arka Odası’nda söylediklerimi izleyebilirsiniz...
Programlarda mâlûm derginin ismini hiç telâffuz etmedim, “Çukur Tarih” diye bahsettim ve yayıncı Mustafa Armağan bir ay sonra özür dilemeye mecbur kaldı! Ama nasıl özür? “Hatasız kul olmaz” diye birşeyler yazdı, bu emsalsiz rezaleti sıradan bir yanlış gibi göstermeye uğraştı, meselenin “editoryal hata” olduğunu söyleyip kabahati çalışanlarının üzerine attı, üstelik beni de suçladı!
Tazminat ve faiz istedi
Mustafa Armağan hatasını güya kabul ederken bir başka iş daha yaptı: Kendisini aşağıladığım, karaladığım, kişilik haklarına saldırıda bulunduğum, toplum nezdinde küçük düşürdüğüm ve “Çukur Tarih” diyerek hakaret ettiğim iddiası ile beni mahkemeye verip 30 bin lira manevî tazminat ve bu tazminatın faizini istedi!
Cür’ete bakın: Damad Ferid’i yüceltme hevesi ile adama sahte torunlar mâledeceksiniz ama ben bu yalanlara inanılmasını, Ferid Paşa’nın kahramanlaştırılmasını, yani tarihin ırzına geçilmesini engellemek için “Yazdıklarınızın tamamı palavradır!” diyeceğim ve suçlu olacağım!
Uzatmayayım: Adalet haklı ile haksızı mükemmelen ayırdı, MustafaArmağan açtığı dâvâyı kaybetti ve “tarih” adına attıkları desteksiz palavralar ile tarihe geçtiler...
Bunları neden mi yazıyorum? “Derin Tarih” isimli varakpâreden hoşlanmıyorsanız, o dergiden “Çukur Tarih” diye bahsedebileceğinizi hatırlatmak için! Zira, İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2016/40 sayılı kararı ile “Çukur Tarih” ibaresinin “hakaret” değil “eleştiri” olduğuna hükmetmiştir.
“Çukur Tarih” artık mahkemeden tescilli tarihî bir kavramdır; gönül rahatlığı ile, tepe tepe kullanabilirsiniz!