Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Etyen Mahçupyan, AKP'nin Kürt sorununu çözmek için başlattığını söylediği 'çözüm süreci' bittikten sonra Güneydoğu’da yaşanan çatışmalarla ilgili olarak “Davutoğlu bazı şeyleri yapmasaydı çok çok feci şeyler olurdu. Çok daha fazla insan ölürdü ve geri dönülemeyecek olan bir biçimde Kürt meselesini kaybetmiş olabilirdik” dedi.
Mahçupyan, Kısa Dalga’dan (kisadalga.net) Beril Eski ile yaptığı podcast dizisinin son bölümünde Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun AKP dönemindeki başbakanlığının düşürülmesi ile ilgili olarak 'Davutoğlu'nun şeffaflık yasası, siyasi etik yasası gibi AKP'yi yeniden ahlaki ve rasyonel zemin üzerinden kurgulamak istediğini ancak bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından engellendiğini' söyledi.
Erdoğan’ın “her şeye evet demeye müsait olan insanlarla çalışmak istediğini” söyleyen Mahçupyan, “Dolayısıyla da Davutoğlu’nun gitmesi lazımdı ama bu gitmesini de daha bir sene önce kendisi getirmiş, seçimde de başarılı olmuş bir adam. Nasıl olacak bu? Pelikan yolundan gittiler” diye konuştu.
“Davutoğlu elinden geleni yaptı ama Gülen çok hakimdi”
Mahçupyan, “Davutoğlu o dönem Güneydoğu’da yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili ne düşünüyor?” sorusuna verdiği yanıtta ise O bölgede Fettullah Gülen'in çok hâkim olduğunu söyledi. Mahçupyan, “Onların yaptığı mesela bir ceset sürükleme hikayesi vardır. Yani o görünür görünmez Davutoğlu engelledi, soruşturma açtırdı vesaire. Yani birden fazla kanadın işler kötüye gitsin diye uğraştığı bir dönemde Davutoğlu ve onun gibi birkaç tane insan ellerinden gelen şeyi yapmaya çalıştılar" ifadesini kullandı.
“Geri dönülemeyecek biçimde Kürt sorununu kaybederdik”
Davutoğlu’nun özellikle 10 Ekim Ankara Gar katliamı ile ilgili tutumunun sorulması üzerine ise Mahçupyan “Benim konuşursa çok şey olur dediğim nokta bu: Eğer Davutoğlu bazı şeyleri yapmasaydı acaba ne olurdu? Türkiye’nin bunu sorması lazım kendisine. Çok çok feci şeyler olurdu, çok daha fazla insan ölürdü. Ve bugün geldiğimiz nokta da tekrar geri dönülemeyecek biçimde Kürt meselesini kaybetmiş olabilirdik” sözlerini dile getirdi.
“Zaman’da para kazanmak için yazdım”
Mahçupyan, “Hrant Dink’in öldürülmesinden sonraki dönemde Gülen’in yayın organı Zaman gazetesinde yazıyordunuz. Gülen cemaati Dink cinayetinde parmağı olan güçlerden biri olarak işaret ediliyordu. Hiç bunu sorguladınız mı?” sorusuna ise “Bunların içinde Gülenci varmış filan tamamen garnitür. Her türlü insan var bunların içinde. Devletin bu davranışı sergileyebilmesi esas vahim olan olay” dedi.
Mahçupyan “Yani ahlaki olarak Zaman’da yazma konusunu sorgulamadınız mı?” sorusuna “Nerede yazarsam yazayım aynı şeydi. Hürriyet’te yazsam farklı bir şey miydi?” karşılığını verdi.
Mahçupyan “Agos’ta yazsanız farklı bir şeydi” denilmesi üzerine ise “Evet ama sonuç olarak para kazanmam gerekiyor. Sonuçta yazı yazarak hayatını kazanan birisiyim, birisi teklif ediyor yazıyorum. Yazıma müdahale etmedikleri sürece benim için problem olmadı ve hiç müdahale etmediler. Müdahale etme isteğini duydukları zaman da işten çıkardılar” dedi.