Batı Karadeniz Bölgesi'nde madencilik faaliyetlerinin yayılması çevresel ve kültürel tehlikeleri beraberinde getiriyor. Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından geçtiğimiz hafta 867 maden sahasının ihaleye çıkarılması, özellikle Batı Karadeniz'de 35 adet 4. grup maden sahası olması dikkatleri çekti. Kastamonu, Bartın ve Karabük bölgelerinde planlanan bu maden sahaları, toplamda 49 bin 761 hektarlık bir alanı kaplıyor.
BirGün'ün haberine göre, ekoloji örgütleri ve aktivistler, özellikle UNESCO koruma listesindeki Safranbolu'nun da risk altında olduğunu vurgulayarak tepki gösterdi. Çevre aktivisti Çetin Yılmaz, "Batı Karadeniz üzerinde ciddi bir ekolojik saldırı başladı. Bu faaliyetler, bölgedeki ormanları, kültürel mirasları ve biyoçeşitliliği yok edebilir," diyerek endişelerini dile getirdi.
Özellikle Kastamonu'da yoğunlaşan maden sahalarının, Kaplandede ve Küre dağları gibi doğal güzellikleri barındıran bölgelerde ciddi ekolojik yıkımlara yol açabileceği belirtiliyor. Batı Karadeniz halkı, maden arama çalışmalarına karşı tepkilerini artırırken, yargı yoluyla bu faaliyetlerin durdurulması için çaba sarf ediyor. Yılmaz, "Bu maden sahaları, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da kaybı olacak," şeklinde konuştu.
Jel tırnak yaptırmanın sağlık açısından riski var mı;
|