Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, LGBTİ+’ları hedef alan mitingin iptali için hem valiliğe hem de kaymakamlığa başvurdu. Dilekçede, mitingin kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit oluşturduğu belirtildi.
Yesevi Alperenler Derneği, 150 sivil toplum kuruluşu ile beraber Pazar (18 Eylül) günü Saraçhane Parkı'nda LGBTİ+’ların hedef haline getirildiği, nefret söylemi ve şiddet tehdidi içeren bir miting düzenleyecek. Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), söz konusu mitingin iptali için İstanbul Valiliği ve Fatih Kaymakamlığı’na itiraz dilekçesi verdi.
Artı Gerçek'ten Ayşegül Başar'ın haberine göre SPoD, yaşanan hedef göstermeler, nefret söylemleri ve tüm bunları yaygınlaştırmak adına düzenlenen bu yürüyüşe karşı tüm siyasi partileri LGBTİ+’larla dayanışmaya ve sürecin takipçisi olmaya çağırdı.
SPoD Yönetim Kurulu Başkanı Halim Kır, Onur Haftası kapsamında herhangi bir etkinliğe izin verilmezken resmi kurumların desteğiyle örgütlenen söz konusu mitingin yaratacağı tehdit ortamını ve buna karşı yaptıkları itiraza ilişkin detayları +Gerçek'e değerlendirdi.
"Kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit"
Valilik ve kaymakamlığın yurttaşların bir arada eşit ve özgür bir biçimde yaşamasını güvence altında tutma görevi bulunduğunu hatırlatan Halim Kır, "Dilekçede, yapılan çağrının toplumun bir bölümünü hedef gösterdiği, nefret söylemleri içerdiği; durumun LGBTİ+’ların hak ve özgürlerinin yanı sıra kamu düzeni ve güvenliği açısından da tehdit oluşturduğunu bildirdik. Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin devletin nefret söylemeleri, devamında gelebilecek ayrımcılığı ve saldırıları pozitif yükümlülüğü olarak önleme zorunluluğu olduğunu belirten ilgili kararlara atıflar yaptık" aktarımında bulundu.
"LGBTİ+'ların kazanımlarını silme çabası"
Kır, 2015’ten bu yana sadece Onur Haftası etkinliklerinin değil, aslında LGBTİ+’ların kamusal alandaki tüm görünürlüklerinin, demokratik ve barışçıl hak arayışlarının yasaklar, hedef göstermeler ve gözaltılarla silinmeye çalışıldığı belirtti. Bunu aynı zamanda LGBTİ+ hareketinin yıllar süren mücadelesiyle kazanılmış olan alanların silinme çabası olarak yorumlayarak, "Yasaklar, hedef göstermeler, gözaltılar, nefret söylemleri ve suçlarına karşı cezasızlık, üst düzey devlet yetkililerin LGBTİ+ karşıtı açıklamalarıyla birleşince, Pazar günü için yapılan miting çağrısı ve benzeri girişimler için fırsat kollayanlar açısından da bir zemin oluştuğunu görüyoruz. Ayrımcılık ve nefretin beslendiği yer de tam burası" ifadelerini kullandı.