Politika
Leyla Zana: Beni buraya getiren barışa olan umudumdur
Zana, “Bu ülkenin bir an önce barışa kavuşması ve bu gençlerin ölümlerinin durdurulması başka ne diyebilirim” dedi.
01 Ekim 2011 03:00
Hülya Karabağlı
T24/ ANKARA
TBMM Genel Kurulu’nda Türkçe başladığı milletvekili andını Kürtçe bitirdikten sonra, dokunulmazlığı kaldırılan ve polis araçlarına milletvekili arkadaşlarıyla zorla bindirilen Leyla Zana, 20 yıl sonra geri dönüş yaptığı TBMM’de yine barış, hak, özgürlükler ve kardeşlik vurgusu yaptı. “ Beni buraya getiren barışa olan umudumdur” diyen Leyla Zana, “Bu ülkenin bir an önce barışa kavuşması ve bu gençlerin ölümlerinin durdurulması başka ne diyebilirim” dedi.
Her adımda 'diyalog' çağrısı
Leyla Zana, DEP Diyarbakır Milletvekili olduğu sırada 1994'te dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından 11 yıl cezaevinde yattı. 12 Haziran seçimlerinde Bağımsız Diyarbakır Milletvekili olarak dönen Zana, TBMM’de bir gazeteci ordusu tarafından karşılandı. Medyanın yoğun ilgisi yüzünden Zana, birkaç kez açıklama yapmak ve ne düşündüğünü anlatmak durumunda kaldı.
‘Barışa umudumdur'
Her açıklamasında ‘diyalog’ çağrısı yapan Leyla Zana, TBMM Genel Kurulu’na girişinde kulisteki gazetecilerle tokalaştı ve “ İnşallah hayırlısı olur” dedi. Zana’nın değerlendirmesi şöyle:
“ Barışa olan umudumdur beni buraya getiren. Gönül isterdi ki bugün Mehmet Sincar'lar, Orhan Doğan'lar, Hatip Dicle ve Kemal Aktaş'lar da aramızda olsaydı. Gönül isterdi ki bu ülkenin seçilenleri demir kapılar ardında olmasaydı, etnik kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, ideolojik, politik duruşu ne olursa olsun toplumsal karara saygı ve bir ulusun iradesinin açığa çıkması için seçilen insanların gelip sorunların çözülebileceği bir zeminde toplumsal sorunları çözme iradesine kendi iradesini katmış olsaydı. Beklentim odur ki bir an önce bu ülke toplumun her kesiminin beklediği huzur, barış, demokrasi ve özgürlüklere kavuşmasıdır."
'Bu gençlerin ölümlerinin durdurulması'
“İnsan hak ve özgürlüklerini bugün toplumun her kesemi istiyor” diyen Zana, “ Biran önce bu ülkenin barışa kavuşması, bu gençlerin ölümlerinin durdurulması başka ne diyebilirim” dedi. Bir gazetecinin "Nasıl duygular içindesiniz, neler hissediyorsunuz” sorusuna, “ Arkadaşlar bu zemin duygularımızı ifade edeceğimiz bir zemin değil, daha çok mantığımızı çalıştırabileceğimiz ve ortak çözümleri arayacağımız bir zemindir".
'Silahların çoktan susması gerekirdi'
Zana, “Yaptığınız diyalog çağrısı aynı zamanda silahların susturulması yönünde bir çağrı mı?" sorusuna da "Aslında bu silahların çoktan susması gerekirdi. Hepimizin umudu, çabası o; bir an önce silahların susması, insanın konuşmasıdır” yanıtı verdi.