Paris Diderot Üniversitesi (Paris 7) uzmanları, Lovejoy kuyruklu yıldızına ilişkin araştırma sonuçlarını bilimsel dergi "Science Advances"te yayınladı.
Nicolas Biver başkanlığındaki araştırma ekibi, araştırmada, İspanya'nın Sierra Nevada bölgesinde bulunan 30 metre uzunluğundaki bir teleskobu kullandı.
En aydınlık ve faal aşamaya geçti
Tam adı C/2014 Q2 (Lovejoy) olan kuyruklu yıldız, bu yılın ocak ve şubat aylarında güneşe en yakın mesafeye ulaştı. Bu sırada çıplak gözle görünür hale gelen gök cismi, güneşe yakınlığı nedeniyle saniyede 20 tondan fazla su püskürttü. Kuyruklu yıldızın en aydınlık ve faal aşamaya geçmesi, uzmanların araştırmasını kolaylaştırdı. Gök cisminin atmosferinde 21 farklı molekül türü saptandı.
Şeker de buldular
Etanolun (C2H6O) yanı sıra bir dizi karbon bileşiği daha tesbit edildi. Bunlar arasında karbonmonoksit (CO) ve basit bir şeker formu olan glikoaldehit (C2H4O2) de bulunuyor. Ayrıca muhtelif azot ve kükürt bileşikleri saptandı.
Çuri'deki organik moleküller
Uzmanlarca kısaca "Çuri" olarak anılan Çuryumov-Gerasimenko/67P kuyruklu yıldızında 16 organik molekülün varlığı kanıtlanmıştı. Bunlardan metil isocyanat, aseton, propionaldehit ve asetamit şimdiye kadar hiçbir kuyruklu yıldızda belirlenmemişti.
Güneş Sistemi'nin oluşturan moleküler bulut
Dış Güneş Sistemi'nin unsurlarından kuyruklu yıldızlar Güneş'in yakınlarına nadiren yaklaşıyor. Bazı teorilere göre kuyruklu yıldızlar 4,6 milyar yıl önce Güneş Sistemi'nin oluşumunu başlatan moleküler bulutun geri kalan parçalarını oluşturuyor.
Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı
Lovejoy kuyruklu yıldızında karmaşık karbon bileşiklerinin varlığı, bu moleküllerin güneş sisteminin nisbeten soğuk kısımlarında da oluşabildiğini ortaya koyuyor. Bir başka yoruma göre ise söz konusu maddeler güneş sisteminin ilk evrelerinde oluştu.
Araştırmacılar, keşfin, Dünya üzerindeki yaşamın kaynağını anlama yolunda önemli veri sunduğuna dikkat çekiyor.