Milliyet gazetesinden Hasan Pulur'un bugünkü (13 Temmuz 2010) yazısı:
Kürtlerle doğduk Kürtlerle öleceğiz...
İnşallah yine “yanlış” yapmayız... “Yine” derken daha önce yapılan yanlışları söylüyoruz. Hangi yanlışlar bunlar? 'Kürt yoktur, onlar dağ Türkleridir!' diyen saçma sapan laflar.
Adam Kürt, Kürtçe konuşması da yasak, türkü söylemesi de...
Kürtçe yasak ama, ülkenin Başbakanı Demirel “Kürt realitesini kabul etmek zorundayız.” der.
Arkadan bir başbakan daha, Mesut Yılmaz:
'Avrupa’nın yolu Diyarbakır’dan geçer ya da kapısı Diyarbakır’da açılır!'
Bir başbakan daha, Recep Tayip Erdoğan:
'Kürt sorunu benim sorunum!'
Buyurun, alın sorununuzu çözün!
* * *
Ya açılım komedisi?
Adı bile konulmamış açılım...
Kürt sorunu açılımı, dediler, olmadı, demokratik açılımı kimse yutmadı. Şimdi milli birlik açılımı, yersen...
Yanlışlar sürüyor...
Bir laf tutturmuşuz:
“Kürt halkı, PKK gibi düşünmüyor.”
Acaba?
Ne biliyorsunuz, işinize öyle geliyor, işin kolayına kaçmak varken...
* * *
Kürt halkı PKK gibi düşünmüyormuş...
Olabilir de, olmayabilir de...
Eğer PKK gibi düşünmüyorsa, kim seçti bu milletvekillerini?
İmralı’nın onayı olmayacak da, adam bağımsız aday olacak da, seçilir seçilmez, yine İmralı’nın ruhsatıyla kurulan partiye geçecek de...
Bunun mümkünatı var mı?
* * *
Bir safsata daha var ortalıkta:
'Acaba Türkler, Kürtlerle birlikte yaşamak istiyor mu?' İlk cevabı biz kendimiz için verelim: EVET!
Tıpkı Kürt asıllı Milletvekili Hasip Kaplan gibi düşünüyoruz:
'Ben Kürdüm, eşim Türk, iki de çocuğumuz var!'
Hadi bakalım, Kürtlerle ayrı nasıl yaşayacaksınız?
Bu memlekette milyonlarca Türk, Kürtlerle yaşayarak doğdu, yine Kürtlerle yaşayarak ölecek, fanteziye hiç gerek yok.
* * *
Fransızcadan dilimize giren fantezinin karşılığı nedir bilir misiniz?
“Sonsuz sınırsız düş!”...
Adam ruh doktoruna gitmiş, anlatmış:
'Arkadaşlarım, akranlarım şöyle yapıyor, böyle geziyor, böyle yatıyor, şöyle kalkıyor.'
Doktor sormuş:
'Gördünüz mü?'
'Yooo, öyle söylüyorlar!'
Doktor rahatlamış:
'Siz de söyleyin, siz söyleyin, engel yok!'
* * *
Başında da söyledik, sonunda da söylüyoruz:
'Kürt halkı başka, PKK başka, onları ayırmak lazım!” saplantısından kurtulun, acaba diye sorgulayalım.
Yine yanlış yapacağız!
Hep yanlış yapa yapa buralara kadar geldik: “Terörle bir yere varılmaz!” lafı, yanlışın en büyüğü...
Terörle nerelere kadar gelindiğini hâlâ görmediyseniz.