İzmir’de, “Kürt nüfusu artışı durdurulsun” diye imza kampanyası başlatarak, “Ey Türk kadını ve erkeği! Türkçülük için bir çocuk daha yap. Hainler, kapkaççılar, uyuşturucu satıcıları çoğalıyor. Kürt ve Çingene çetelerine ve yobazlara hak ettiği cevabı vereceğiz” yazılı bildiriler dağıtan Türkçü Toplumcu Budun Derneği Başkanı Rıfat Cenk Tozkoporan’nın bu görüş ve eylemleri, ‘düşünce özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında’ sayıldı.
Davayı açtıran Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) Avukat Murat Dinçer şaşkın: “Hakimin sanıkla empati kuran tavrını çok yadırgadım.”
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, İzmir’de, 2005 yılında kurulan ırkçı görüşlere sahip Türkçü Toplumcu Budun Derneği (TTBD) 6 Mayıs 2006’de “Kürt Nüfus Artışı Durdurulsun” başlıklı bir imza kampanyası başlattı. Alsancak’ta masa kurulup bu pankartı açan topluluk, vatandaşlara “Ey Türk kadını ve erkeği! Türkçülük için bir çocuk daha yap. Çünkü azalıyorsun. Hainler, kapkaççılar, uyuşturucu satıcıları çoğalıyor. Bizi Arap ve batı kültürü arasına sıkışan Türk insanına kendini yeniden sevmeyi öğretecek tek yolun ta kendisiyiz. Biz Kürt ve Çingene çetelerine ve yobazlara hak ettiği cevabı verecek Türkçü Toplumcu Buduncularız” yazılı bildirileri dağıttı.
Eylemin tepki çekmesi üzerine ÇHD’li avukatlar, Tozkoparan hakkında, TCK’nın 216. maddesine göre ‘halkın kin ve düşmanlığa tahrik’ten şikayetçi oldu. İçişleri Bakanlığı da zimmete para geçirildiğini saptayınca Dernekler Kanunu’na muhalefetten ayrıca işlem yapıldı. İzmir Savcılığı, iki suçtan İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı.
'Kürt nüfusu durdurulsun' demek, eleştiri sayıldı
Türkiye'de, Türk ırkçılığı aleyhine 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçundan açılan ilk dava, yedi yıl sonra beraatle bitti
TÜRKÇÜ NAZİ
Avukat Murat Dinçer, yargılamada, Tozkoparan’ın, üzerinde gamalı haç işareti bulunan ‘Buduncu Gelecek’ adlı kitabını mahkemeye sunarken, bu derneği ‘SS’ adlı bir gençlik örgütü de kurduğunu anlattı. Dinçer, “Irkçılığıyla övünen bir anlayışla karşı karşıyayız. Irkçı mesajlar ve şiddet içermektedir. Dernek kurma sebepleri, Türk olmayan unsurları ve grupların Türkiye ’de çoğalmalarını engellemek ve belki de uzun vadede onları yok etmektir. Yaptıkları iş, soykırım değilse, soykırım kışkırtıcılığıdır” dedi. Tozkoparan ise yaptığı savunmada, Anayasa ’ya göre Türkiye’de Türk milleti dışında bir millet olmadığını savunarak, “Türk çoğunluğun azınlık durumuna düşmemesi için ‘Ben Türküm’ diyenlere karşı aleni olarak, kendisini Kürt milleti olarak ifade eden, çocuklara da bakmadıkları, eğitimsiz bıraktıkları belli olan bir grup vatandaşımızın nüfusunun durdurulmasını devlete önerdik. Bunu Anayasa’daki ifade özgürlüğümüzü kullanarak sunduk” dedi.
‘ELEŞTİRİ MAHİYETİNDE’ SAYILDI
Tek sanıklı dava altı yıl sürdü ve son duruşması, 13 Aralık 2012’de görüldü. ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan beraate hükmeden Hakim Faruk Çalışkan, gerekçeli kararında, Tozkoparan’ın ırkçı görüşlerinin kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike oluşturmadığını savundu. AİHM kararlarına gönderme yapan Çalışkan, Tozkoparan’ın sadece Kürtlere ve Çingenelere değil, “çetelere ve yobazlara” karşı eleştiri hakkını kullandığını savunarak, şu sözleri karara geçirdi:
“Sanığın eyleminin, olaysız geçen halka açıklama niteliğinde olduğu, pankartlarda belirtilen ve açıklamalarda bulunduğu sözlerin kürt ve roman ve diğer halklarının tümüne yönelik bir açıklama olmadığı, sadece suç işleme eğiliminin yüksek olduğu kişi ve gruplar yönünden değerlendirme yapıldığı, sadece bu gruplara yönelik olmayıp çetelere ve yobazlara karşı açıklama yapılmış olması nedeniyle eleştiri mahiyetinde olduğu...” Çalışkan, Tozkoparan’a Dernekler Kanunu’na muhalefetten 10 ay hapis ve 416 TL para cezası verdi. Bu cezanın hükmünü açıklamayı erteledi.