Çevre

Küresel ısınma: Aşırı yağışlar Dünya'yı nasıl tehdit ediyor?

26 Temmuz 2021 13:06

Artan sıcaklıklar ve gücünü yitiren jet akımı: İklim değişimi yüzünden önümüzdeki yıllarda dünyada Almanya'daki sel gibi aşırı hava olayları daha fazla yaşanacak. Bu olaylarda Ay'ın da rolü var.

Almanya'nın batısında geçen hafta meydana gelen selde en az 179 kişi hayatını kaybetti, 151 kişi de hâlâ kayıp. Yakınlarını ve sahip oldukları her şeyi yitirenler, Almanya'da bu boyutta ancak birkaç on yılda bir meydana gelen sel karşısında hâlâ derin bir şokta. Meteorologlar ise iklim değişimi yüzünden gelecekte bu tür aşırı hava olaylarının daha sık yaşanabileceği konusunda uyarıyor.

Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü çatısı altındaki Meteoroloji ve İklim Araştırmaları Enstitüsü'nden iklim araştırmacısı Andreas Fink, "Isınan dünyada aşırı yağışlar daha sık olacak" diyor.

Isınan hava daha fazla nem taşıyabiliyor

Bunun bir nedeni, yeryüzünün ısınmasıyla atmosferin de değişmesi. Zürih merkezli Federal Teknik Üniversitesi İklim ve Atmosfer Enstitüsü'nden Dr. Sebastian Sippel, "Her bir santigrat derecelik sıcaklık artışı atmosferin yüzde 7 daha fazla nem çekebilmesinin önünü açıyor" açıklamasını yapıyor. Sippel, "Isınmayla birlikte oluşan fazla nem de uzun vadede yüksek yağış miktarına, yani şiddetli yağışlara yol açıyor" diye sözlerini sürdürüyor.

Uzmanların, insan kaynaklı iklim değişiminin atmosferimizi ısıttığından şüphesi yok. Berlin'deki Humboldt Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü'nden Dr. Carl-Friedrich Schleussner, 2021 yılında iklim değişiminin buna neden olup olmadığı konusunda artık bir tartışma olmadığını söylüyor. Schleussner, "Bundan sonraki soru artık ne kadar ısınmaya yol açtığı olacak" diyor.

Zayıflayan jet akımı

Termodinamik değişim konusunda, yani atmosferin giderek ısınması ve nem tutma kapasitesinin artmasına dair bilim dünyasında fikir birliği hakim. Almanya'da ve komşularındaki gibi sel, Kanada ve ABD'nin batı kıyılarındaki sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava olaylarında ek olarak başka bir etkenin, hava akımlarının rol oynadığı konusu ise henüz tam açıklığa kavuşturulabilmiş değil ancak uzmanlar bunun büyük bir ihtimal dahilinde olduğu görüşünde.

Alçak ve yüksek basınç bölgelerinin, Avrupa ülkeleri ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu ılıman kuşakta hızla hareket etmesini sağlayan hava akımları mevcut. Andreas Fink gibi bazı iklim araştırmacıları, Kuzey Kutbu çevresinde yaklaşık dokuz kilometre yükseklikte esen bir batı rüzgarı olan jet akımının son yıllarda ivme kaybettiğini ve bunun daha önce sabit olan hava akımlarında dalgalanmalara neden olduğunu varsayıyor.

Fink, bu dalgalanmaların da bazen durduğunu ve bulundukları yer ve konuma bağlı olarak Kuzey Amerika'da görüldüğü gibi aşırı sıcak hava dalgalarına ya da su baskınlarına neden olduğunu ifade ediyor. Zira yüksek ve alçak basınç alanları artık o kadar güçlü ilerlemiyor. Fink, "(Şiddetli yağışlarla geçen hafta Almanya ve komşularında sele yol açan) 'Bernd' alçak basınç bölgesinde tam olarak bu durum yaşandı" diyor.

Jet akımı Arktik ve tropik bölgeler arasındaki sıcaklık farkından doğuyor ancak Arktik bölgesinde sıcaklık arttıkça aradaki fark azaldığından uzmanlar hava akımının zayıflayacağını tahmin ediyor.

Ay yüzünden daha fazla sel mi olacak?

Sel felaketleri konusunda tedirgin edici bir nokta daha var: NASA'nın yürüttüğü yeni bir araştırmaya göre, Ay'ın yörüngesindeki "yalpalama"nın, rekor düzeyde sellere yol açmasından endişe ediliyor. Söz konusu yalpalama, aslında yeni veya tehlikeli bir olgu değil. İlk olarak 1728 yılında tespit edilmiş ve tamamlanması 18,6 yıl sürüyor. Ritmik bir döngüyle tekrarlanan bu yalpalama Ay'ın çekim gücüne etki yapıyor ve dolaylı olarak da Dünya'daki gelgitleri etkiliyor. Bu 18,6 yıllık sürecin bir yarısında gelgitler normalden daha az yüksek gerçekleşiyor. Ancak diğer yarısında durum tersine dönüyor ve yüksek seviyeli gelgitler artıyor. Şu anda da yüksek gelgitlerin Ay'ın yörüngesindeki "yalpalama" etkisiyle güçlendiği dönemden geçiyoruz. Bu etkinin tekrar 2030'lu yılların ortasında gözleneceği belirtiliyor. Ancak NASA'nın internet sitesinde, o tarihlerde denizlerdeki su seviyesinin küresel ısınma nedeniyle zaten yükselmiş olacağına dikkat çekiliyor ve gelgitlerin daha güçlü bir şekilde yaşanacağı uyarısı yer alıyor.

Uzmanlar 2030'ların ortasından itibaren, sel felaketlerinin daha uzun sürebileceğine ve bunun ağır sonuçları olacağına da vurgu yapıyor.

Carla Bleiker

© Deutsche Welle Türkçe