Türkiye’nin kültür alanında yerli olandan çok yabancıya eğildiğini kaydeden Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Çaykovski vesaire dinletirsek millet adam oluruz zannedildi” dedi. Halkın kültür-sanat alanındaki birikiminin kararname, yasa ya da genelgeyle değiştirilemeyeceğini belirten Kurtulmuş, "Bu bir seferberlik ruhuyla olacak olan bir şey, iki asrın yanlışlıklarını düzeltmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Hürriyet’ten Deniz Zeyrek’in haberine göre, Antalya’da gazetecilerle bir araya gelen Kurtulmuş, “Tanzimat elitleri, Meşrutiyet elitleri, Cumhuriyet elitleri kültür-sanat alanını milletten kaçırdılar, milleti dönüştürmenin bir aracı olarak kullandılar. Çaykovski vesaire dinletirsek millet adam oluruz zannedildi. Bizim Anadolu türküleri, ezgileri, Türk sanat musikisi, Münir Nurettin’ler, Safiye Ayla’lar çalınmadı, icra edilmedi. Ama şöyle bir şey yok: Biz devlet olarak bir karar alacağız ve insanların kültür-sanat alanındaki birikimlerini hemen bir kararnameyle, bir yasayla, bilmem genelgeyle değiştireceğiz, şunu yapın-bunu yapın diyeceğiz ve millet böyle düşünmeye başlayacak. Bu bir seferberlik ruhuyla olacak olan bir şey, iki asrın yanlışlıklarını düzeltmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
"Durum çok iç açıcı değil..."
Topkapı Sarayı bölgesinin Osmanlı Kültür Sanat Alanı olarak düzenlenmesi dahil ülke genelindeki kültür projeleri ile yeni turizm hedeflerini anlatan Kurtulmuş’un açıklamalarının öne çıkan bölümleri şöyle:
-Hâlâ Fatih’te oturan birisi olarak, İstanbullu olmaya direnen birisi olarak söylüyorum, durum çok iç açıcı değil, yani İstanbul’un yeniden diriltilmesi gerekiyor. Sadece oradaki tarihi eserleri restore etmek, çevreyi ışıklandırmak vesaire, bunlarla olacak şey değil. Bununla ilgili bir İstanbul Çalıştayı yapacağız. (İmar ruhsatlarını) Benim elimde olsa vermem, ben söyleyeyim. Burada bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var.
"Ayasofya sadece camiden ibaret değil"
-Ayasofya sadece camiden ibaret değil, yanıldığımız, ben de işin içine girdikçe daha net gördüm. Ayasofya, o bildiğimiz muhteşem şaheser eserden ibaret değil. Ayasofya’nın etrafındaki külliye maalesef bugün fonksiyonlarını göremiyor. İmarethane 5 bin-10 bin kişiye yemek verebilecek bir imarethane. Ayasofya Vakfı canlandırılabilir.”
-Bu dönemde turizm alanında iki temel stratejimiz var. Birisi pazar çeşitlendirmesi, Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya, Endonezya ve Malezya gibi Asya ülkelerini açacak yeni pazarlar olarak görüyoruz. Bu 6 ülkenin nüfusu dünya nüfusunun yarısı ve her birisinde çok kuvvetli bir orta sınıf var. Hindistanlılar buraya geldiğinde bir düğünde yaklaşık 5 milyon dolar para bırakıyorlar.
-2017, 32.4 milyon turist sayısıyla bitti, 26 milyar dolar da turizm geliri elde etmiş olduk. Rusya yaklaşık 5 milyon, Almanya 3.5 milyonu aştı. Bu rakamlar sevinç vericidir, ümit vericidir. 2018’de 36 milyon turist 2018 için ve 34 milyar dolarlık bir turizm geliri elde etmemiz hiç de zor değildir. Temel sorunumuz şu: Turist başına gelirimiz 642 dolara düşmüş. 2023 hedefi olarak 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm hedefi. Bir şekilde her turistin 1000 dolar bırakabileceği bir çıkışı yapmamız gerekiyor.
Topkapı Sarayı'yla ilgili yeni proje
-Topkapı’yla ilgili ciddi bir projemiz de Sur-i Sultani etrafındaki bütün alanları almak, hatta Fransız Hapishanesi’nden Yeşilay’ın bulunduğu Sepetçiler Kasrı’na kadar olan alanın tamamının trafikten arındırarak tamamiyle Osmanlı Kültür Sanat Alanı haline dönüştürmek. Bugün başlasak belki 10 sene sürecek olan bir şeydir, Orada, şu anda yok olmuş 5-6 tane kasır var; hepsinin rölöveleri, resimleri elimizde, bunların ortaya çıkarılması. Orada problem, denize yakın olduğu için tren yolu yer altına nasıl alınabilir, onları çalışacağız. Bunu büyük bir proje olarak ortaya koymayı düşünüyoruz.
-Göbeklitepe’de çalışmalar devam ediyor. Yeterince hızlıdır. Ortaya çıkan şeylerin korunması sağlanılıyor, sonra devam ediliyor. Göbeklitepe nisan ayında ziyarete açılacak. Karya dönemine ilişkin altın tacın Edinburgh’tan Türkiye’ye getirilmesi planlanıyor. Ocak sonuna kadar getirmeyi planlıyoruz, ama şubata da kalabilir. Kuleli Askeri Lisesi’ni bir prestij müzesi haline getireceğiz. Birkaç saat İstanbul’da vakti olan birisinin Anadolu topraklarındaki bütün kültürel birikimi, zenginliği görmek için ziyaret edeceği bir müze haline getireceğiz.
-Tanzimat elitleri, Meşrutiyet elitleri, Cumhuriyet elitleri kültür-sanat alanını milletten kaçırdılar, milleti dönüştürmenin bir aracı olarak kullandılar. Çaykovski vesaire dinletirsek millet adam oluruz zannedildi. Bizim Anadolu türküleri, ezgileri, Türk sanat musikisi, Münir Nurettin’ler, Safiye Ayla’lar çalınmadı, icra edilmedi. Ama şöyle bir şey yok: Biz devlet olarak bir karar alacağız ve insanların kültür-sanat alanındaki birikimlerini hemen bir kararnameyle, bir yasayla, bilmem genelgeyle değiştireceğiz, şunu yapın-bunu yapın diyeceğiz ve millet böyle düşünmeye başlayacak. Bu bir seferberlik ruhuyla olacak olan bir şey, iki asrın yanlışlıklarını düzeltmemiz gerekiyor.