Demokrat Parti'nin Millet İttifakı'ndan ayrılması, Cumhurbaşkanı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde yaptığı stratejik ziyaretler ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik yaptığı ikinci “evine dön” çağrısı sonrası siyaset kulislerinde 3. İttifak yolu konuşulmaya başlandı.
Erdoğan'ın CHP'yi yalnızlaştırma politikası ve “muhafazakâr Kürt kökenli seçmen” üzerinde yoğunlaşacağı düşünülüyor.
Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun haberine göre, Erdoğan’ın son olarak Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretinden sonra “seçim ittifakı”ndan söz etmesi, “Erdoğan’ın bundan sonraki hamlesini CHP’yi ittifaklar denklemi dışında tutmanın oluşturacağı” şeklinde değerlendirildi. Asiltürk, AKP tabanı için önemli bir yeri bulunan Milli Görüş hareketinin önde gelen isimlerinden biri konumunda. İktidar, CHP’nin önüne de her seferinde İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve yerel seçimlerdeki Kürt seçmenlerin oyları kartını açıyor. Erdoğan’ın Kaftancıoğlu ile ilgili “DHKP-C’li nitelendirmesinde” bulunması da “bu kartı daha çok açacağının işareti” olarak yorumlanıyor.
Parlamenter sistem, Erdoğan'a sorun oluşturuyor
Kulislere göre Erdoğan, “CHP’nin ulusalcı kanadı ve ‘merkez sağ’ çatısını oluşturan İYİ Parti, DP, DSP gibi partilerin tabanının HDP ile birlikteliğe onay vermeyeceğinden çok emin.” Bu nedenle, 2023’e doğru, çalışmalarını bu kitle üzerinden de yapmayı amaçlıyor. Erdoğan’ın, en büyük engelini ise bugün neredeyse tüm muhalefetin üzerinde uzlaştığı “güçlendirilmiş parlamenter sistem” kriteri oluşturuyor. Erdoğan’ın, muhalefeti “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinde uzlaştırması gerekiyor.” Erdoğan, CHP ve HDP dışında kalan muhalefeti, “güçlendirilmiş parlamenter sistem kriteri aşılamıyorsa, 3. yol ittifak denkleminde birleştirmek” için yoğunlaşacağı kaydediliyor. “Millet İttifakı çatısı altında olmayacağını açıklayan DP” başta olmak üzere, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, DSP, muhafazakâr Kürt seçmen tabanına sahip HÜDAPAR, Mustafa Sarıgül’ün kurduğu Türkiye Değişim Partisi ile Muharrem İnce’nin kuracağı belirtilen parti ve İyi Parti gibi partilerin “başka bir ittifak bileşeni oluşturabilmesi” için yeni bir ortamın hazırlanabileceği ifade ediliyor.