Medya

Kulis: Başkan yargılanabilecek, valileri ve büyükelçileri atayacak; bakanlar hakkında gensoru verilemeyecek

"Başkanın tek taraflı olarak Meclis’i feshetme yetkisi olmayacak, karşılıklı fesih geliyor"

14 Kasım 2016 11:06

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, darbe girişiminin ardından yeniden gündeme gelen başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili olarak kulis yazdı. Yeni anayasa teklifiyle ilgili olarak AKP ve MHP'nin, meclise ortak teklif sunmayacağını ancak teklifin iki partinin de iradesini yansıtacağını öne süren Selvi, "Başkan, siyasi sorumluluktan dolayı değil, cezai sorumluluktan dolayı yargılanabilecek. AK Parti’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu teklifin bir benzeri getiriliyor" dedi. Selvi ayrıca, bakanların başkan tarafından atanacağını, bakanlar hakkında gensoru verilemeyeceğini öne sürerek  "Başkanın tek taraflı olarak Meclis’i feshetme yetkisi olmayacak. Karşılıklı fesih yetkisi getiriliyor. Fesih durumunda başkan ve Meclis aynı tarihte seçimlere gidecek" iddiasını aktardı.

Abdulkadir Selvi'nin "Başkandan hesap sorulabilecek mi?" başlığıyla yayımlanan (14 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Lideri Devlet Bahçeli arasındaki görüşmeden sonra başkanlık sistemiyle ilgili süreç başladı.

 İki parti çalışmalarını yapıp, liderler tekrar bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan iyimserdi; “Ben bardağın dolu tarafına bakıyorum” dedi. AK Parti ve MHP, Meclis’e ortak teklif sunmayacak. Teklif, AK Parti’nin imzasını taşıyacak ancak iki partinin iradesini yansıtacak.

AK Parti’nin hazırladığı başkanlık sistemiyle ilgili anayasa değişikliğinin genel esaslarını aktarırken, ‘denge ve denetleme’ ayağını eksik bırakmıştım. İlk eleştiri Ertuğrul Özkök’ten geldi. Haklıydı. Başkanlık sisteminin en kritik yanını oluşturan ‘denge ve denetleme’ konusunu bilerek eksik bıraktım. Çünkü o yazıyı kaleme aldığım sırada, ‘denge ve denetleme’ konusundaki bilgilerim yeterli değildi. Genelgeçer bir ifade kullanmak istemedim. Şimdi rahatlıkla paylaşabilirim. Ama önce bir uyarı: AK Parti ile MHP arasında ortak bir çalışma yapılacağı için, taslak metin üzerinde değişiklikler olacak. O nedenle hem bir önceki yazdıklarım hem bunlar nihai metin olmayacak.

Bütçeyi yapma yetkisi Meclis’te olacak. Ancak bütçeyi başkan hazırlayıp Meclis’e sunacak. ABD’de Obama’nın bütçesi bir süre onaylanmadığı için sorun yaşanmıştı. Bizde de Meclis bütçeyi onaylamazsa başkan ne yapacak? Bu soruna çözüm aranıyor.

Başkan Meclis’in çıkardığı yasaları veto edebilecek. Veto edilen yasa tekrar çıkarılmak istendiğinde ise, nitelikli çoğunluk aranacak.

Bakanlar, başkan tarafından atanacak. Ayrıca Parlamento onayı gerekmeyecek. Bakanlar hakkında gensoru verilemeyecek. Peki başkana nasıl hesap sorulacak? Başkan yargılanabilecek mi? Başkan, siyasi sorumluluktan dolayı değil, cezai sorumluluktan dolayı yargılanabilecek. AK Parti’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu teklifin bir benzeri getiriliyor.

“Başkan hakkında, kişisel ya da göreviyle ilgili bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tam sayısının en az üçte ikisinin vereceği önerge ile soruşturma açılması istenebilir. Yüce Divan’a sevk kararı ancak üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.”

Başkan 550 üyeden oluşan bugünkü Parlamento’da 367 milletvekilinin oyuyla suçlanabilecek. Kabul edilirse soruşturma komisyonu kurulacak. Burada bir açıklık var. Kaç oyla kabul edilecek? Salt çoğunlukla mı, nitelikli çoğunlukla mı? 2 ay süreyle görev yapacak olan komisyon, 15 kişiden oluşacak ve her parti gücü oranında üye verecek. Başkanın suç işlediği kanaatine varılırsa, dörtte üç oy oranıyla Yüce Divan’a sevk edilecek. Bu sayı 413 milletvekiline tekabül ediyor. Yüce Divan görevini yine Anayasa Mahkemesi görecek. Yüce Divan suçlu bulduğu takdirde başkanlığı düşecek ve cezaevine girecek.

Bu durumda ne olacak? Seçimlere mi gidilecek? Hayır. Kalan süreyi başkan yardımcısı tamamlayacak.

Karşılıklı seçim ilkesi getirildiği için başkan hapse girdiği takdirde seçimlere gidilse, milletvekili seçimine de gidilmesi gerekeceği için buna gerek duyulmadı.

Başkanın tek taraflı olarak Meclis’i feshetme yetkisi olmayacak. Karşılıklı fesih yetkisi getiriliyor. Fesih durumunda başkan ve Meclis aynı tarihte seçimlere gidecek.

Başkanın çıkardığı kararnamenin iptali için iktidar ve anamuhalefet müracaat edebilecek.

Başkan, temel hak ve özgürlüklerle ilgili kararname çıkaramayacak. Kendi yürütme alanıyla ilgili olarak kararname çıkarabilecek. Meclis aynı konuda yasa çıkarırsa başkanın kararnamesi düşecek.

Denetim açısından Meclis daha güçlü olacak.

1- Mevcut durumda Meclis, hükümetten gelen kanun tasarılarını yasalaştırıyor. Başkanlık sisteminde bakanların Meclis’e kanun tasarısı sevk etme yetkisi olmayacak.

2- Milletvekilleri, hükümetten gelen tasarıyı değiştirirsem nasıl değerlendirilir kaygısını taşımayacak.

3- Meclis komisyonları daha aktif olacak. TBMM, yasama faaliyetine odaklanacak.

Ancak büyükelçi ve vali atamaları başkan tarafından yapılacak. Amerikan sisteminde Meclis onayı gerekiyor ama bizde düşünülmüyor.

Yüksek yargıya gelince, Anayasa Mahkemesi, HSYK ve Danıştay’ın üye seçiminin yarısı başkan yarısı ise Parlamento tarafından yapılacak.

Koalisyonların sona erdiği, istikrarın esas alındığı yeni bir döneme geçilecek. Tabii demokrasinin olmazsa olmaz şartı olan hesap sorabilirlik de önemli.