Yaşam

Kötü olayları unutmak için içki içmek, sandığınızın aksine hatırlamanıza yardımcı oluyor!

'Unutulmaması gereken kritik nokta, alkolün hiçbir soruna çözüm olmadığıdır'

12 Eylül 2015 23:40

ÇMB *

"'İçki içmekle ilgili problem tam da bu!' diye düşündüm, kendime bir içki daha koyarken. Eğer kötü bir şey olursa, unutmak için içersin. Eğer iyi bir şey olursa, kutlamak için içersin. Eğer hiçbir şey olmuyorsa, bir şey olsun diye içersin."

Charles Bukowski, "Kadınlar" isimli kitabında içki içmeyi böyle tanımlıyordu. 

Alkol tüketiminin en popüler olduğu zamanlar, Bukowski'nin de tanımladığı gibi kutlamalar ve kötü olayların hemen arkasından gelen zaman dilimidir. Bunlardan ikincisi daha ilginçtir. Alkol, beynin işleyişini etkilediği için, içen birisi mantıklı düşünmekte zorlanır, hafızası zayıflar. Böylece kişi, başından geçmekte olan kötü olayları veya taşıdığı kötü anıları zayıflatmış olur. En azından teoride olması gereken budur. Fakat gerçekten olan bu mudur?

Bu alanda yapılan çalışmaların sayısı çok fazla olmadığı için, bu soruya cevap verirken dikkatli olmamız gerekmektedir. Çünkü az sayıda araştırmanın gösterdiğine göre, "unutmak için içme" davranışında beklenen sonucun elde edilmesi, tüketilen alkol miktarıyla ilişkili... 

University College London'dan araştırmacıların 50 insan kullanarak yaptığı çalışmada, kullandıkları bir alkol skalasında 7 birimden fazla içenlerin (herhangi bir içkinin tipik bir biriminden 4-5 bardak ve üzeri içenlerin) hafızalarında gerçekten de bulanıklaşma ve bozulma tespit etti. Fakat bu sizi umutlandırmasın! Biological Psychiatry dergisinde yayınlanan araştırma, "unutmak için içmek" davranışının pek de işlevsel olmadığını, çünkü çok fazla alkol tüketen insanların, içlerinde bulundukları kötü durumlarda "en kötü senaryo" şeklinde tanımlanabilecek durumlara daha fazla odaklandıklarını da gösteriyor. 

Buna karşılık, aynı skalada 3-4 birim civarında alkol tüketen (örneğin günde 1-2 bardak şarap içen) insanlarda, tecavüz ya da ölümlü bir trafik kazası gibi travmatik olayların daha şiddetli, net ve acı verici bir şekilde hatırlandığı görüldü. Bunun yanı sıra, biraz da beklendiği gibi, alkol tüketimine yatkın insanlarda travmatik olaylar geçirme olasılığının arttığı ve bunlar yaşandığında, kötü anıların baskılanmasının güçleştiği de görüldü.

 

Austin'deki Teksas Üniversitesi tarafından yapılan bir diğer araştırma da, bu sonuçları destekliyor. Normalde alkol tüketimi "bilinçli hafıza" olarak bilinen seviyede bozulmalara neden oluyor. Bu nedenle alkollü insanlar arkadaşlarının isimlerini, sabah nereye park ettiğini, belli bir kelimenin anlamını hatırlamakta zorlanıyor. Fakat hafızamızın tek seviyesi "bilinçli" olan değil. "Bilinçdışı hafıza" olarak bilinen, daha alt seviyedeki bir hafıza çeşidi, alkolden "olumlu" etkileniyor. Yani alkol tüketen insanlar, şartlandırılmaya ve öğrenmeye bu seviyede daha açık oluyor. Journal of Neuroscience'ta yayınlanan bu araştırma, öğrenmenin arkasında yatan kilit olgu olan "sinaptik esnekliğin" (synaptic plasticity) alkollü içeceklerin ana bileşeni olan etanolün sürekli tekrar eden etkisi altında güçlendiğini ortaya koyuyor. Alkol veya uyuşturucu tüketen insanlarda bilinçdışı hafıza sadece bunları daha çok tüketmeye şartlandırılmış olmuyor, aynı zamanda bilinçdışı hafızanın oluşumu güçlendiği için istenmeyen anılar ve alışkanlıklar beyinde daha güçlü bir yer edinmiş oluyor. Araştırmanın başındaki Hitoshi Morikawa şöyle söylüyor:

"Alkolikler, alkol içtikleri zaman elde ettikleri zevke veya rahatlamaya bağımlı değildirler. Alkol sayesinde çevresel, davranışsal, fizyolojik uyaranlar altında salgılanan dopamin hormonuna bağımlıdırlar. Dopamin, çoğu zaman mutluluk transmiteri olarak tanımlanır. Ancak bu tamamen doğru değildir. Dopamin, daha ziyade bir öğrenme transmiteridir. O anda aktif olan sinapslar, dopamin varlığında güçlenir. Bu da, alkolün ödül olduğu yanılgısının psikolojik olarak yerleşmesine neden olur. Yani alkolikler, alkolik olmayı öğrenmiş olurlar."

Morikawa'nın bu tespiti, başka bir gerçeği de gözler önüne koyuyor: bir şeyleri unutmak için içerken, içtiğiniz süre zarfında o şeyleri hatırlamayı sürdürürsünüz. Odağınız o olaydır ve içtikçe o odağın kaymasını beklersiniz. Kısa vadede bu işe yarayabilir; ancak uzun vadede olan, dopamin nedeniyle o anıların bilinçdışı hafızada güçlü bir şekilde yer etmesidir. Yani unutmak için içtikçe, unutamamayı öğrenmiş olursunuz.

Unutulmaması gereken kritik nokta, alkolün hiçbir soruna çözüm olmadığıdır. Alkol tüketmek, sorunlarınızın hiçbirini çözmeyecektir. "Ben zaten çözmek için değil, unutmak için içiyorum." diyor olabilirsiniz. Ancak bu da, ne yazık ki görüldüğü üzere doğru olmayan bir yaklaşım. Elbette Evrim Ağacı olarak size şunu veya bunu yapın diyemeyiz. Ancak bize kalırsa konu arkasında yatan mekanizmayı bilmeniz önemli...

* ÇMB rumuzlu yazarın yazısı 'Evrim Ağacı'ndan alınmıştır