Yazar Fehmi Koru, 'Obama gibi geldiler, Bush'a döndüler' diye eleştirdiği Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisi için söylediği 'Sevsinler seni, yazıklar olsun' sözlerini bir eleştiri olarak kabul etti. Koru, Erdoğan'ın üslubunun böyle olduğunu söyledi.
'Erdoğan'ın üslubu bu'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çok yakın arkadaşı olan Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru, AKP hükümetini en çok destekleyen yazarlar arasında. Erdoğan'ın öfke dolu ve tehditkâr söylemlerini bile destekleyen yazılar yazan Koru, en sonunda Başbakan'ın öfkesine kurban oldu. Erdoğan'ı ve hükümeti, 'Obama gibi geldiler, Bush'a döndüler' diye eleştiren Koru'ya, Başbakan'ın yanıtı ağır oldu. Erdoğan, cumartesi günü yapılan partisinin Bağcılar İlçe Kongresi'nde, 'Sevsinler seni, yazıklar olsun' diyerek, Koru'ya öfke dolu bir yanıt verdi.
Koru, Başbakan'ın bu öfkesini, önce 'Erdoğan'ın üslubu bu' diye değerlendirdi. Dün akşam TRT’deki ’Politik Açılım’ programına katılan Koru, “Herkesin belli üslubu var. Tayyip Erdoğan’ın üslubu bu. Bu üslubun arkasında bizleri olağanüstü rahatsız edici bir şey aramamak lazım" dedi.
'Onun da eleştirmeye hakkı var'
Koru, Taha Kıvanç takma adıyla Yeni Şafak'ta bugün yazdığı yazıda ise, Erdoğan'ın sözlerini bir eleştiri olarak kabul etti. Beklendiğinin aksine kavgayı sürdürmeye niyetli olmadığını belirten Koru, kendisinin Erdoğan'ı eleştirdiğini, Erdoğan'ın da kendisini eleştirdiğini yazdı.
Koru, "Benim başbakanı eleştirmeye hakkım varsa, ki var, elbette başbakanın da beni eleştirmeye hakkı vardır. Kimseler fark etmedi, ama geçmişte de Tayyip Erdoğan benim bazı tespitlerimden rahatsızlık duymuş ve bunu konuşmalarına yansıtmıştı. Şimdi ilk kez doğrudan görüşlerini açıkladı ve beni açıkça eleştirdi diye rahatsız mı olmalıyım?" dedi.
'O böyle konuşur'
Türkiye'nin zencileri
AKP'lileri rahatsız eden görüşlerinin doğru olduğuna Erdoğan'ın bile inandığını vurgulayan Koru, şunları yazdı:
"ABD'de Barack Obama'nın başkanlık yarışından başarıyla çıkması bir 'devrim' ise, Türkiye'de o devrimin 2002 ve 2007 yıllarında yaşadığına inanıyorum ben. Barack Obama 'zenci' ise, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül de Türkiye şartlarına göre 'zenci'dir... Birinin zenciliği derisinin renginden, diğerlerinin ise eşlerinin başörtülü oluşu yüzünden... Obama yılların önyargılarını kırarak başkan oldu; bizimkiler önyargıları kıramadılar, ama engelleri söke söke kaldırmayı başardılar...
ABD'de Bush ile Obama iki farklı yaklaşımı temsil ediyor. Bush sorunların hassasiyetine bakmaksızın hemen her konuyu “Benden değilsen düşmansın” yaklaşımı ile, tank ve silâh gücüyle çözme yanlısı...
Tayyip Bey 'Kürt sorunu' konusunda hangi görüşe daha yakın duruyor?
Geçmişe baktığımızda bu alanda pek çok ilki gerçekleştirdiği için Tayyip Erdoğan'ı Bush politikalarıyla özdeş saymamız mümkün değil. 'Kürt sorunu' adını çekinmeden kullandı, bu konuyu dert edinen aydınlarla görüş alış-verişinde bulundu, bölgeye her gidişinde önemli mesajlar verdi... Anayasa ve yasalarda gerekli değişiklikleri yapıp Kürtçe kurs ve Kürtçe TV kolaylığı getiren de Tayyip Bey...
Sorun şu son birkaç hafta içerisinde benimsediği söylemden kaynaklanıyor... Tank ve tüfekle 'Kürt sorunu'na çözüm getireceğini sanıyorsa, bu sanısı onu ABD'de George W. Bush ile ortak çizgide buluşturur... Ne kadar aksini iddia etse de...
Bu bir tespit ve üzerinde biraz olsun düşünme fırsatı bulsa, Tayyip Erdoğan'ın da “Doğru” diyeceğini sandığım bir tespit bu. Muhatabı ister beğensin ister beğenmesin, benim bu tespiti yapmaya hakkım var.
Tıpkı görüşlerimi beğenmeyen Tayyip Erdoğan'ın da bunu ifade etmeye hakkı olduğu gibi... Ben siyaset adamını eleştirebiliyorsam, ona da beni eleştirme hakkını veriyorum demektir...
Herkes gibi siyasetçi de eleştirilir, gazeteci de... Bunda büyütülecek bir yön yok."