Hürriyet yazarı Oya Armutçu, komşu yatak odalarının perdeleri açık şekilde yatıyorsa ve bu rahatsız ediyorsa ne yapılmasını gerektiğinin cevabını verdi. Armutçu, "Kat mülkiyeti kanununun’ 18. maddesine göre kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirlerini “rahatsız” etmemek, birbirlerinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüler" dedi.
Armutçu, "Olay ise kat mülkiyetinden kaynaklanmıyor. “Karşı komşuluk” hukuku çerçevesinde, uyarınızı yapıp sonuç alamadığınız için genel hükümlere göre konu çözümlenmeli. Savcılığa şikâyet etmekten başka bir yol görünmüyor. Size rahatsızlık veren bu duruma karşı bir avukat kanalıyla ya da bizzat TCK’nın 225. maddesindeki “genel ahlaka karşı suçlar” ve benzeri suçlar çerçevesinde savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz" ifadesini kullandı.
“Rahatsızlık” kişiden kişiye değişen “soyut” bir kavram olmakla birlikte Yargıtay uygulamaları ile bu konuda bazı kriterler öngörülmüş durumda. Örneğin, belli bir seviyenin üzerine çıkan ses ve gürültü, ısı, soğuk veya kokunun yanı sıra kat maliklerinin can ve mal güvenliğini tehdit eden veya örf, adet ve ahlak kurallarına aykırı tutum ve davranışların “rahatsızlık verici” olduğu kabul ediliyor.
Armutçu bir okuyucusunun "Önce okurum S.Ç.’nin sorusu:“Karşı binaya yeni taşınan yabancı uyruklu bekârlar, akşamları perdeleri açık vaziyette yataklarında yatıyorlar. Bu beni ve ailemi çok rahatsız ediyor. Bir kez ikaz ettim ama yine aynı. Bununla ilgili neler yapabilirim? Bana yol gösterebilir misiniz?” şeklindeki sorusuna yer vererek konuya ilişkin olarak şöyle cevap verdi:
Yanıtıma gelince, ‘kat mülkiyeti kanununun’ 18. maddesine göre kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirlerini “rahatsız” etmemek, birbirlerinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüler.
“Rahatsızlık” ise kişiden kişiye değişen “soyut” bir kavram olmakla birlikte Yargıtay uygulamaları ile bu konuda bazı kriterler öngörülmüş durumda. Örneğin, belli bir seviyenin üzerine çıkan ses ve gürültü, ısı, soğuk veya kokunun yanı sıra kat maliklerinin can ve mal güvenliğini tehdit eden veya örf, adet ve ahlak kurallarına aykırı tutum ve davranışların “rahatsızlık verici” olduğu kabul ediliyor.
Apartman sakinlerinin bu ölçütler ışığında birbirlerini “rahatsız” ettikleri saptandığında, mahkemece, rahatsızlık veren tutum ve davranışın önlenmesi, rahatsız edici seviyede olan ses, gürültü, koku, ısı ve benzeri olguların birlikte yaşamanın gerektirdiği “tahammül sınırlarına çekilmesi” yönünde bilirkişi incelemesi yapılarak karar alınabiliyor.
Okurum S.Ç.’nin sorusundaki olay ise kat mülkiyetinden kaynaklanmıyor. “Karşı komşuluk” hukuku çerçevesinde, uyarınızı yapıp sonuç alamadığınız için genel hükümlere göre konu çözümlenmeli. Savcılığa şikâyet etmekten başka bir yol görünmüyor. Size rahatsızlık veren bu duruma karşı bir avukat kanalıyla ya da bizzat TCK’nın 225. maddesindeki “genel ahlaka karşı suçlar” ve benzeri suçlar çerçevesinde savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
Armutçu şöyle devam etti:
Aleniyet şartı
"TCK’nın 225. maddesi, “Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü içeriyor. Bu madde, iki kişinin karşılıklı rızayla “alenen” cinsel ilişkide bulunmasını veya teşhirciliği suç sayıyor. Ceza hukuku anlamında “fiil” tedbir alınmaması nedeniyle üçüncü kişilerce görülebiliyorsa, “aleniyet” kazanmış sayılıyor ve cezalandırılması söz konusu oluyor. Örneğin, kendi evinde olsa bile herkesin görebileceği bir şekilde perdeleri açarak çıplak gezmek veya cinsel ilişkiye girmek bu suçun kapsamına girebiliyor.
Diğer okurum ise misafir çocuğun gürültüsünden duyduğu rahatsızlığı çok kaba bir üslupla ileten alt komşusuna karşı hukuken ne yapabileceğini sormuş. Alt komşunun üslubu konusunda da ‘kat mülkiyeti kanunu’ ve ‘gürültü yönetmeliği’ çerçevesinde başvurulabilecek bir yol görünmüyor. Ancak, bu davranış da diğeri gibi “komşuluk hukuku” ile bağdaşmıyor. Evinize gelen misafirlerinize karşı kendinizi aşağılanmış hissediyorsanız, başka bir ifadeyle alt komşunuzun bu davranışından dolayı kişilik haklarınızın zedelendiğini düşünüyorsanız, Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25’inci maddeleri çerçevesinde, kişilik değerlerinizin korunması için dava açarak manevi tazminat talep edebilirsiniz."