İftar sofraları artık sadece Müslümanları bir araya getirmiyor. Hristiyanlar, Museviler, Budistler ya da hiç bir dine inanmayanlar da iftar sofralarında kendilerine bir yer buluyorlar. Kurulan sofralarda insanlar birbirlerini daha yakından tanıma olanağı elde ediyorlar. Özellikle İslamla ilgili kafalarında soru işaretleri olanlar için iftarlar bir fırsata dönüşebiliyor. Müslümanlar da kendilerini yine bu sofralarda ifade etme olanağı yakalıyorlar.
Köln'de Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Merkezi’ndeki iftara farklı inançlardan çok sayıda katılımcının gelmesinden mutluluk duyduğunu belirten Genel Sekreter Bekir Alboğa, böylece katılımcıları İslamiyetle ilgili doğru bilgilendirme fırsatı elde ettiklerini belirterek şöyle konuştu:
“Diyanet İşleri Türk İslam Birliği olarak bu bizim asli görevlerimizden. Sadece dinimizin doğru yaşatılması değil, doğru anlatılması ve doğru temsil edilmesi, insanların buraya geldiklerinde gördükleri kardeşlik havası, bu atmosfer, İslam'ın ruhu bu. Dış dünyada şu anda İslam hakkında ortaya konan çirkin tablolar İslam'ın istismarından öteye gitmiyor. Sık sık 'şunları dost edinmeyin, bunları dost edinmeyin' gibi ayetleri karşımıza çıkarıyorlar. Biz de diyoruz ki; bizim kapımız herkese açık.“
Musevilere şabat jesti
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Genel Sekreteri Bekir Alboğa, bu kez iftara Musevilerin de katılabilmeleri için özellikle hafta içi bir gün belirlediklerini dile getirerek, "Şimdiye kadar davet ettiğimiz zaman cuma ve cumartesi akşamları şabattan dolayı katılamıyorlardı. Bu yıl planlamamızı yaparken böyle bir imkan oluştu ve onlar için de bizim için de sevinç kaynağı oldu" diye konuştu.
İnançları gereği cuma ve cumartesi akşamları bazı faaliyetleri yapamadıklarını dile getiren Almanya Yahudiler Merkez Konseyi Genel Başkan Yardımcısı Abraham Lehrer Müslümanların bu jestlerinden çok etkilendiğini belirterek,
"Sadece bize özel olarak cuma ya da cumartesi gününün dışında iftar programının düzenlenmesinden kıvanç duydum. Saygının, dostluğun, benimsemenin güzel bir örneği olduğu için buraya severek geldim. İnsanlar bir araya geldiklerinde diğer dinlerle ilgili bilgi sahibi olurlar. Burada Arapça Kur'an-ı Kerim okundu, daha sonra Türkçesi ve Almancası okundu. Böylece verilen mesajı daha doğru anlamak mümkün. Eğer bir soru sormak gerekirse hemen yanında oturana bunu yöneltebeliyorsun. Özellikle gençleri hangi inançtan olursa olsun doğru yönlendirmek ve kötü niyetli insanlardan korumak için bu tür etkinlikler çok önemli" dedi.
Alman Protestan Kiliseleri Dinlerarası Diyalog Sorumlusu Dr. Detlef Görrig iftarların tanışma ve kaynaşma için sunduğu fırsatları son derece önemsediğini belirterek, "Çok dinli bir toplumda buluşma ortamlarının olmasını önemsiyorum. Bu durum birçok kentte mevcut. Ama bunun için bir neden olmalı. Ve ben iftarların son on yıllarda değişik kesimlerin katılımıyla, değişik dinlerden ve politikadan temsilcilerle birlikte yapılıyor olmasını önemsiyorum. Buluşma için mükemmel bir zemin hazırlıyor. Ramazan böylece topluma olumlu katkılar sunuyor ve biz Hristiyanlar da buralardan ders çıkarıp, kendi dini etkinliklerimize diğer inançlardan insanları da davet etmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Müslümanların mesajı önemli
Semavi dinlerin insanlık ailesinin refahı için birlikte hareket etmesi gerektiğine işaret eden Alman Katolik Kiliseleri Merkez Komitesi Genel Sekreteri Dr. Stefan Vesper ise şunları söyledi:
"Bir Katolik Hristiyan olarak iftara davet edilmekten dolayı memnuniyet duyuyorum. Tanışmayı, diyalog kurmayı ve tüm bayramları birlikte kutlamayı önemsiyorum. Burada Müslüman toplumunun barıştan yana olduğu ve şiddete karşı çıktığı, teröre karşı olduğu bir kez daha açık bir dille vurgulandı. Bence bu çok önemli. Çünkü hepimiz insanlık ailesinin bireyleri olarak bir arada olmalıyız. Semavi dinler insan hakları, özgürlükler ve barış için kenetlenmeli."