Prof. Dr. Murat Tuzcu: 'Gerçekleri gizliyorlar' demek insafsızlıktır
Tuzcu'nun Milliyet gazetesinde yayımlanan bugünkü (5 Aralık 2011) yazısı şöyle:
Araştırmalara göre, kalp damar hastalıklarının tedavisinin temel taşlarından biri olan statinlerin yan etkileri olsa da yararları daha çok. Özellikle kalp damar hastası olanlarda yan etkilerinden korkup kolesterol düşürücü statin grubu ilaçlara yüz çevirmek akıl kârı değil
Dünyada uzun süreli kullanılan ilaçların başında, statin grubu kolesterol düşürücü ilaçlar geliyor. Yaklaşık 20 yıldır kalp damar hastalıklarının tedavisinin temel taşlarından biri olan statinler, hasta olmasa da, damar sertliği riski yüksek kişilerde, koruyucu olarak sıklıkla kullanılıyor. Her ilaç gibi yan etkileri olan statinlerin milyonlarca insan tarafından kullanıldığı düşünülürse, yararları kadar yan etkilerinin de titizlikle araştırılması gerektiği ortaya çıkar.
Diyabet tehlikesi var mı?
İki yıl önce yayımlanan bir araştırmada riski orta derecede yüksek olan yaklaşık 18 bin kişiye Amerika’da ‘Crestor’ adıyla satılan rosuvastatin adlı statin veya plasebo verildi. Rosuvastatin alanlarda ölüm ve kalp krizi daha azdı. Bunun yanı sıra, ilaç alanlarda şeker hastalığının biraz daha sık ortaya çıktığı görüldü. Acaba bir hastalığı tedavi edelim derken başka bir hastalık mı yaratılıyordu?
Geçen hafta saygın İngiliz tıp dergisi Lancet’de bu konuya ışık tutan çok daha kapsamlı bir araştırma yayımlandı. Avrupa ve Amerikalı bilim insanları çeşitli statin ilaçlarıyla yapılan 13 araştırmayı topluca değerlendi. 91 bin insanı içeren bu araştırmanın sonucu da statin alanlarda şeker hastalığının daha sık ortaya çıktığını gösterdi. Herhangi bir statin ilacını alan bin kişiden 22’sinde şeker hastalığı görülürken, boş hap (plasebo) alan bin kişinin 20’sinde şeker görüldü. Statine bağlı diyabet riski binde ikiydi. Yapılan istatistik hesapları, farklı statin ilaçları arasında diyabet riski açısından bir fark göstermedi. Araştırmacılar bu bulguların hemen ardından farkın çok küçük olduğunun altını çizip, statinlerin yararlı etkilerinin gölgelenmediğini, kolesterol düşürücü statinlerin yararlarının olası zararlarından kat kat fazla olduğunu belirtti.
Yan etki araştırmaları
Kolesterol düşürücü statin grubu ilaçların yan etkilerinden söz ederken diyabet riskine pek değinilmez. Daha çok konuşulan konular, bu ilaçların karaciğer üstüne olası etkileri, kas ağrısı, ender de olsa kas hasarına, çok ender olarak da kas erimesine yol açabilecekleridir. 90 bin kişilik araştırmada 5 yıl tedavi görenlerde kanser görülme sıklığına da bakıldı. Statin alanlar ile almayanlar arasında kanser sıklığı açısından hiçbir fark yoktu. Statinlerin yan etkilerini inceleyen bir başka araştırma da 6 ay önce yayımlandı. 5 yıl süreyle ‘simvastatin’ adlı statin veya plasebo ile tedavi edilen 20 bin kişide, ilaç alanlar ile plasebo alanlar arasında kas hasarı, kas ağrıları, karaciğer hastalığı, safra taşı, karaciğer testlerindeki yükselmeler aynı oranda görüldü. ‘Simvastatin’ adlı statin alanlar ile plasebo alanlar arasında yan etkiler arasında bir fark görülmese de, ‘atorvastatin’ ve ‘rosuvastatin’ adlı diğer statinlerle yapılan araştırmalarda karaciğer testlerinde yüzde 2-3 oranında artışlar, kas şikâyetlerinde de farklılıklar görülmüştü.
Bu grafikte bin kişiye statin ilacı, aynı özelliklere sahip bin kişiye benzer görünümlü, boş hap verilince hangi yan etkilerin görüleceği anlatılıyor. 90 binden fazla hastada yapılan araştırmada, statin grubu ilaç alan her bin kişiden 22’sinde şeker hastalığı ortaya çıktı. Aynı sürede, boş hap (plasebo) alanlarda bu oran binde 20. Yani fazladan diyabet olma riski binde iki. Kanser riski iki grupta da binde 64. 20 bin kişilik bir başka araştırmada ‘simvastatin’ alanlarda kas hasar ve karaciğer testlerinde bozulma oranları arasında anlamlı bir farklılık yok. 5 yıllık izleme süresince hastalara kas ağrısı çekip çekmedikleri soruldu. Gerçek ilaç alanların da, plasebo alanların da üçte biri ‘evet’ dedi. Deri, sinir sistemi, mide, bağırsak ve diğer organları ilgilendiren yan etkiler de aynı orandaydı.
Kontrol grubu önemli
Yazıda ele aldığımız araştırmaları güvenilir kılan özelliklerin en önemlilerinden biri, ilaç alanların karşılaştırıldığı kontrol grubunun olması. Sadece ilaç alanlara bakıldığında statinlerin birçok yan etkisi olduğu sonucuna varmamak mümkün değil. Ama benzer özellikleri olan insanlara gerçek ilaç olduğunu düşündükleri hapları verdiğiniz zaman görülüyor ki, birçok yan etki, statin almayanlarda da ortaya çıkıyor. Ya aynı oranda ya da biraz daha az olarak. İlacın olumlu etkilerinin değerlendirilmesinde de durum aynı. Tıpta hangi tedavi yöntemi değerlendiriyor olursak olalım, karşılaştırmalı inceleme yapmadan son kararımızı vermemeliyiz. Bugün elde olan veriler, statinlerin yan etkileri olsa da yararlı etkilerinin çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Özellikle kalp damar hastası olanlarda veya hasta olma riski yüksek olanlarda yan etkilerinden korkup kolesterol düşürücü statin grubu ilaçlara yüz çevirmek akıl kârı bir iş değil.
Araştırmalara göre kalp dostu
Bu grafikte bin kişiye statin, aynı özellikleri olan bin kişiye benzer görünümlü boş hap verilince, kaçının başının derde gireceği görülüyor. 90 binden fazla hastada yapılan araştırmada, beş yıl boyunca statin grubu ilaç alan her bin kişiden 141’inde bir kalp damar hastalığı ortaya çıkmış. Ya kalpten ölüm, ya kalp krizi veya inme görülmüş ya da baypas veya stent gerekmiş. Aynı sürede, boş hap (plasebo) alanlarda bu oran binde 178. Yani statinler 178 kişinin 37’sinin, başka bir deyişle yüzde 21’inin (mor yüzler) hayatını kurtarmış veya ciddi bir hastalığı önlemiş. Kaç kişinin statinden yararlanacağı, riskin ne kadar olduğuna bağlı. Bu bin kişi genç, risk faktörü olan insanlar olsaydı 5 yılda belki 10 kişi kalp damar hastası olur, statin alanlarda bu sayı bir veya iki daha az olurdu. Halbuki kalp krizi geçirmiş, şeker hastalığı olan, sigara içen bin kişinin riski çok daha yüksek olduğu için statinlerin önleyeceği ölüm ve hasta sayısı da çok daha fazla olacaktır.
Ne ölçüde yararlı?
Bir ilacın yan etkilerinin öneminin tam olarak anlaşılabilmesi için ilacın ne ölçüde yararlı olduğunun bilinmesi gerekir. Sözünü ettiğim 90 binden fazla insanın katıldığı araştırmalar bu konuya da ışık tutar nitelikte. 13 araştırmaya katılanların kiminde bilinen kalp damar hastalığı vardı, kiminde kalp damar hastalığı olmasa da damar sertliği riskleri yüksekti. Her araştırmada, randomize kontrollü çalışma yöntemi kullanıldı. Hastaların yarısına statin diğer yarısına boş hap (plasebo) verildi. Kimin ne ilaç alacağı bir bilgisayar programı, rastgele yöntemi diyebileceğimiz, randomizasyon yöntemiyle belirledi. Kimin gerçek ilaç, kimin plasebo aldığını, ne doktorlar ne de hastalar biliyordu. Böylece oluşturulmuş iki hasta grubu arasında hiçbir fark yoktu. Ortalama yaş, sigara içme oranı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı sıklığı, boy, kilo ve akla gelebilecek tüm özellikleri neredeyse tıpa tıp aynıydı. Bir tek fark aldıkları ilaçtı. Bu yöntemle yapılmış araştırmaların sonuçlarına bakıldığında kalp problemlerinin ilaç alanlarda plasebo alanlardan çok daha az olduğu saptandı.