Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, Kızılay yönetiminin 81 ile 81 anaokulu yaptırmaya karar verdiğini aktardı. "'81 ile 81 anaokulu' sözünü ilk telaffuz eden ve Gülben Ergen’e hedef olarak gösteren benim. Hem de ta 2010 yılında. O dönem Gülben Ergen, Milli Eğitim Bakanlığı’yla imzaladığı protokol uyarınca, Çocuklar Gülsün Diye adına 6 anaokulu yaptırdıktan sonra üstlendiği bu sosyal sorumluluk projesini noktalayacaktı" diyen Eyüboğlu "Bu çağrımdan bir hayli etkilenen Gülben Ergen, 81 ile 81 anaokulu açmak için harakete geçti. Arkadaşı Elvan Oktar’la birlikte Çocuklar Gülsün Diye Derneği’nin bugüne kadar açtığı anaokulu sayısı 35’i buldu. O yüzdendir ki Kızılay’ın '81 ile 81 anaokulu' projesi bana çok tanıdık geldi" diye yazdı.
Ali Eyüboğlu'nun "81 ile 81 anaokulu hepsi ay yıldız gibi" başlığıyla yayımlanan (24 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Kızılay yönetimi, 81 ile 81 anaokulu yaptırmaya karar verdi.
“81 ile 81 anaokulu”, yazdıklarımı takip edenlere çok tanıdık geldiğine adım gibi eminim.
'81 ile 81 anaokulu' sözünü ilk telaffuz eden ve Gülben Ergen’e hedef olarak gösteren benim…
Hem de ta 2010 yılında.
O dönem Gülben Ergen, Milli Eğitim Bakanlığı’yla imzaladığı protokol uyarınca, Çocuklar Gülsün Diye adına 6 anaokulu yaptırdıktan sonra üstlendiği bu sosyal sorumluluk projesini noktalayacaktı.
Çocuklar Gülsün Diye’nin Sinop’ta yaptırdığı anaokulunun açılışına gidip, okul öncesi bir eğitim yuvasına kavuşan çocukların mutluluğundan acayip etkilenip, 1 Kasım 2010’da şöyle yazmıştım:
Gülben Ergen, Hatay’daki anaokulunu da açtıktan sonra, “Altı anaokulu yaptırmaya söz vermiştim. Sözümü yerine getirdim” deyip, kenara çekilmemeli.
81 ile 81 anaokulu yaptırmalı…
Bu çağrımdan bir hayli etkilenen Gülben Ergen,
81 ile 81 anaokulu açmak için harakete geçti. Arkadaşı Elvan Oktar’la birlikte Çocuklar Gülsün Diye Derneği’nin bugüne kadar açtığı anaokulu sayısı 35’i buldu.
O yüzdendir ki Kızılay’ın
“81 ile 81 anaokulu” projesi bana çok tanıdık geldi.
Kızılay’ın hazırladığı
dört sınıflı anaokulu projesinin tepeden görünümü de çok tanıdık. Kızılay’ın yaptıracağı anaokulları, havadan
bakınca bayrağımızın
ay - yıldızını andıracak.
"2'si 1 arada' adlı evlilik komedisi"
Bir şirkette üst düzey yönetici, emrinde yüzlerce insan çalışan, seyahatten seyahate, toplantıdan toplantıya koşan evli, ama işkolik bir kadın…
Bir seyahatten erken dönünce, kendisine bir veda mektubu yazıp, sevgilisiyle kaçmaya hazırlanan eşini yakalayınca çılgına döner.
40’lı yaşlarda boşanmış kadınlar arasına girmemek için kocasını önce sandalyeye, sonra klozete bağlar.
Kendisini sevene kadar kocasını serbest bırakmaya niyetli değildir. Ama eve giren hırsız ve ardından gelen sevgili, bütün planları değiştirir.
Ahmet Kazanbal’ın uyarlayıp, yönettiği “2’si 1 Arada”, dört kişinin oynadığı şahane bir komedi…
Neslihan Yeldan, Cemal Hünal, Ruhi Sarı ve Duygu Şen’in oynadığı komediyi Kozzy’de izledim.
“Tuna” rolündeki Ruhi Sarı ile “Oya”yı oynayan Neslihan Yeldan’ın adeta döktürdüğü oyunu, izlememiş olanlara şiddetle tavsiye ederim. Çünkü, “2’si 1 Arada”, kadın fendinin erkeği yendiği eğlenceli bir oyun…
Skor, her şeyin üstünü örter mi?
Futbol sonuç oyunudur… O yüzdendir ki tarih, iki takım arasındaki maçta kimin nasıl oynadığını, topa sahip olmada hangisinin açık ara üstün olduğunu değil, skoru yazar…
Bu açıdan baktığınızda Trabzonspor, Galatarasay’ı sahasında yenerek üç puanla birlikte özgüven de kazandı.
Bu özgüvenle bundan böyle Trabzonspor’da işler yolunda gider mi?
Bu soruya keşke, gönül rahatlığıyla evet yanıtı verebilsem.
Trabzonspor’da gol atacak futbolcu yok.
O futbolcuları “golcü” diye öneren ve transfer edenlere bunun hesabı sorulup, maddi bedeli ödetilmediği sürece,
bu uğurda daha çok döviz kaybeder Türkiye.
Galatasaray maçında pas hatası yapma ve rakibe pas verme konusunda adeta rekor kırdı Trabzonspor.
96 dakikada bir kere bile Bruma’nın ayağından top alamayan savunma oyuncuları var Trabzonspor’da.
Trabzonspor, favori gösterilen Galatasaray’ı evinde yenip, üç puanı aldıktan sonra ne oldu biliyor musunuz?
Teknik Direktör Ersun Yanal, Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’yı arayıp, tebrik etti.
“Bir tuhaflık yok mu olan bitenlerde?” diyen bir ben miyim?
Her şey normalse, o zaman arıza bende!