HDP’nin 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağının araştırılması için verdiği önerge Meclis’te reddedildi. Önerge görüşülürken iktidar partisi ve muhalefet partileri arasında sert tartışmalar yaşandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’u Meclis’e yeni gelen MİT raporunda darbe girişiminin bilindiğinin anlaşıldığını belirtirken MİT Müsteşarına bir operasyon yapılacak 3 helikopterle, MİT Müsteşarı kaçırılacak. Arkadaş, kız kaçırılmıyor, MİT Müsteşarı kaçırılıyor. Kaçırsa fidye mi isteyecek? Bariz bir şey değil midir darbe olduğu?” diye sordu.
Gazete DuvaR’da yer alan habere göre, Meclis Genel Kurulu’nda HDP’nin 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağının açığa çıkarılması için araştırma komisyonu kurulması önergesi tartışmalara yol açtı.
"Darbe raporu dönem ödevi gibi"
HDP grubu adına konuşan Mardin Milletvekili Prof. Mithat Sancar, darbe girişiminin siyasi otorite tarafından önceden haber alındığına dair ciddi kuşkular olduğunu bu sorulara doyurucu yanıt verilmemesinin darbeyle ilgili şüpheleri, siyasi iktidarın kontrollü darbe yaptığı iddialarını sürekli canlı tutacağını söyledi. MİT ve Genelkurmay raporlarındaki çelişkilere dikkat çeken Sancar, 652 sayfalık Meclis raporunu da “Bir hukuk ya da siyasal bilgiler fakültesinde dönem ödevi çapında” sözleriyle değerlendirdi. Sancar, “Öğrencilerimden birinden istesem bunun en az 3 katı kaliteli bir rapor hazırlardı” dedi.
MHP: FETÖ'nün siyasi boyutunun ortaya çıkarılması şart
MHP adına söz alan İsmail Faruk Aksu, “FETÖ’nün tüm unsurlarıyla birlikte siyasi boyutunun da ortaya çıkarılması şarttır ve sürecin adli boyutunun sağlıklı bir şekilde işletilmesi ve doğruların ortaya çıkması bakımından da önemlidir” diye konuştu.
"Kız kaçırılmıyor, MİT Müsteşarı kaçırılıyor"
CHP adına söz alan Aykut Erdoğdu da Meclis’e yeni gelen MİT raporunda darbe girişiminin bilindiğinin anlaşıldığını belirterek, “Madem bu darbe biliniyor niye bir sürprizle karşılaşmış gibi yapıyorsunuz” diye sordu. MİT Müsteşarına operasyon istihbaratının bariz bir darbe işareti olduğunu söyleyen Erdoğdu, “MİT Müsteşarına bir operasyon yapılacak 3 helikopterle, MİT Müsteşarı kaçırılacak. Arkadaş, kız kaçırılmıyor, MİT Müsteşarı kaçırılıyor. Kaçırsa fidye mi isteyecek? Bariz bir şey değil midir darbe olduğu?” ifadelerini kullandı.
AKP'li Özdağ: Darbecilerin siyasi ayağı olmaz
AKP adına söz alan Selçuk Özdağ, CHP ve HDP’lilerin Samanyolu, Bugün, Bank Asya kapatılırken desteğe gittiğini ve bunu demokrasi, basın hürriyeti adına yaptıklarını söylediklerini hatırlattı.
Özdağ, “17-25 Aralık öncesi, bu yapının gerçek yüzü çıkmadan önce bu yapıya biz de demokrasi adına destek verdik, eğitim adına destek verdik. Sizinki meşru olacak, bizimki suç olacak, öyle mi? Sizinki de suç. Eğer suçsa ki gerçek suç sizinkilerin kardeşlerim” dedi. Özdağ şöyle devam etti:
“Darbecilerin siyasi ayağı olmaz, darbeciler her yerde olurlar. Fetullah Gülen bir darbecidir; darbeciler, siyaset yapısını, siyasi yapıyı ortadan kaldırmak için yapmışlardır. Bu darbe önce AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanına, sonra TBMM’ye ve demokrasiye karşı yapılmıştır. Eğer siyasi bir ayak arayacaksanız bunu darbeye maruz kalanlarda ve Recep Tayyip Erdoğan’da -ki öldürülmek istendi- aramayacaksınız, onu başka yerlerde arayacaksınız.”
CHP ve HDP'den tepki
AKP'li Özdağ’ın sözlerine CHP ve HDP’den tepki geldi. Söz alan HDP’li Sancar, “Siz kalkın -2003’ten 2013’e; on yıl- ‘Ne istediler de vermedik’ ilişkisini, kol kola yürüyüşü, KCK operasyonları, Balyoz, Kumpas dâhil hepsinin ortaklığını göz ardı edin, şurada 2 tane söz, orada 2 tane cümle, ‘Efendim, bütün partiler iş birliği yaptı’. Bakın, arkadaşlar, ‘Kumpas’ın da, Ergenekon’un da savcısıyız’ diyen sizsiniz, ‘KCK davalarının arkasında da duruyoruz’ diyen sizsiniz. Eğer onlar darbeciyse, hainse, teröristse onların yaptığı soruşturmaların arkasında hâlâ niye duruyorsunuz?” diye sordu.
"CHP'de hangimizin Gülen'e diz çökmüş resmi var?"
CHP’li Erdoğdu da, hayatını kaybeden kişilerin suçlanmasına tepki gösterdi, “CHP grubundan hangimizin Fetullah Gülen’e ‘Hoca Efendi’ diye diz çökmüş, başını kapatmış resmi var?” dedi.
"Sana FETÖ'cü diyorlar..."
Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek kürsüye çıktıktan sonra CHP’li milletvekilleri, “Makbuzu anlatacaksa çıksın, sahte makbuzu!”, “Bizim öyle Fetullah’ı öven sözlerimiz yok ki televizyonlarda.”, “ByLock kullanıyor musun sen?”, “Sana ‘FETÖ’cü’ diyorlar. Niye ‘Değilim’ demiyorsun?” diye tepki gösterdi.
Petek, CHP’nin sahte olduğunu söylediği Gülen bağış makbuzuyla ilgili, bunu 15 Temmuz darbe girişimi öncesi yazılan bir kitaptan aldıklarını, CHP’nin nasıl kullandığını göstermek için gösterdiğini söyledi.
Petek’in “FETÖ’nün terör örgütü vasfı ortaya çıktıktan sonra en büyük desteği veren Sayın Kılıçdaroğlu’dur, Sayın Tanal’dır, Sayın Erdem’dir” sözleri üzerine tartışma daha da büyüdü, CHP sıralarından “Hadi oradan! Saçmalama hakkın yok senin! Adam gibi konuş!” tepkisi geldi.
Bazı fotoğraflar gösteren Petek, darbe girişimi için “kontrollü darbe” diyen Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi, “Utanın, utanın” diye bağırdı.
"Sana yedireceğim onu"
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Fetullah Gülen'in 1967 yılında CHP'ye bağış yaptığı makbuzu açıklayan Petek'e yüklendi ve “2 yıl önce televizyonlarda Fetullahı savunuyordun. O belgeden dolayı özür dileyeceksin. Namusum üzerine yemin ediyorum o belgeyi Reşat Petek sana yedireceğim” diye bağırdı.
Tansiyonun yükselmesi üzerine TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı oturuma ara verdi.
Önergede ne talep ediliyordu?
HDP'li Yıldırım'ın Meclis Başkanlığı'na verdiği ve AKP’nin oylarıyla reddedilen önerge şöyleydi:
15 Temmuz Darbe girişiminin siyasi ayağının açığa çıkarılması, siyasi ayağında bulunanlarla ilgili adli ve siyasi süreçlerin işletilmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.
Gerekçe
15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye siyasi tarihinde daha önce defalarca deneyimlenmiş olan bir darbe girişimi gerçekleşmiştir. Başarısız olan bu darbe girişimi esnasında Türkiye genelinde yüzlerce insan yaşamını yitirmiş, binlerce insan ise çeşitli derecelerde yaralanmıştır. Halkın iradesi olan TBMM’nin dahi bombalandığı bu darbe girişimi sonrasında, darbeye zeminin nasıl sağlandığından darbenin çeşitli boyutlarına kadar çok sayıda tartışma kamuoyu önünde yürütüldü.
15 Temmuz Darbe girişiminin araştırılmasına ilişkin TBMM bünyesinde mecliste grubu bulunan dört partinin ortak önergesiyle Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon “Fettullahcı Terör Örgütünün 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi” adıyla kurulmuştur. Hükümet partisinin üye sayasının fazlalığı ve komisyon başkanlığının tamamının AKP’li üyelerden seçilmiş olması darbenin tüm yönleriyle değil AKP’nin istediği yönleri araştırılmaya çalışılmıştır. Darbe girişimin en önemli ayaklarının ayrı ayrı komisyonlarla araştırılmasının gerekliliği hala açık ve net olarak önümüzde durmaktadır. 15 Temmuz Darbe girişimine ve komisyon gündemine dair tartışmalarda öne çıkan başlıklardan biri de darbe girişiminin siyasi ayağının açığa çıkarılmasıdır. Darbe girişimin en önde gelen isimlerinin korunmasından tutalım da darbe girişiminin başarılı olması durumunda siyaset ayağında yer alacak kişilere kadar tamamen siyaset kurumunu ilgilendiren boyutların araştırılmasına hala ihtiyaç olmakla birlikte, bu durum yerine getirilmediği takdirde darbe mekaniğinin işler kalacağı da açıktır.
Tüm Türkiye darbe girişiminin siyasi ayağını tartışırken, basına sızan bilgiler hükümet partisi içerisinde darbe girişiminde bulunan Fettullahcı/ Paralel Yapı ile yakın ilişkilerin olduğunu göstermektedir. Darbe girişiminin emrini verdiği ifade edilen Fethullah Gülen ile çekilmiş fotoğraflarda yer alan AKP’li yeni, eski milletvekilleri ve belediye başkanları kamuoyu tarafından tartışılması siyaset kurumu açısından açıklığa kavuşturulması gereken bir konu olarak durmaktadır. Yine darbe girişiminde bulunanların kullandıkları bylock sistemini sekseni aşkın AKP’li milletvekili ve belediye başkanlarının da kullandığı kulislere yansımış, darbenin siyasi ayağında AKP’li siyasetçilerinin olduğu bizzat AKP’li bazı seçilmişler tarafından da itiraf edilmiştir. Yine darbe komisyonu çalışmalarında muhalefet partisi üyelerinin darbenin siyasi ayağının açığa çıkarılması ısrarlarına rağmen komisyon başkanlığı etkin bir süreç işletmemiştir. Söz konusu AKP ve Gülen Cemaati ilişkisi komisyonda dinlenen birçok misafir tarafından ifade edilmiştir. Komisyona çağrılmayıp Fethullah Gülen Cemaati ile ilişkisi olduğu düşünülen eski siyasetçilerden bilgi alma maksadıyla bir önceki kabinede yer alan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi isimlere yazılı sorular göndermiştir. Komisyona gönderilen cevaplarda Fethullah Gülen ile ilişkilerin AKP döneminde arttığını ve Gülen ile yapılan görüşmelerin Erdoğan’ın isteği üzerine gerçekleştiği bildirmiştir.
Darbe girişiminin yetkin bir siyasi ayağı olduğu gerçekliği, Türkiye’de siyaset kurumu zan altında bırakan önemli bir konu olduğu gibi hukukun da konusudur. Siyaset kurumu açısından bir vesayet, sızma ve manipüle edilme meselesi iken, hukuk açısından “talimatlı yargı” tartışmalarının bir göstergesidir.
15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağı açığa çıkarılıp parti menfaatleri gözetilmeden gerekli hukuki girişimlerde bulunulmazsa, Türkiye’de siyaseti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi itibarı hep sorunlu olacaktır. Söz konusu siyaset kurumunun itibarın yerine getirilmesi ve darbe girişimi ile sulandırmadan, yeni biçim değiştirmiş darbelere zemin sağlamanın anahtarı yapılmadan yüzleşilmesi elzemdir.
Bu kapsamda, 15 Temmuz Darbe girişimin siyasi ayağının açığa çıkarılması, siyasi ayağında bulunanlarla ilgili adli ve siyasi süreçlerin işletilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.